YARGITAY etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
YARGITAY etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Kooperatifin kendiliğinden dağıldığının tespiti

23. Hukuk Dairesi 2014/4665 E. , 2014/4690 K.

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Yüksekova Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 05/09/2012
NUMARASI : 2012/129-2012/300

Taraflar arasındaki kooperatifin kendiliğinden dağıldığının tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile davalı S.S. Beşatli Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi temsilcisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.



-K A R A R-

Davacı vekili,Yüksekova ilçesinde faaliyetlerini sürdüren tarımsal amaçlı davalı kooperatiflerin üç yıl üst üste olağan genel kurul toplantılarını yapmadıklarından 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 81. maddesi gereğince kendiliğinden sona erdiğini ileri sürerek, kooperatiflerin kendiliğinden sona erdiğinin tespiti ile tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, iddia, savunma, dosya kapsamına göre; davalı kooperatiflerin üç yıl üst üste genel kurul toplantılarını yapmadığı gerekçesiyle, 1163 Sayılı Yasanın 81. maddesi gereği kendiliğinden sona erdiklerinin tespiti ile tasfiyelerine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ve davalı S.S. Beşatli Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi temsilcisi temyiz etmiştir.
Dava, kooperatifin kendiliğinden dağıldığının tespiti istemine ilişkindir.

1-1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 81. maddesinde kooperatiflerin dağılma sebepleri düzenlenmiş olup, anılan maddeye 3476 sayılı Kanun ile eklenen 6. ve anasözleşmenin 111/f bendi uyarınca kooperatifin üç yıl üst üste olağan genel kurulunu yapamaması halinde kooperatife genel kurul yapılabilmesi için uygun bir süre verilmesine gerek olmaksızın kooperatif kendiliğinden dağılmış sayılacaktır. Anılan maddenin düzenleniş şekline göre de bu davanın ilgili Bakanlık tarafından açılması gerekmemektedir. Davacı taraf, kendisine dava hakkı veren aynı Kanun'un 81/7 ve anasözleşmenin 112/9 bendindeki kooperatifin amacına ulaşma imkânının bulunmadığı iddiasına da dayanmamaktadır.
Bu durumda, mahkemece, davacının aktif taraf sıfatı bulunmadığı gerekçesiyle .....i Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esası incelenip yazılı şekilde hüküm kurması doğru olmamıştır.
Öte yandan,10.04.2012 olan dava tarihinin gerekçeli karar başlığında 16.04.2012 olarak yazılmış olması da hatalı olmuştur.

2-Bozma nedenine göre, davacı vekili ile davalı .... Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi temsilcisinin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.

SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün, BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekili ile davalı.... Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi temsilcisinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

GENEL KURUL ORTAKLIKTAN ÇIKARILMA KARARININ İPTALİ

T.C.
Yargıtay
23. Hukuk Dairesi

Esas No:2014/5116
Karar No:2014/4707
K. Tarihi:19.6.2014

MAHKEMESİ : Kula Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/04/2013
NUMARASI : 2010/223-2013/77

Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar, davalı kooperatif ve dahili davalı M.. M.. vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-K A R A R-
Davacılar vekili, müvekkillerinin davalı kooperatif üyesi olduklarını, 01.06.2010 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında alınan karar ile üyeliklerine son verildiğini, kararın verildiği tarihten itibaren 10 gün içerisinde müvekkillerine tebliğ edilmek üzere notere tevdii edilmediğinden dava açma süresinin başlamadığını, üye olmayan kişilerin, toplantıda oy kullandıklarını, ihraç kararı içeriğinin doğru olmadığını, müvekkillerinin ürettikleri sütün kalitesini arttırdıklarını, kooperatif yönetimince müvekkillerinin sütlerinin alınmadığını ve kendilerine yem satışı yapmadıklarını ileri sürerek, genel kurul kararlarının iptali ile müvekkillerinin üyeliklerinin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı kooperatif vekili, davacıların, birlikte dava açmalarının usule uygun olmadığını, davaların ayrılması gerektiğini, davacıların kooperatife muhalif olduklarını, süt dökmemeye ve yem almamaya başladıklarını, kooperatif anasözleşmesine aykırı davranmaları nedeniyle kooperatif üyeliğinden ihraç edildiklerini, davanın süresinde açılmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Dahili davalı M.. M.. vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamı ve benimsenen 04.02.2013 havale tarihli bilirkişi raporuna göre; 01.06.2010 tarihli genel kurulda alınan bütün kararların hukuka aykırı olmadığı, 10. maddede davacıların ihracına karar verildiği, bu karardan sonra yönetim kurulu tarafından istifalarla ilgili alınan kararın herhangi bir hüküm ifade etmeyeceği, 10. gündem maddesinde alınan ihraç kararının tebliğ edilmediği ve bu haliyle kararın hukuka ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 01.06.2010 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında alınan 10 numaralı gündem maddesinin iptali ile davacıların kooperatif ortaklıklarının devam ettiğinin tespitine karar verilmiştir.

Karar, davalı kooperatif vekili ve dahili davalı İl Tarım Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1- Davacılar vekilinin temyiz istemi yönünden;
Davacılar vekili Av. F.. E.., kararı süresi içerisinde temyiz etmiş ise de, Dairemizin geri çevirme kararından sonra, 30.04.2014 havale tarihli dilekçe ile temyiz isteminden feragat etmiş olup; dosyadaki vekaletnamelerinde temyiz isteminden feragate dair yetkisinin bulunduğu görüldüğünden, davacılar vekilinin temyiz isteminin feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.

2- Dairemiz geri çevirme kararı üzerine davalı kooperatif vekili tarafından 15.05.2014 tarihli dilekçe ile hükmün, sadece davacı M.. K.. yönünden temyiz edildiği açıklandığından, davalı kooperatif vekilinin davacı M.. K.. yönünden temyiz itirazlarına gelince;
Dava, genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir.
Genel kurul kararının iptali davasını 1163 sayılı Kooperatif Kanunu'nun 53. maddesi uyarınca ancak kooperatifin ortağı açabilir. Dava koşulu olan üyelik sıfatının kararın kesinleşmesine kadar devam etmesi gerekir. Aksi halde davacının dava açmakta hukuki yararı kalmayacağından davanın bu sebeple reddi gerekir.
Öte yandan, Kooperatifler Kanunu'nun 13. maddesi "Yönetim kurulu, anasözleşmeye uygun olarak yapılacak isteğe rağmen, bir ortağın kooperatiften istifasını kabulden kaçınacak olursa, ortak çıkma dileğini noter aracılığı ile kooperatife bildirir. Bildiri tarihinden itibaren çıkma gerçekleşir." hükmünü içermektedir. Ortağın istifa bildirimi yenilik doğurucu nitelikte olup, kooperatife ulaştığı anda sonuç doğurur. Yukarıda anılan 13. maddenin yazılış biçimi ortağın istifasının kooperatifçe kabulünü gerekli kıldığı izlenimi yaratmakla beraber noter aracılığı ile yapılan bildirime özel önem verilmek suretiyle, noter aracılığı ile yapılan bildirimin kabulünün gerekli bulunmadığı vurgulanmıştır. Bu durumda ortağın yenilik doğurucu nitelikteki istifa iradesini ilk olarak noter vasıtasıyla kooperatife duyurması ortaklıktan çıkmanın gerçekleşmesi için yeterlidir. 
Davacılar vekilince dava dilekçesinde, iptali istenen genel kurul toplantısının yapıldığı tarihte davacı M.. K..'un üyelikten istifa ettiği açıklanmış olup, dosya kapsamında 01.06.2010 tarihli istifa dilekçesi bulunmaktadır. Davalı kooperatifin anasözleşmesinin "ortağın çıkma isteğinin kabulü" başlıklı 18. maddesi, " ortakların çıkma isteği yönetim kuruluna yazılı olarak yapılır. Yönetim kurulu bu isteği reddedemez ve ilk toplantısında görüşür. Ortağın ortaklıktan çıkması kooperatifin varlığını tehlikeye düşürebilecek nitelik taşıması halinde yönetim kurulu belirli bir tazminatın ödenmesini isteyebilir. Genel kurulun tasfiyeye karar verdiği tarihten 6 ay öncesine kadarki zaman içerisinde çıkma isteğinde bulunan ortakların bu isteği dinlenmez" hükmünü içermektedir. Kooperatif anasözleşmesinde istifanın belirli sürelerde yapılabileceğine ilişkin kısıtlayıcı bir hüküm bulunmamakta olup, kooperatifin tasfiyeye girdiği de iddia edilmemiştir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 12. maddesindeki, ortağın, istifasının genel kurullarda alınan karara dayanarak hesap yılı sonundan belli süre önce başvuru yapılması koşulu istifanın geçerliliğine etki etmeyip, ertesi yıl yapılmış gibi sonuç doğuracağı anlamına gelmekte olup, kooperatif ile ilişkisi kesilen ortağa yapılacak ödemelerin muaccel olduğu tarihin tespiti açısından çıkma payının tahsiline ilişkin davalarda sonuca etkilidir. Yılın son ayı içerisinde ulaşan bir istifa bildirimi hüküm ve sonuçlarını, ertesi yıl doğurur. Bu itibarla, davacılar vekilinin istifanın zamanında yapılmadığı yolundaki iddiası doğru değildir.
Bu durumda mahkemece, genel kurul kararının iptali için üyelik koşulunun, HMK'nın 114/2. madde hükmü yollaması ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 53. ve anasözleşmenin 38. madde hükmünde aranan dava şartlarından olması nedeniyle HMK'nın 114/1-h ve 115/2. maddeleri uyarınca davacı M.. K.. tarafından açılan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.

3- Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, somut olayda olduğu gibi, ihtiyari dava arkadaşlığının bulunduğu hallerde, bir dava açıldıktan sonra davalı tarafı değiştirmek ya da mevcut davalı taraf yanına bir başka davalı taraf ilave etmek, ıslahla dahi mümkün değildir. Dava tarihinde ve dahili dava dahili dava dilekçe tarihinde yürürlükte olan usul yasamızda davanın nasıl açılacağı gösterilmiştir. Dava açıldıktan sonra harcı yatırılmayan dilekçe ile kişilerin dahili dava edilmesi ve haklarında hüküm tesis edilmesi olanağı bulunmamaktadır. Bu nedenle harcı yatırılmış bir dava dilekçesi bulunmadığı sürece usulüne uygun olarak açılmış bir davanın varlığından söz edilemez. YHGK'nın 31.05.2013 tarih ve 2012/23-1853 E., 2013/803 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere, davacı, dava dilekçesinde tarafların kimler olduğunu belirtir ve dava, dava dilekçesinde gösterilen taraflar arasında devam eder. Ancak davanın açılmasından sonra, dava dilekçesinde gösterilen taraflarda değişiklik yapılması ihtiyacı ortaya çıkabilir. Bu değişiklik örneğin, taraflardan birinin dava sırasında ölmesinde veya dava yürürken dava konusunun devrinde olduğu gibi zorunlu (yasal) nedenlerle olabileceği gibi, davacının iradesine bağlı (iradi) değişiklik şeklinde de olabilir (Ejder Yılmaz, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, Ankara 2012, s.812). İradi taraf değişikliği halinde ise; bu durum davayı değiştirme anlamına geldiğinden, zorunlu taraf değişikliğinden farklı bir rejime tabidir. Mülga 1086 sayılı HUMK iradi taraf değişikliği hakkında açık bir hüküm içermemekle birlikte, yerleşik Yargıtay uygulaması ile genel olarak, davada iradi taraf değişikliğine izin verilmemiştir. Bu durumun özellikle usul ekonomisi açısından eleştirilere tabi tutulmasını dikkate alan yasa koyucu, 6100 sayılı HMK’nın 124. maddesi ile belirli hallerde iradi taraf değişikliğine olanak veren bir düzenleme getirmiştir.
Anılan hükmün ikinci fıkrasında, bir davada taraf değişikliğinin ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkün olduğu öngörülmüş olup, hakimin taraf değişikliği konusunda davalı tarafa rızası bulunup bulunmadığını açıkça sorması gerekmektedir. Üçüncü fıkrasında ise, “Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir” düzenlemesi getirilmiştir.
Somut olayda, zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı ve aleyhine usulüne uygun olarak açılmış bir dava da olmadığı ve anılan 124. madde koşulları gerçekleşmediği halde, mahkemece, dahili dava edilen Manisa Tarım İl Müdürlüğü, taraf sıfatını kazanmadığından ve aleyhine de hüküm kurulmadığından, kararı temyiz hakkı bulunmamasına göre, dahili davalı vekilinin temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.

SONUÇ:

Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz isteminin feragat nedeniyle reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı M.. K.. yönünden davalı kooperatif vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı kooperatif yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, dahili davalı vekilinin temyiz isteminin reddine, davalıdan peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 19.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Aynı Amaçlı İki Kooperatife Ortaklık Mümkün müdür?

T.C.
Yargıtay
23. Hukuk Dairesi

Esas No: 2015/4321
Karar No: 2017/2107
K. Tarihi: 12.9.2017

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)

Taraflar arasında görülen kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali davası sonucunda verilen hükmün bozma-onanmasına ilişkin Dairemizin 06.03.2015 gün ve 2014/7590 Esas, 2015/1388 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü.

- KARAR -
Davacılar vekili, müvekkillerinin davalı kooperatifin üyesi iken 2003 yılında istifa ettiklerini, istifaları kabul edilirken tekrar kooperatife üye olmak istenildiğinde 20 iş günü içinde ortak olarak alınılacağına dair kooperatifin karar aldığını, müvekkillerinin üye olmak için kooperatife başvuruda bulunup sermaye payını banka hesabına yatırdıklarını, üye olmak için tüm şartları haiz oldukları halde gerekçe gösterilmeden taleplerinin reddedildiğini, müvekkillerinin anasözleşmenin 9. maddesindeki şartlara sahip olduğunu ileri sürerek, yönetim kurulunun üye olma taleplerinin reddine dair kararın iptali ile müvekkillerinin kooperatife üyesi olduklarının tespitine karar vermesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davacıların anasözleşmedeki şartları taşımadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacıların davalı kooperatif anasözleşmesinin 9/c maddesindeki şartları taşımadığından üyeliklerinin reddine dair yönetim kurulu kararında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı vekilince temyizi üzerine, hüküm Dairemizin 23.01.2013 tarihli, 2013/154 E., 2013/323 K. sayılı ilamıyla bozulmuş, mahkemece bozma ilamı doğrultusunda araştırma yapılarak, anasözleşmede davalı kooperatifin çalışma alanının
... olduğu ancak bu fiili durumun gerçeği yansıtmadığı, her iki kooperatifin çalışma bölgesinin
... ili mülki sınırları içinde olduğu yönünde oluşan kanaate göre anasözleşmenin 9/c maddesi uyarınca alınan yönetim kurulu kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacılar vekili temyiz etmiş, mahkemece verilen karar Dairemizin 06.03.2015 günlü, 2014/7590 E., 2015/1388 K. numaralı ilamı ile davacı asil ...'ın, dosya temyiz aşamasında iken, davadan feragat etmesi nedeni ile bu davacı yönünden hükmün bozulmasına, diğer davacılar yönünden tüm temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.

Bu kez, davacılar vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur.

Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, HUMK'nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, 7,80 TL harç ve takdiren 275,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine'ye gelir kaydedilmesine, 12.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.