GENEL KURUL etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
GENEL KURUL etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1163 SAYILI KOOPERATİFLER KANUNU'NA GÖRE OLAĞAN GENEL KURUL TOPLANTISININ YAPILMAMASI HALİNDE CEZAİ SORUMLULUK KALDIRILDI MI?

Ümit IŞIK
Gümrük ve Ticaret Başmüfettişi

Özet
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'na tabi kooperatiflerde bütün ortakları temsil eden en  yetkili organ genel kuruldur.

Kooperatif genel kurulu her hesap devresi sonundan itibaren 6 ay içinde ve en az yılda bir defa olmak üzere olağan ve ihtiyaç duyulduğunda ise her zaman olağanüstü olarak toplanmaktadır. 1163 sayılı Kanunun 45'inci maddesinin eski haline göre olağan toplantının her yıl hesap devresi sonundan itibaren altı ay içinde yapılması zorunludur.

Olağan genel kurulun yönetim kurulu üyelerince belirlenen sürede çağrılmaması halinde anılan Kanunun Ek 2'nci maddesi uyarınca cezai sorumluluk öngörülmüştür. 01.07.2017 tarihli ve 30111 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 7033 sayılı "Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 9'uncu maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 45'inci maddesinin birinci fıkrasına eklenen hükümle kooperatifçe üç hesap dönemine ait genel kurul toplantılarının birleştirilerek yapılma imkânı sağlanmıştır.



1. Giriş
Tüzel kişiliği haiz olmak üzere ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını işgücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermayeli ortaklıklara kooperatif denilmektedir.

Kooperatifin en yetkili organı bütün ortakları temsil eden genel kuruldur. Genel kurul, kooperatife ilişkin, anasözleşmeyi değiştirmek, yönetim kurulu ve denetçiler kurulu üyeleriyle gerektiğinde tasfiye kurulunu seçmek, yönetim ve denetçiler kurullarını ibra etmek gibi yetkileri kullanmaktadır.

Bu yetkilerin kullanılması için 1163 sayılı Kanunda, genel kurulların olağan ve gerektiğinde olağanüstü olarak toplanabilmesi düzenlenmiştir.

1163 sayılı Kanunda olağan genel kurul toplantısının her yıl yapılmasını öngörülmüş ve yapılmaması halinde ise yönetim kurulu üyeleri hakkında cezai sorumluluk getirilmiştir.

Bu yazımızda 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 45'inci maddesinde yapılan değişikliğin, her yıl olağan genel kurul toplantısını yapmakla yükümlü olan yönetim kurulu üyelerinin cezai sorumluluğuna etkileri ele alınmıştır.

2.Kooperatif Olağan Genel Kurul Toplantısı ve Yapılmamasının Sonuçları
1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 7'nci maddesine göre Kooperatif ticaret siciline tescil ile tüzel kişilik kazanır. Kooperatifin organları genel kurul, yönetim kurulu ve denetim kurulundan (denetçi) oluşmaktadır.
Kooperatif genel kurulu tüm ortakların temsil edildiği ve Kooperatifin faaliyetleriyle ilgili olarak önemli kararların alındığı en yetkili organdır. Bu organda alınan kararlar toplantıya katılmasa bile bütün ortakları bağlamaktadır.

Genel kurul toplantıları, özellikle kooperatif yönetim kurullarının iş ve işlemlerinin denetiminde ve kooperatif faaliyetlerini etkilemede ve yönlendirmede önemli bir rol oynamaktadır.

Bu nedenle de Kanun (eski haliyle) kooperatif faaliyetlerine katılabilme ve zamanında bilgi sahibi olabilme adına genel kurulun her yıl olağan olarak toplanmasını öngörmüştür.

Yapı kooperatiflerinin genel kurul toplantıları hariç olmak üzere üç ay evvel ortak olmayanlar hariç her ortak genel kurula katılma hakkına sahiptir.

Kooperatif anasözleşmesinde özel bir hüküm olmaması halinde genel kurul, kooperatifi temsile yetkililer tarafından imzalanan taahhütlü mektuplarla veya mahalli gazete ile köylerde ise yazılı olarak imza karşılığı toplantıya çağrılır.

1163 sayılı Kanunun 43'üncü maddesine göre,

- Yönetim kurulu veya anasözleşme ile bu hususta yetkili kılınan diğer bir organ,
- Gerektiğinde denetçiler kurulu,
- Ortağı olduğu üst birlik ve
- Tasfiye memurları
genel kurulu toplantıya çağırma yetkisine sahiptirler.

Ancak genel kurul yukarıda belirtildiği şekilde toplanamadığı takdirde ilgili bakanlık genel kurulu toplantıya çağırma yetkisine sahiptir.

Öte yandan Kanunun 44'üncü maddesine göre, dört ortaktan az olmamak kaydıyla ortak sayısının en az onda birinin isteği üzerine genel kurul toplantıya çağrılabilmektedir.

Yönetim Kurulu bu isteği en az on gün içinde yerine getirmediği takdirde, istek sahiplerinin müracaatı üzerine veya doğrudan doğruya ilgili Bakanlık tarafından genel kurul toplantıya çağrılabilir.

Çağrılmadığı takdirde istek sahipleri mahalli mahkemeye başvurarak Genel Kurulu bizzat toplantıya çağırma müsaadesini alabilirler.

1163 sayılı Kanunun, 7033 sayılı Kanunun 9'uncu maddesiyle değiştirilmeden önceki 45 inci maddesinde aynen;

"Genel kurul olağan ve gerektiğinde olağanüstü olarak toplanır. Olağan toplantının her hesap devresi sonundan itibaren 6 ay içinde ve en az yılda bir defa yapılması zorunludur."
denilmektedir.

Buna göre hesap devresi takvim yılı olan bir kooperatif, takip eden yılın Haziran ayının sonuna kadar olağan genel kurul toplantısını yapmak zorundadır.

Bu zorunluluğa uyulmaması halinde ise 1163 sayılı Kanunun Ek 2'nci maddesinde düzenlenen cezaya muhatap kalınacaktır.

Kanunun "Cezai Sorumluluk" başlıklı anılan maddesi aynen; 
"(...)
2. Genel kurulu olağan toplantıya çağırmayan yönetim kurulu üyeleri ile 2'nci maddenin dördüncü fıkrasına, 8'inci maddenin ikinci fıkrasına, 16'ncı maddenin birinci fıkrasına, 66'ncı maddenin ikinci fıkrasına ve 90'ıncı maddenin üçüncü fıkrasına aykırı hareket eden kooperatif ve üst kuruluşlarının yönetim kurulu üyeleri altı aya kadar hapis ve otuz günden üçyüz güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılırlar.
(...)"
şeklindedir.

Ayrıca aynı maddeye göre, ilgili bakanlık, kooperatifler ve üst kuruluşlarının yönetim ve denetim kurulu üyeleri ile memurları hakkında görevlerine ilişkin olarak işledikleri suçlardan dolayı açılan kamu davalarına katılma talebinde bulunabilecektir.

01.07.2017 tarihli ve 30111 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 7033 sayılı "Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 9'uncu maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 45'inci maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile değişiklik yapılmıştır.

Anılan madde aynen;

"Genel kurul olağan ve gerektiğinde olağanüstü olarak toplanır. Olağan toplantının her hesap devresi sonundan itibaren 6 ay içinde ve en az yılda bir defa yapılması zorunludur. (Ek cümle:18/6/2017-7033/9 md.)

Ancak, usul ve esasları ilgili Bakanlıkça yapılacak düzenlemede gösterilmek üzere; kooperatif üst kuruluşuna ortak olunması ve genel kurul toplantısının gündemine konuyla ilgili madde konulması şartıyla, olağan genel kurul toplantıları en fazla üç hesap dönemini kapsayacak şekilde ve birleştirilerek yapılabilir."
şeklindedir.

1163 sayılı Kanunun 45'inci maddesinin 1'inci fıkrasına eklenen cümle ile olağan genel kurul toplantılarının her yıl yapılma zorunluluğu kaldırıldığından hesap dönemi takvim yılı olan bir kooperatifin, takip eden yılın Haziran ayının son gününe kadar olağan genel kurul toplantısı yapmaması halinde doğrudan bir ceza yaptırımı söz konusu olmayacaktır.

Ancak cezai sorumluluğun ortadan kalkabilmesi için 1163 sayılı Kanunun değişik 45'inci maddesine göre usul ve esasları ilgili Bakanlıkça yapılacak düzenlemede gösterilmek üzere;
- Kooperatif üst kuruluşuna ortak olunması ve
- Genel kurul toplantısının gündemine konuyla ilgili madde konulması,
şartlarının birlikte yerine getirilmesi gerekecektir.

Bu şartlar yerine getirilmek kaydıyla, olağan genel kurul toplantıları en fazla üç hesap dönemini kapsayacak şekilde ve birleştirilerek yapılabilecektir. Bu yöndeki usul ve esaslar Bakanlıkça yapılacak düzenlemede gösterilecek olmakla birlikte, kanaatimizce, bu yönde gündeme konulacak madde gelecek yıllara ait genel kurul toplantılarına ilişkin olmalıdır.

Bu cümleden olmak üzere 3 yıl olağan genel kurul toplantısı yapılmayarak üçüncü yıl sonunda bu yönde karar alınması cezai sorumluluğu kaldırmayacaktır. Öte yandan genel kurul toplantısının gündemine konuyla ilgili madde konulması, şartın yerine getirildiği anlamına gelmeyecektir. Bu gündem maddesinin Kanunda belirtilen karar alma nisapları ile kabul edilmesi gerekecektir. Genel kurulun bu yöndeki gündem maddesini kabul etmemesi halinde mevcut uygulamaya devam edilecektir.

Yeni düzenlemeye göre yukarıda yer verilen şartların yerine getirilmesi halinde her yıl olağan genel kurul toplantısı yapılması zorunluluğu ortadan kalkmakta ve buna bağlı olarak örneğin hesap dönemi takvim yılı olan kooperatiflerin 01 Ocak-30 haziran döneminde olağan genel kurul toplantısını yapmaması halinde herhangi bir cezai yaptırım söz konusu olmayacaktır.

Ancak 3'üncü yılın sonundan itibaren haziran ayı sonuna kadar olağan genel kurulunun yapılmamış olması halinde 01 Temmuz itibariyle suç oluşmuş olacak ve 1163 sayılı Kanunun 2'nci Ek Maddesinin 2'nci fıkrası uyarınca cezai sorumluluk hali ortaya çıkacaktır.

Öte yandan 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun, 23.1.2008 günlü, 5728 sayılı Kanunun 340 ıncı maddesiyle değiştirilen ek 2. maddesinin (2) numaralı fıkrasının Anayasa'nın 2, 10, 13 ve 48 inci maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptaline karar verilmesi istemli açılan E.2013/128 sayılı davada, Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu K.2014/66 sayılı ve 27.03.2014 tarihli kararda, "Genel kurulu olağan toplantıya çağırmayan yönetim kurulu üyeleri ile." ibaresinin Anayasa'ya aykırı olmadığına ve itirazın reddine karar verildiğini belirtmekte fayda görülmüştür.

Yönetim kurulu üyelerinin, olağan genel kurulu zamanında toplantıya çağırmaması nedeniyle 1163 sayılı Kanunun Ek 2 nci maddesi uyarınca ceza almaları durumunda, herhangi bir kooperatifte yönetim kurulu üyeliği de yapılamayacaktır.

Zira anılan Kanunun "Üyelik şartları ve ücret" başlıklı 56'ncı maddesinin 1'inci fıkrasının 3 nolu bendinde aynen;
"(Değişik: 23/1/2008-5728/338 md.) Devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, (') zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından ya da bu Kanun hükümlerine göre mahkum olmamak"
şartı bulunmaktadır.

Dolayısıyla 1163 sayılı Kanun hükümlerine göre mahkum olan bir kişi, kooperatif yönetim kurulu üyesi olma şartlarından birisini kaybetmiş olacağından yönetim kurulu üyesi olması veya üyeliğe devam etmesi mümkün olmayacaktır.
 
3. Sonuç
1163 sayılı Kooperatifler Kanununa göre faaliyet gösteren kooperatiflerin en yetkili organı, kooperatife ilişkin önemli kararların alındığı ve yönetim kurulunun denetimin yapılmasının sağlandığı genel kurul olup Kooperatif ortaklarının katılımıyla oluşmaktadır.

1163 sayılı Kanuna göre genel kurullar her yıl olağan ve gerektiğinde olağanüstü olarak toplanmaktadır. Olağan genel kurulun toplanması adına gerekli usulü işlemlerin yapılması yönetim kurulunun görevleri arasındadır.

01.07.2017 tarihli ve 30111 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 7033 sayılı "Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 9'uncu maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 45'inci maddesinde yapılan değişikliğe kadar hesap dönemi takvim yılı olan kooperatiflerin, olağan genel kurul toplantılarını her yıl Haziran aynının sonuna kadar yapmaları zorunlu iken yapılan değişiklikle üç yıla ait olağan genel kurul toplantısının birleştirilerek yapılma imkânı getirilmiştir.

Bu değişikliğe bağlı olarak gerekli şartları sağlayan kooperatiflerin olağan genel kurul toplantılarını her yıl yapma zorunluluğu kalkmıştır. Olağan genel kurul toplantısının Haziran ayının sonuna kadar yapılmamasına bağlanan cezai sorumluk da 1163 sayılı Kanunun değişik 45'inci maddesinde belirtilen koşulları sağlayan kooperatiflerin yönetim kurulu açısından 3'üncü yıl sonundan itibaren ortaya çıkacaktır.

Bu hale göre, kooperatif üst kuruluşuna ortak olunması ve genel kurul toplantısının gündemine konuyla ilgili madde konularak bu gündem maddesinin kabul edilmesi şartlarının birlikte gerçekleşmesi halinde olağan genel kurul toplantıları en fazla üç hesap dönemini kapsayacak şekilde ve birleştirilerek yapılabilecektir.

Şartları yerine getiren kooperatiflerin 3 üncü yılın Haziran ayının sonuna kadar olağan genel kurul toplantısını yapmaması ise cezai sorumluğu gerektirecektir.

Kaynakça
-1163 sayılı "Kooperatifler Kanunu"
-7033 sayılı "Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"
-Anayasa Mahkemesinin E.2013/128, K.2014/66 sayılı ve 27.03.2014 tarihli kararı



https://www.kutso.org.tr/wp-content/uploads/2018/03/HUKUK-M%C3%9C%C5%9EAV%C4%B0RL%C4%B0%C4%9E%C4%B0-B%C4%B0LG%C4%B0LEND%C4%B0RME-NOTLARI-2018-OCAK-.doc

Örnek Dava Uygulamalarıyla Kooperatif Genel Kurul Kararlarında Hükümsüzlük ve Sonuçları

Av. Dr. Bülent Hayri ACAR – Av. Ender DEDEAĞAÇ

İncelemede somut davalar örnek alınmıştır [1]. Örnek davalarla ilgili dava malzemesi, özellikle öğretiye inceleme malzemesi olması amacıyla, dipnotta verilmiştir. Örnek olayla, kooperatif hukukunda genel kurul kararlarında hükümsüzlük ve sonuçları ele alınmıştır. Hükümsüzlük, hukukun genel ilkelerindendir ve hukuki işlemin hukuk düzeninde yer alıp almamasıyla ilgilidir.
Hükümsüzlükte üçlü ayırım kabul edilmiştir: yokluk, mutlak butlan (kesin hükümsüzlük), nispi butlan. Örnek olayda, olağan genel kurulda, usulüne uygun verilen önergeyle üç maddenin gündeme alınmasına ilişkin kararlar ve sonrası işlemler, yargıya taşınmıştır. Örnek olay, önceki Ticaret Kanunu döneminde geçmiştir. Bu olaydan hareketle, önceki ve yeni Ticaret kanunlarının ilgili hükümleri karşılaştırılmıştır. Okuyucuya kolaylık sağlanması için, ilgili maddeler dip notlara alınmıştır. Yazının amacı, örnek davalar uygulamasını, hukuki değerlendirmesiyle, hukuk kamuoyuna taşımaktır.



http://dergipark.gov.tr/download/article-file/398249

Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali Davası

23. Hukuk Dairesi 2014/505 E. , 2014/3649 K.

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Eskişehir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 07/02/2013
NUMARASI : 2012/362-2013/77

Taraflar arasında görülen genel kurul kararının iptali davası sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 13.09.2013 gün ve 4318 Esas, 5379 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü:


- KARAR -

Davacılar vekili, müvekkillerinin ortağı olduğu davalı kooperatifin 19.07.2011 tarihli olağan genel kuruluna çağrının usulsüz olduğunu, toplantı ve karar yeter sayılarının oluşmadığını, kanun ve anasözleşmeye aykırılık bulunduğunu ileri sürerek, anılan genel kurulda alınan kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davanın kabulü ile, genel kurul kararlarının yok hükmünde olduğunun tespitine dair verilen karar, davalı vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin 13.09.2013 tarih ve 4318 Esas, 5379 Karar sayılı ilamıyla, genel kurula çağrının usulüne uygun yapıldığı ve gündemin gereği gibi ilan edildiği, anılan genel kurulun ödeme yükümlülüğü ile ilgili 6. maddesinde ortaklardan tahsiline karar verilen ödemelerin genel gider niteliğinde olup, Kooperatifler Kanunu'nun 31 ve anasözleşmenin 60/3. maddeleri kapsamındaki ek ödeme yükümlülüğü niteliğinde olmadığından, bu kararların alınmasında nitelikli toplantı ve karar nisapları aranmadığı, toplam 131 ortaktan 19 üyenin katılımı ile yapılan genel kurul toplantısında oybirliğiyle alınan kararların, toplantı ve karar nisapları yönünden geçerli olduğu, ortak olmayan kişinin divana seçilmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı, genel kurul kararlarını yoklukla malül kılacak bir usulsüzlük bulunmadığı gibi, iptalini gerektirir bir durum da olmadığı, iptal davası açmak için bir aylık hak düşürücü sürenin de geçmiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuştur.
Bu kez, davacılar vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 45/son ve Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Örnek Anasözleşmesi'nin 60/1. maddeleri uyarınca genel kurulun sevk ve idaresi, ortaklar ve üst kuruluş temsilcileri arasında seçilen başkan ve üyeler tarafından sağlanır. Başka bir anlatımla, genel kurul divan ve üyelerinin ortaklar arasından seçilmesi gerekmektedir. Ancak, bu düzenlemeler, kamu düzenine ilişkin emredici nitelikte hükümlerden değildir. Ortak olmayan kişilerden seçilmesi, divan oluşumu kararının iptalini gerektirir. Diğer kararların salt bu nedenle yokluğu ya da iptali sonucunu doğurmaz. Diğer kararların iptali için 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 53. maddesi uyarınca Yasa'ya, anasözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırılığının ayrıca kanıtlanması gerekir.

Dairemizin anılan ilamındaki, "ortak olmayan kişinin divana seçilmesinde bir usulsüzlük bulunmayıp, bu hususun alınan kararları yoklukla malûl kılmadığı gibi iptalini de gerektirmemektedir." cümlesindeki "iptalini de gerektirmemektedir." ibaresi ile son paragrafta yer alan "iptalini gerektirir bir durum da olmadığı" ibaresi doğru olmayıp, bunun yerine "ortak olmayan kişi ya da kişilerin divana seçilmiş olmasının divan oluşumu kararının iptalini gerektireceği, diğer kararların salt bu nedenle yokluğu ya da iptali sonucunu doğurmayacağı, diğer kararların iptali nedenlerinin ayrıca kanıtlanmasının gerekli olduğu" gerekçesine yer verilmesi gerekmekte ise de, iptal davası açılması için gerekli hak düşürücü sürenin geçirilmiş olduğu gözönüne alındığında bu yanlışlığın sonuca etkisi olmamıştır. Bu açıklamalara ve Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, HUMK'un 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, 1,95 TL harç ve takdiren 226,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine'ye gelir kaydedilmesine, 12.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

GENEL KURULU ZAMANINDA YAPMAYAN YÖNETİM KURULU ÜYELERİ NASIL CEZALANDIRILIR

Genel kurulun, hesap döneminin (1 Ocak-30 Haziran tarihleri arası) ilk 6 ayı içerisinde toplanacak şekilde yönetim kurulunca çağrılmaması yönetim kurulu üyeleri için suç teşkil etmektedir. Süresi içerisinde genel kurulu toplantıya çağırmayan yönetim kurulu üyeleri hakkında kanunun Ek: 2/2 maddesi gereği işlem yapılmak üzere Cumhuriyet Başsavcılıklarına suç duyurusunda bulunulur. (Ek: 2/2 maddesi: "Genel Kurulu olağan toplantıya çağırmayan yönetim kurulu üyeleri ile 2 nci maddenin dördüncü fıkrasına, 8 inci maddenin ikinci fıkrasına, 16 ncı maddenin birinci fıkrasına, 66 ncı maddenin ikinci fıkrasına ve 90 ncı maddenin üçüncü fıkrasına aykırı hareket eden kooperatif ve üst kuruluşlarının yönetim kurulu üyeleri altı aya kadar hapis ve otuz günden üçyüz güne kadar adli para cezası ile cezalandırılırlar."

TASFİYE HALİNDEKİ KOOPERATİFLERİN GENEL KURUL TOPLANTILARINDA NİSAP NEDİR

Anasözleşme ile özel bir nisap belirlenmemiş ise, tasfiye halinde kooperatiflerin genel kurul toplantılarında nisap aranmaz. Kararlar oy çokluğu ile verilir. (Kooperatifler Kanunu m. 81).

GENEL KURUL GÜNDEMİNE MADDE İLAVESİ İÇİN KAÇ ORTAĞIN TEKLİFİ GEREKLİDİR


  • Dörtten az olmamak üzere ortakların en az 1/10'u tarafından genel kurul toplantısından en az 20 gün önce yazılı olarak bildirilecek hususların gündeme konulması zorunludur. 
  • Gündemde olmayan hususlar gürüşülemez. Ancak, kooperatife kayıtlı ortakların en az 1/10'unun gündem maddelerinin görüşülmesine geçilmeden önce yazılı teklifte bulunmaları halinde, hesap tetkik komisyonunun seçilmesi, bilanço incelemesinin ve ibranın geriye bırakılması, çıkan veya çıkarılan ortaklar hakkında karar alınması, genel kurulun yeni bir toplantıya çağrılması ve kanun, anasözleşme ve iyiniyet esasları ile genel kurul kararlarına aykırı olduğu ileri sürülen yönetim kurulu kararlarının iptali, yönetim kurulu üyeleri ile denetçilerin azli ve yerlerine yenilerinin seçilmesi ile ilgili hususlar, genel kurula katılanların yarıdan bir fazlasının kabulü ile gündeme alınır. (Kooperatifler Kanunu Madde 46)

KOOPERATİF GENEL KURULUNDA KARAR YETER SAYISI OLARAK 3/4 ÇOĞUNLUK ARANAN HALLER NELERDİR


  1. Ortakların şahsi sorumluluklarının ağırlaştırılması veya
  2. Ek ödeme yükümleri ihdası hakkında alınacak kararlar için, bütün ortakların 3/4'ünün rızası gereklidir. (Kooperatifler Kanunu m. 52)

KOOPERATİF GENEL KURULUNDA BİRLEŞME KARARI İÇİN 3/4 ÇOĞUNLUK HANGİ HALLERDE ARANIR

Birleşme neticesinde dağılan kooperatifin ortakları için şahsi sorumluluk veya ek ödeme yükümlülüğü doğduğu veya ağırlaştığı taktirde birleşme kararı, ancak bütün ortakların 3/4'ünün çoğunluğu ile verilebilir.  (Kooperatifler Kanunu m. 84/11).

KOOPERATİF GENEL KURULUNDA KARAR YETER SAYISI İÇİN 2/3 ÇOĞUNLUK HANGİ HALLERDE GEREKİR

  • Kooperatifler Kanunu m. 51 genel kurulda ağırlaştırılmış karar yeter sayısı ve hangi hallerde alınacağı göstermiştir. 
  1. Kooperatiflerin dağılması
  2. Diğer bir kooperatifle birleşmesi ve 
  3. Kooperatif anasözleşmesinin değiştirilmesinde karar alınabilmesi için fiilen kullanılan oyların 2/3 çoğunluğu gerekmektedir. Hükümde bulunan "fiilen" kelimesi ile hazır bulunanlar tarafından kullanılan oylar kastedilmektedir. Anasözleşme bu kararların alınması için oy çoğunluğu hakkında daha ağır hükümler koyabilecektir.


KOOPERATİF GENEL KURUL TUTANAĞINDA HANGİ HUSUSLAR YER ALIR

Genel kurul toplantılarında alınmış olan kararların hukuken geçerli olması için, ortaklar tarafından yapılan beyanlar ile muhalif kalanların muhalefet sebeplerini, yapılan seçimler ile verilen kararları içeren bir tutanak düzenlenir. Bu tutanakta toplantıya asaleten ve temsilen katılanların sayısı ile kullanılan oy sayısı ayrıca gösterilir. Genel kurul tutanağının altı, genel kurul başkan ve üyeleri ile katılmaları halinde bakanlık temsilcisi tarafından imzalanır.

GENEL KURUL ORTAKLIKTAN ÇIKARILMA KARARININ İPTALİ

T.C.
Yargıtay
23. Hukuk Dairesi

Esas No:2014/5116
Karar No:2014/4707
K. Tarihi:19.6.2014

MAHKEMESİ : Kula Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/04/2013
NUMARASI : 2010/223-2013/77

Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar, davalı kooperatif ve dahili davalı M.. M.. vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-K A R A R-
Davacılar vekili, müvekkillerinin davalı kooperatif üyesi olduklarını, 01.06.2010 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında alınan karar ile üyeliklerine son verildiğini, kararın verildiği tarihten itibaren 10 gün içerisinde müvekkillerine tebliğ edilmek üzere notere tevdii edilmediğinden dava açma süresinin başlamadığını, üye olmayan kişilerin, toplantıda oy kullandıklarını, ihraç kararı içeriğinin doğru olmadığını, müvekkillerinin ürettikleri sütün kalitesini arttırdıklarını, kooperatif yönetimince müvekkillerinin sütlerinin alınmadığını ve kendilerine yem satışı yapmadıklarını ileri sürerek, genel kurul kararlarının iptali ile müvekkillerinin üyeliklerinin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı kooperatif vekili, davacıların, birlikte dava açmalarının usule uygun olmadığını, davaların ayrılması gerektiğini, davacıların kooperatife muhalif olduklarını, süt dökmemeye ve yem almamaya başladıklarını, kooperatif anasözleşmesine aykırı davranmaları nedeniyle kooperatif üyeliğinden ihraç edildiklerini, davanın süresinde açılmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Dahili davalı M.. M.. vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamı ve benimsenen 04.02.2013 havale tarihli bilirkişi raporuna göre; 01.06.2010 tarihli genel kurulda alınan bütün kararların hukuka aykırı olmadığı, 10. maddede davacıların ihracına karar verildiği, bu karardan sonra yönetim kurulu tarafından istifalarla ilgili alınan kararın herhangi bir hüküm ifade etmeyeceği, 10. gündem maddesinde alınan ihraç kararının tebliğ edilmediği ve bu haliyle kararın hukuka ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 01.06.2010 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında alınan 10 numaralı gündem maddesinin iptali ile davacıların kooperatif ortaklıklarının devam ettiğinin tespitine karar verilmiştir.

Karar, davalı kooperatif vekili ve dahili davalı İl Tarım Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1- Davacılar vekilinin temyiz istemi yönünden;
Davacılar vekili Av. F.. E.., kararı süresi içerisinde temyiz etmiş ise de, Dairemizin geri çevirme kararından sonra, 30.04.2014 havale tarihli dilekçe ile temyiz isteminden feragat etmiş olup; dosyadaki vekaletnamelerinde temyiz isteminden feragate dair yetkisinin bulunduğu görüldüğünden, davacılar vekilinin temyiz isteminin feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.

2- Dairemiz geri çevirme kararı üzerine davalı kooperatif vekili tarafından 15.05.2014 tarihli dilekçe ile hükmün, sadece davacı M.. K.. yönünden temyiz edildiği açıklandığından, davalı kooperatif vekilinin davacı M.. K.. yönünden temyiz itirazlarına gelince;
Dava, genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir.
Genel kurul kararının iptali davasını 1163 sayılı Kooperatif Kanunu'nun 53. maddesi uyarınca ancak kooperatifin ortağı açabilir. Dava koşulu olan üyelik sıfatının kararın kesinleşmesine kadar devam etmesi gerekir. Aksi halde davacının dava açmakta hukuki yararı kalmayacağından davanın bu sebeple reddi gerekir.
Öte yandan, Kooperatifler Kanunu'nun 13. maddesi "Yönetim kurulu, anasözleşmeye uygun olarak yapılacak isteğe rağmen, bir ortağın kooperatiften istifasını kabulden kaçınacak olursa, ortak çıkma dileğini noter aracılığı ile kooperatife bildirir. Bildiri tarihinden itibaren çıkma gerçekleşir." hükmünü içermektedir. Ortağın istifa bildirimi yenilik doğurucu nitelikte olup, kooperatife ulaştığı anda sonuç doğurur. Yukarıda anılan 13. maddenin yazılış biçimi ortağın istifasının kooperatifçe kabulünü gerekli kıldığı izlenimi yaratmakla beraber noter aracılığı ile yapılan bildirime özel önem verilmek suretiyle, noter aracılığı ile yapılan bildirimin kabulünün gerekli bulunmadığı vurgulanmıştır. Bu durumda ortağın yenilik doğurucu nitelikteki istifa iradesini ilk olarak noter vasıtasıyla kooperatife duyurması ortaklıktan çıkmanın gerçekleşmesi için yeterlidir. 
Davacılar vekilince dava dilekçesinde, iptali istenen genel kurul toplantısının yapıldığı tarihte davacı M.. K..'un üyelikten istifa ettiği açıklanmış olup, dosya kapsamında 01.06.2010 tarihli istifa dilekçesi bulunmaktadır. Davalı kooperatifin anasözleşmesinin "ortağın çıkma isteğinin kabulü" başlıklı 18. maddesi, " ortakların çıkma isteği yönetim kuruluna yazılı olarak yapılır. Yönetim kurulu bu isteği reddedemez ve ilk toplantısında görüşür. Ortağın ortaklıktan çıkması kooperatifin varlığını tehlikeye düşürebilecek nitelik taşıması halinde yönetim kurulu belirli bir tazminatın ödenmesini isteyebilir. Genel kurulun tasfiyeye karar verdiği tarihten 6 ay öncesine kadarki zaman içerisinde çıkma isteğinde bulunan ortakların bu isteği dinlenmez" hükmünü içermektedir. Kooperatif anasözleşmesinde istifanın belirli sürelerde yapılabileceğine ilişkin kısıtlayıcı bir hüküm bulunmamakta olup, kooperatifin tasfiyeye girdiği de iddia edilmemiştir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 12. maddesindeki, ortağın, istifasının genel kurullarda alınan karara dayanarak hesap yılı sonundan belli süre önce başvuru yapılması koşulu istifanın geçerliliğine etki etmeyip, ertesi yıl yapılmış gibi sonuç doğuracağı anlamına gelmekte olup, kooperatif ile ilişkisi kesilen ortağa yapılacak ödemelerin muaccel olduğu tarihin tespiti açısından çıkma payının tahsiline ilişkin davalarda sonuca etkilidir. Yılın son ayı içerisinde ulaşan bir istifa bildirimi hüküm ve sonuçlarını, ertesi yıl doğurur. Bu itibarla, davacılar vekilinin istifanın zamanında yapılmadığı yolundaki iddiası doğru değildir.
Bu durumda mahkemece, genel kurul kararının iptali için üyelik koşulunun, HMK'nın 114/2. madde hükmü yollaması ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 53. ve anasözleşmenin 38. madde hükmünde aranan dava şartlarından olması nedeniyle HMK'nın 114/1-h ve 115/2. maddeleri uyarınca davacı M.. K.. tarafından açılan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.

3- Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, somut olayda olduğu gibi, ihtiyari dava arkadaşlığının bulunduğu hallerde, bir dava açıldıktan sonra davalı tarafı değiştirmek ya da mevcut davalı taraf yanına bir başka davalı taraf ilave etmek, ıslahla dahi mümkün değildir. Dava tarihinde ve dahili dava dahili dava dilekçe tarihinde yürürlükte olan usul yasamızda davanın nasıl açılacağı gösterilmiştir. Dava açıldıktan sonra harcı yatırılmayan dilekçe ile kişilerin dahili dava edilmesi ve haklarında hüküm tesis edilmesi olanağı bulunmamaktadır. Bu nedenle harcı yatırılmış bir dava dilekçesi bulunmadığı sürece usulüne uygun olarak açılmış bir davanın varlığından söz edilemez. YHGK'nın 31.05.2013 tarih ve 2012/23-1853 E., 2013/803 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere, davacı, dava dilekçesinde tarafların kimler olduğunu belirtir ve dava, dava dilekçesinde gösterilen taraflar arasında devam eder. Ancak davanın açılmasından sonra, dava dilekçesinde gösterilen taraflarda değişiklik yapılması ihtiyacı ortaya çıkabilir. Bu değişiklik örneğin, taraflardan birinin dava sırasında ölmesinde veya dava yürürken dava konusunun devrinde olduğu gibi zorunlu (yasal) nedenlerle olabileceği gibi, davacının iradesine bağlı (iradi) değişiklik şeklinde de olabilir (Ejder Yılmaz, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, Ankara 2012, s.812). İradi taraf değişikliği halinde ise; bu durum davayı değiştirme anlamına geldiğinden, zorunlu taraf değişikliğinden farklı bir rejime tabidir. Mülga 1086 sayılı HUMK iradi taraf değişikliği hakkında açık bir hüküm içermemekle birlikte, yerleşik Yargıtay uygulaması ile genel olarak, davada iradi taraf değişikliğine izin verilmemiştir. Bu durumun özellikle usul ekonomisi açısından eleştirilere tabi tutulmasını dikkate alan yasa koyucu, 6100 sayılı HMK’nın 124. maddesi ile belirli hallerde iradi taraf değişikliğine olanak veren bir düzenleme getirmiştir.
Anılan hükmün ikinci fıkrasında, bir davada taraf değişikliğinin ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkün olduğu öngörülmüş olup, hakimin taraf değişikliği konusunda davalı tarafa rızası bulunup bulunmadığını açıkça sorması gerekmektedir. Üçüncü fıkrasında ise, “Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir” düzenlemesi getirilmiştir.
Somut olayda, zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı ve aleyhine usulüne uygun olarak açılmış bir dava da olmadığı ve anılan 124. madde koşulları gerçekleşmediği halde, mahkemece, dahili dava edilen Manisa Tarım İl Müdürlüğü, taraf sıfatını kazanmadığından ve aleyhine de hüküm kurulmadığından, kararı temyiz hakkı bulunmamasına göre, dahili davalı vekilinin temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.

SONUÇ:

Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz isteminin feragat nedeniyle reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı M.. K.. yönünden davalı kooperatif vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı kooperatif yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, dahili davalı vekilinin temyiz isteminin reddine, davalıdan peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 19.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

TARIMSAL KALKINMA KOOPERATİFİ GENEL KURUL KARARLARINA İTİRAZ, KARARLARIN BOZULMASI

Aşağıda  belirtilen  kimseler;  kanuna,  anasözleşme  hükümlerine  ve  iyi niyet  esaslarına  aykırı  olduğu  iddiası  ile  genel  kurul  kararları  aleyhine,  toplantıyı  takip eden  günden  başlamak  üzere  bir  ay  içinde,  kooperatif  merkezinin  bulunduğu  yerdeki mahkemeye başvurabilirler.

  1. Toplantıda  hazır  bulunup ta kararlara katılmayarak  karşı  görüşlerini  tutanağa geçirten,  oyunu  kullanmasına  haksız  olarak  izin  verilmeyen,  toplantı  çağrısının  usulüne uygun  yapılmadığını,  gündemin  gereği  gibi  ilan  veya  tebliğ  edilmediğini,  genel  kurul toplantısına katılmaya yetkili olmayan kimselerin karara katılmış bulunduklarını iddia eden ortaklar,
  2. Yönetim kurulu,
  3. Kararların   yerine   getirilmesi   yönetim   kurulu   üyeleri   ile   denetçilerin   şahsi sorumluluklarını gerektirdiğinde bunların her biri,
Ayrıca,  bozma  davasının  açıldığı  ve  duruşmanın  yapılacağı  gün,  yönetim  kurulu tarafından usulen ilan olunur.

Genel kurulda alınan bir kararın mahkeme tarafından bozulması bütün ortaklar için hüküm ifade eder.

TARIMSAL KALKINMA KOOPERATİFİ GENEL KURUL BELGELERİNİN RESMİ MAKAMLARA GÖNDERİLMESİ

Genel  kurul  görüşmeleri  tutanağa  bağlanır.  Gıda  Tarım  ve  Hayvancılık Bakanlığı  temsilcisi  ile  başkan  ve kâtipler tarafından  imzalanan  bu  tutanaktan,  toplantıya katılan ortak sayıları gösterilir.

Yeni seçilip göreve başlayan yönetim kurulu tarafından en geç toplantı gününden itibaren 15 gün içinde gündem, toplantı çağrısı ve ilanı, tutanağı, yönetim kurulu ve denetçiler raporu, bilanço, kâr, zarar cetveli, genel kurul toplantısında hazır bulunan ortaklar listesi ile genel kurul toplantı tutanağı ve üst kuruluş paylarının ödeme makbuzlarının her birisinden birer adet olmak üzere hazırlanan evraklar Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı mahalli   teşkilatına verilir.  

Bu   evrakların   birer   adedi   aynı   zamanda   kooperatifin   bağlı bulunduğu birliğe de gönderilir.

Ayrıca, alınan  genel  kurul  kararlarından  tescil  ve  ilanı  gerektirenler  kanuni  süresi  içinde tescil ve ilan edilir.

TARIMSAL KALKINMA KOOPERATİFİ GENEL KURULUNDA YÖNETİM KURULU VE DENETİM KURULU SEÇİMİ

Genel kurulca verilecek karara göre secimler açık veya gizli oyla yapılır.

Gizli  oy,  açık  tasnifle  yapılan  yönetim  kurulu  ve  denetçiler  seçimlerinde  kooperatifin mühürlü  seçim  kâğıtları  kullanılır.  Bunlar  “hazır  bulunanlar  listesi”ni  imza  eden  ortaklara verilir.

Gizli oylamada, kooperatif mührü ile mühürlenmiş boş oy pusulalarının kullanılması esastır. Ancak,   genel   kurulca   karar   alınmak   kaydıyla   ayrıca   basılı   oy   pusulası   da kullanılabilir.  Genel  kurulun  yalnızca  basılı  oy  pusulası  kullanılması  yolunda  alacağı  karar geçersizdir.

Genel  kurulda  kooperatif  mührü  ile  mühürlenmiş  boş  oy  pusulaları  ve  basılı oy pusulalarından başkaca bir pusula seçim için kullanılmaz.

Matbaada basılmış veya yazı makinesi ile yazılmış ya da çoğaltılmış oy pusulaları basılı oy pusulası sayılır.

Seçimlerde oy pusulalarına yönetim kurulu, denetim kurulu ve birlik temsilcisi kadar asil ve aynı sayıda yedek üye adayı ortak numaraları ile birlikte ayrı ayrı bölümler halinde yazılır.

Oy  pusulalarına  organlar  ve  birlik  temsilcileri  için  seçilecek  üye  sayısından  fazla isim  yazılır  ise  fazla  isim  yazılı  bölüm  iptal  olunur.

Oy  pusulalarındaki  isimlerin  üzeri çizilerek yerlerine yenilerinin yazılması mümkündür.

Seçimlerde   en   çok   oy   alanlar   seçilmiş   sayılır.

Oyların   eşitliği   halinde   Divan Başkanının uygun göreceği şekilde kura çekimi yapılır.

Seçilmiş olan yedeklerin sıralaması oy sayısına göre yapılır.

Oylarda eşitlik halinde listedeki sıralama esas alınır. Basılı  oy  pusulaları  için  de  aynı  şartlara  uyulur.

Ortaklar  oylarını  tasnif  heyetinin önünde seçim sandığına atarlar.

Tasnife başlanıldığında oy sayıları ortak sayısı ile kontrol edilir. Fazla çıktığı zaman oy pusulaları açılmadan fazlalıklar iptal edilir. Yönetim  kurulu  üyeleri,  denetçiler ve  birlik  temsilcisi  seçiminde  bir  tek  oy  sandığı kullanılır.

Sandık açılıp oy ayrımı bittikten sonra sonuçlar tutanağa yazılır.

TARIMSAL KALKINMA KOOPERATİFİ GENEL KURULUNDA OYLAMAYA KATILAMAYACAKLAR

Kooperatif işlerinin yürütülmesinde yönetim kurulunca görevlendirilenler  yönetim  kurulunun  ibrasına  ait  kararlarda  oylamaya  katılamazlar. Bu hükümler denetçiler hakkında uygulanmaz.

Ortaklardan  hiç  birisi  kendisi  veya  karı  ve  kocası  yahut  usul  ve  füruu  ile  kooperatif arasında şahsi bir işe veya davaya dair olan görüşmelerde oy hakkını kullanamazlar.

TARIMSAL KALKINMA KOOPERATİFİ GENEL KURULUNDA OY HAKKI

Genel kurul toplantı tarihinden üç ay evvel ortak olmayanlar hariç her ortak genel kurula katılma hakkına haizdir. Miras veya devir yoluyla ortak olanlar eski ortağın hak ve yükümlülüklerini aynen taşır. Genel kurulda her ortak, payı ne olursa olsun yalnız bir oya sahiptir.

TARIMSAL KALKINMA KOOPERATİFİ GENEL KURULUNDA BÜTÜN ORTAKLARIN HAZIR BULUNMASI HALİNDE KARAR

Kooperatifin bütün ortakları toplantıda hazır bulunduğu sürece ve bir itiraz olmadığı takdirde genel kurul toplantılarına ait olan diğer hükümler saklı kalmak şartı ile toplantıya çağrı hakkındaki hükümlere uyulmamış olsa dahi kararlar alınabilir.

Bu gibi kararların, ortaklar veya ortakların toplantıda oy birliği ile seçecekleri temsilciler tarafından imzalanması gereklidir.

TARIMSAL KALKINMA KOOPERATİFİ GENEL KURULUNDA HAZIR BULUNANLAR LİSTESİ

Genel kurul toplantısına katılan ortaklar için önceden “hazır bulunanlar listesi” ismi altında 4 adet olmak üzere bütün ortakların ortak numarası ortaklığa kabul tarihi, adı ve soyadı, taahhüt ve ödenmiş sermayesi, ikamet adresi ile imza hanelerini ihtiva eden liste hazırlanır. Bu liste toplantıya katılan ortaklara toplantı başlamadan evvel imzalattırılır.