KOOPERATİF etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
KOOPERATİF etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
MERSİS'TE KOOPERATİF KURULUŞ VE DEĞİŞİKLİK İŞLEMLERİ REHBERLERİ
KURULUŞ İŞLEMLERİ REHBERİ: https://mersis.gtb.gov.tr/Portal/Home/Download?fileName=Kurulu%C5%9F%20%C4%B0%C5%9Flemleri.pdf
DEĞİŞİKLİK İŞLEMLERİ REHBERİ: https://mersis.gtb.gov.tr/Portal/Home/Download?fileName=De%C4%9Fi%C5%9Fiklik%20%C4%B0%C5%9Flemleri.pdf
DİĞER DEĞİŞİKLİK İŞLEMLERİ REHBERİ: https://mersis.gtb.gov.tr/Portal/Home/Download?fileName=Di%C4%9Fer%20De%C4%9Fi%C5%9Fiklik%20%C4%B0%C5%9Flemleri.pdf
DEĞİŞİKLİK İŞLEMLERİ REHBERİ: https://mersis.gtb.gov.tr/Portal/Home/Download?fileName=De%C4%9Fi%C5%9Fiklik%20%C4%B0%C5%9Flemleri.pdf
DİĞER DEĞİŞİKLİK İŞLEMLERİ REHBERİ: https://mersis.gtb.gov.tr/Portal/Home/Download?fileName=Di%C4%9Fer%20De%C4%9Fi%C5%9Fiklik%20%C4%B0%C5%9Flemleri.pdf
1163 SAYILI KOOPERATİFLER KANUNU'NA GÖRE OLAĞAN GENEL KURUL TOPLANTISININ YAPILMAMASI HALİNDE CEZAİ SORUMLULUK KALDIRILDI MI?
Ümit IŞIK
Gümrük ve Ticaret Başmüfettişi
Özet
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'na tabi kooperatiflerde bütün ortakları temsil eden en yetkili organ genel kuruldur.
Kooperatif genel kurulu her hesap devresi sonundan itibaren 6 ay içinde ve en az yılda bir defa olmak üzere olağan ve ihtiyaç duyulduğunda ise her zaman olağanüstü olarak toplanmaktadır. 1163 sayılı Kanunun 45'inci maddesinin eski haline göre olağan toplantının her yıl hesap devresi sonundan itibaren altı ay içinde yapılması zorunludur.
Olağan genel kurulun yönetim kurulu üyelerince belirlenen sürede çağrılmaması halinde anılan Kanunun Ek 2'nci maddesi uyarınca cezai sorumluluk öngörülmüştür. 01.07.2017 tarihli ve 30111 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 7033 sayılı "Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 9'uncu maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 45'inci maddesinin birinci fıkrasına eklenen hükümle kooperatifçe üç hesap dönemine ait genel kurul toplantılarının birleştirilerek yapılma imkânı sağlanmıştır.
1. Giriş
Tüzel kişiliği haiz olmak üzere ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını işgücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermayeli ortaklıklara kooperatif denilmektedir.
Kooperatifin en yetkili organı bütün ortakları temsil eden genel kuruldur. Genel kurul, kooperatife ilişkin, anasözleşmeyi değiştirmek, yönetim kurulu ve denetçiler kurulu üyeleriyle gerektiğinde tasfiye kurulunu seçmek, yönetim ve denetçiler kurullarını ibra etmek gibi yetkileri kullanmaktadır.
Bu yetkilerin kullanılması için 1163 sayılı Kanunda, genel kurulların olağan ve gerektiğinde olağanüstü olarak toplanabilmesi düzenlenmiştir.
1163 sayılı Kanunda olağan genel kurul toplantısının her yıl yapılmasını öngörülmüş ve yapılmaması halinde ise yönetim kurulu üyeleri hakkında cezai sorumluluk getirilmiştir.
Bu yazımızda 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 45'inci maddesinde yapılan değişikliğin, her yıl olağan genel kurul toplantısını yapmakla yükümlü olan yönetim kurulu üyelerinin cezai sorumluluğuna etkileri ele alınmıştır.
2.Kooperatif Olağan Genel Kurul Toplantısı ve Yapılmamasının Sonuçları
1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 7'nci maddesine göre Kooperatif ticaret siciline tescil ile tüzel kişilik kazanır. Kooperatifin organları genel kurul, yönetim kurulu ve denetim kurulundan (denetçi) oluşmaktadır.
Kooperatif genel kurulu tüm ortakların temsil edildiği ve Kooperatifin faaliyetleriyle ilgili olarak önemli kararların alındığı en yetkili organdır. Bu organda alınan kararlar toplantıya katılmasa bile bütün ortakları bağlamaktadır.
Genel kurul toplantıları, özellikle kooperatif yönetim kurullarının iş ve işlemlerinin denetiminde ve kooperatif faaliyetlerini etkilemede ve yönlendirmede önemli bir rol oynamaktadır.
Bu nedenle de Kanun (eski haliyle) kooperatif faaliyetlerine katılabilme ve zamanında bilgi sahibi olabilme adına genel kurulun her yıl olağan olarak toplanmasını öngörmüştür.
Yapı kooperatiflerinin genel kurul toplantıları hariç olmak üzere üç ay evvel ortak olmayanlar hariç her ortak genel kurula katılma hakkına sahiptir.
Kooperatif anasözleşmesinde özel bir hüküm olmaması halinde genel kurul, kooperatifi temsile yetkililer tarafından imzalanan taahhütlü mektuplarla veya mahalli gazete ile köylerde ise yazılı olarak imza karşılığı toplantıya çağrılır.
1163 sayılı Kanunun 43'üncü maddesine göre,
- Yönetim kurulu veya anasözleşme ile bu hususta yetkili kılınan diğer bir organ,
- Gerektiğinde denetçiler kurulu,
- Ortağı olduğu üst birlik ve
- Tasfiye memurları
genel kurulu toplantıya çağırma yetkisine sahiptirler.
Ancak genel kurul yukarıda belirtildiği şekilde toplanamadığı takdirde ilgili bakanlık genel kurulu toplantıya çağırma yetkisine sahiptir.
Öte yandan Kanunun 44'üncü maddesine göre, dört ortaktan az olmamak kaydıyla ortak sayısının en az onda birinin isteği üzerine genel kurul toplantıya çağrılabilmektedir.
Yönetim Kurulu bu isteği en az on gün içinde yerine getirmediği takdirde, istek sahiplerinin müracaatı üzerine veya doğrudan doğruya ilgili Bakanlık tarafından genel kurul toplantıya çağrılabilir.
Çağrılmadığı takdirde istek sahipleri mahalli mahkemeye başvurarak Genel Kurulu bizzat toplantıya çağırma müsaadesini alabilirler.
1163 sayılı Kanunun, 7033 sayılı Kanunun 9'uncu maddesiyle değiştirilmeden önceki 45 inci maddesinde aynen;
"Genel kurul olağan ve gerektiğinde olağanüstü olarak toplanır. Olağan toplantının her hesap devresi sonundan itibaren 6 ay içinde ve en az yılda bir defa yapılması zorunludur."
denilmektedir.
Buna göre hesap devresi takvim yılı olan bir kooperatif, takip eden yılın Haziran ayının sonuna kadar olağan genel kurul toplantısını yapmak zorundadır.
Bu zorunluluğa uyulmaması halinde ise 1163 sayılı Kanunun Ek 2'nci maddesinde düzenlenen cezaya muhatap kalınacaktır.
Kanunun "Cezai Sorumluluk" başlıklı anılan maddesi aynen;
"(...)
2. Genel kurulu olağan toplantıya çağırmayan yönetim kurulu üyeleri ile 2'nci maddenin dördüncü fıkrasına, 8'inci maddenin ikinci fıkrasına, 16'ncı maddenin birinci fıkrasına, 66'ncı maddenin ikinci fıkrasına ve 90'ıncı maddenin üçüncü fıkrasına aykırı hareket eden kooperatif ve üst kuruluşlarının yönetim kurulu üyeleri altı aya kadar hapis ve otuz günden üçyüz güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılırlar.
(...)"
şeklindedir.
Ayrıca aynı maddeye göre, ilgili bakanlık, kooperatifler ve üst kuruluşlarının yönetim ve denetim kurulu üyeleri ile memurları hakkında görevlerine ilişkin olarak işledikleri suçlardan dolayı açılan kamu davalarına katılma talebinde bulunabilecektir.
01.07.2017 tarihli ve 30111 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 7033 sayılı "Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 9'uncu maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 45'inci maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile değişiklik yapılmıştır.
Anılan madde aynen;
"Genel kurul olağan ve gerektiğinde olağanüstü olarak toplanır. Olağan toplantının her hesap devresi sonundan itibaren 6 ay içinde ve en az yılda bir defa yapılması zorunludur. (Ek cümle:18/6/2017-7033/9 md.)
Ancak, usul ve esasları ilgili Bakanlıkça yapılacak düzenlemede gösterilmek üzere; kooperatif üst kuruluşuna ortak olunması ve genel kurul toplantısının gündemine konuyla ilgili madde konulması şartıyla, olağan genel kurul toplantıları en fazla üç hesap dönemini kapsayacak şekilde ve birleştirilerek yapılabilir."
şeklindedir.
1163 sayılı Kanunun 45'inci maddesinin 1'inci fıkrasına eklenen cümle ile olağan genel kurul toplantılarının her yıl yapılma zorunluluğu kaldırıldığından hesap dönemi takvim yılı olan bir kooperatifin, takip eden yılın Haziran ayının son gününe kadar olağan genel kurul toplantısı yapmaması halinde doğrudan bir ceza yaptırımı söz konusu olmayacaktır.
Ancak cezai sorumluluğun ortadan kalkabilmesi için 1163 sayılı Kanunun değişik 45'inci maddesine göre usul ve esasları ilgili Bakanlıkça yapılacak düzenlemede gösterilmek üzere;
- Kooperatif üst kuruluşuna ortak olunması ve
- Genel kurul toplantısının gündemine konuyla ilgili madde konulması,
şartlarının birlikte yerine getirilmesi gerekecektir.
Bu şartlar yerine getirilmek kaydıyla, olağan genel kurul toplantıları en fazla üç hesap dönemini kapsayacak şekilde ve birleştirilerek yapılabilecektir. Bu yöndeki usul ve esaslar Bakanlıkça yapılacak düzenlemede gösterilecek olmakla birlikte, kanaatimizce, bu yönde gündeme konulacak madde gelecek yıllara ait genel kurul toplantılarına ilişkin olmalıdır.
Bu cümleden olmak üzere 3 yıl olağan genel kurul toplantısı yapılmayarak üçüncü yıl sonunda bu yönde karar alınması cezai sorumluluğu kaldırmayacaktır. Öte yandan genel kurul toplantısının gündemine konuyla ilgili madde konulması, şartın yerine getirildiği anlamına gelmeyecektir. Bu gündem maddesinin Kanunda belirtilen karar alma nisapları ile kabul edilmesi gerekecektir. Genel kurulun bu yöndeki gündem maddesini kabul etmemesi halinde mevcut uygulamaya devam edilecektir.
Yeni düzenlemeye göre yukarıda yer verilen şartların yerine getirilmesi halinde her yıl olağan genel kurul toplantısı yapılması zorunluluğu ortadan kalkmakta ve buna bağlı olarak örneğin hesap dönemi takvim yılı olan kooperatiflerin 01 Ocak-30 haziran döneminde olağan genel kurul toplantısını yapmaması halinde herhangi bir cezai yaptırım söz konusu olmayacaktır.
Ancak 3'üncü yılın sonundan itibaren haziran ayı sonuna kadar olağan genel kurulunun yapılmamış olması halinde 01 Temmuz itibariyle suç oluşmuş olacak ve 1163 sayılı Kanunun 2'nci Ek Maddesinin 2'nci fıkrası uyarınca cezai sorumluluk hali ortaya çıkacaktır.
Öte yandan 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun, 23.1.2008 günlü, 5728 sayılı Kanunun 340 ıncı maddesiyle değiştirilen ek 2. maddesinin (2) numaralı fıkrasının Anayasa'nın 2, 10, 13 ve 48 inci maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptaline karar verilmesi istemli açılan E.2013/128 sayılı davada, Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu K.2014/66 sayılı ve 27.03.2014 tarihli kararda, "Genel kurulu olağan toplantıya çağırmayan yönetim kurulu üyeleri ile." ibaresinin Anayasa'ya aykırı olmadığına ve itirazın reddine karar verildiğini belirtmekte fayda görülmüştür.
Yönetim kurulu üyelerinin, olağan genel kurulu zamanında toplantıya çağırmaması nedeniyle 1163 sayılı Kanunun Ek 2 nci maddesi uyarınca ceza almaları durumunda, herhangi bir kooperatifte yönetim kurulu üyeliği de yapılamayacaktır.
Zira anılan Kanunun "Üyelik şartları ve ücret" başlıklı 56'ncı maddesinin 1'inci fıkrasının 3 nolu bendinde aynen;
"(Değişik: 23/1/2008-5728/338 md.) Devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, (') zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından ya da bu Kanun hükümlerine göre mahkum olmamak"
şartı bulunmaktadır.
Dolayısıyla 1163 sayılı Kanun hükümlerine göre mahkum olan bir kişi, kooperatif yönetim kurulu üyesi olma şartlarından birisini kaybetmiş olacağından yönetim kurulu üyesi olması veya üyeliğe devam etmesi mümkün olmayacaktır.
3. Sonuç
1163 sayılı Kooperatifler Kanununa göre faaliyet gösteren kooperatiflerin en yetkili organı, kooperatife ilişkin önemli kararların alındığı ve yönetim kurulunun denetimin yapılmasının sağlandığı genel kurul olup Kooperatif ortaklarının katılımıyla oluşmaktadır.
1163 sayılı Kanuna göre genel kurullar her yıl olağan ve gerektiğinde olağanüstü olarak toplanmaktadır. Olağan genel kurulun toplanması adına gerekli usulü işlemlerin yapılması yönetim kurulunun görevleri arasındadır.
01.07.2017 tarihli ve 30111 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 7033 sayılı "Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 9'uncu maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 45'inci maddesinde yapılan değişikliğe kadar hesap dönemi takvim yılı olan kooperatiflerin, olağan genel kurul toplantılarını her yıl Haziran aynının sonuna kadar yapmaları zorunlu iken yapılan değişiklikle üç yıla ait olağan genel kurul toplantısının birleştirilerek yapılma imkânı getirilmiştir.
Bu değişikliğe bağlı olarak gerekli şartları sağlayan kooperatiflerin olağan genel kurul toplantılarını her yıl yapma zorunluluğu kalkmıştır. Olağan genel kurul toplantısının Haziran ayının sonuna kadar yapılmamasına bağlanan cezai sorumluk da 1163 sayılı Kanunun değişik 45'inci maddesinde belirtilen koşulları sağlayan kooperatiflerin yönetim kurulu açısından 3'üncü yıl sonundan itibaren ortaya çıkacaktır.
Bu hale göre, kooperatif üst kuruluşuna ortak olunması ve genel kurul toplantısının gündemine konuyla ilgili madde konularak bu gündem maddesinin kabul edilmesi şartlarının birlikte gerçekleşmesi halinde olağan genel kurul toplantıları en fazla üç hesap dönemini kapsayacak şekilde ve birleştirilerek yapılabilecektir.
Şartları yerine getiren kooperatiflerin 3 üncü yılın Haziran ayının sonuna kadar olağan genel kurul toplantısını yapmaması ise cezai sorumluğu gerektirecektir.
Kaynakça
-1163 sayılı "Kooperatifler Kanunu"
-7033 sayılı "Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"
-Anayasa Mahkemesinin E.2013/128, K.2014/66 sayılı ve 27.03.2014 tarihli kararı
https://www.kutso.org.tr/wp-content/uploads/2018/03/HUKUK-M%C3%9C%C5%9EAV%C4%B0RL%C4%B0%C4%9E%C4%B0-B%C4%B0LG%C4%B0LEND%C4%B0RME-NOTLARI-2018-OCAK-.doc
Gümrük ve Ticaret Başmüfettişi
Özet
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'na tabi kooperatiflerde bütün ortakları temsil eden en yetkili organ genel kuruldur.
Kooperatif genel kurulu her hesap devresi sonundan itibaren 6 ay içinde ve en az yılda bir defa olmak üzere olağan ve ihtiyaç duyulduğunda ise her zaman olağanüstü olarak toplanmaktadır. 1163 sayılı Kanunun 45'inci maddesinin eski haline göre olağan toplantının her yıl hesap devresi sonundan itibaren altı ay içinde yapılması zorunludur.
Olağan genel kurulun yönetim kurulu üyelerince belirlenen sürede çağrılmaması halinde anılan Kanunun Ek 2'nci maddesi uyarınca cezai sorumluluk öngörülmüştür. 01.07.2017 tarihli ve 30111 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 7033 sayılı "Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 9'uncu maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 45'inci maddesinin birinci fıkrasına eklenen hükümle kooperatifçe üç hesap dönemine ait genel kurul toplantılarının birleştirilerek yapılma imkânı sağlanmıştır.
1. Giriş
Tüzel kişiliği haiz olmak üzere ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını işgücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermayeli ortaklıklara kooperatif denilmektedir.
Kooperatifin en yetkili organı bütün ortakları temsil eden genel kuruldur. Genel kurul, kooperatife ilişkin, anasözleşmeyi değiştirmek, yönetim kurulu ve denetçiler kurulu üyeleriyle gerektiğinde tasfiye kurulunu seçmek, yönetim ve denetçiler kurullarını ibra etmek gibi yetkileri kullanmaktadır.
Bu yetkilerin kullanılması için 1163 sayılı Kanunda, genel kurulların olağan ve gerektiğinde olağanüstü olarak toplanabilmesi düzenlenmiştir.
1163 sayılı Kanunda olağan genel kurul toplantısının her yıl yapılmasını öngörülmüş ve yapılmaması halinde ise yönetim kurulu üyeleri hakkında cezai sorumluluk getirilmiştir.
Bu yazımızda 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 45'inci maddesinde yapılan değişikliğin, her yıl olağan genel kurul toplantısını yapmakla yükümlü olan yönetim kurulu üyelerinin cezai sorumluluğuna etkileri ele alınmıştır.
2.Kooperatif Olağan Genel Kurul Toplantısı ve Yapılmamasının Sonuçları
1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 7'nci maddesine göre Kooperatif ticaret siciline tescil ile tüzel kişilik kazanır. Kooperatifin organları genel kurul, yönetim kurulu ve denetim kurulundan (denetçi) oluşmaktadır.
Kooperatif genel kurulu tüm ortakların temsil edildiği ve Kooperatifin faaliyetleriyle ilgili olarak önemli kararların alındığı en yetkili organdır. Bu organda alınan kararlar toplantıya katılmasa bile bütün ortakları bağlamaktadır.
Genel kurul toplantıları, özellikle kooperatif yönetim kurullarının iş ve işlemlerinin denetiminde ve kooperatif faaliyetlerini etkilemede ve yönlendirmede önemli bir rol oynamaktadır.
Bu nedenle de Kanun (eski haliyle) kooperatif faaliyetlerine katılabilme ve zamanında bilgi sahibi olabilme adına genel kurulun her yıl olağan olarak toplanmasını öngörmüştür.
Yapı kooperatiflerinin genel kurul toplantıları hariç olmak üzere üç ay evvel ortak olmayanlar hariç her ortak genel kurula katılma hakkına sahiptir.
Kooperatif anasözleşmesinde özel bir hüküm olmaması halinde genel kurul, kooperatifi temsile yetkililer tarafından imzalanan taahhütlü mektuplarla veya mahalli gazete ile köylerde ise yazılı olarak imza karşılığı toplantıya çağrılır.
1163 sayılı Kanunun 43'üncü maddesine göre,
- Yönetim kurulu veya anasözleşme ile bu hususta yetkili kılınan diğer bir organ,
- Gerektiğinde denetçiler kurulu,
- Ortağı olduğu üst birlik ve
- Tasfiye memurları
genel kurulu toplantıya çağırma yetkisine sahiptirler.
Ancak genel kurul yukarıda belirtildiği şekilde toplanamadığı takdirde ilgili bakanlık genel kurulu toplantıya çağırma yetkisine sahiptir.
Öte yandan Kanunun 44'üncü maddesine göre, dört ortaktan az olmamak kaydıyla ortak sayısının en az onda birinin isteği üzerine genel kurul toplantıya çağrılabilmektedir.
Yönetim Kurulu bu isteği en az on gün içinde yerine getirmediği takdirde, istek sahiplerinin müracaatı üzerine veya doğrudan doğruya ilgili Bakanlık tarafından genel kurul toplantıya çağrılabilir.
Çağrılmadığı takdirde istek sahipleri mahalli mahkemeye başvurarak Genel Kurulu bizzat toplantıya çağırma müsaadesini alabilirler.
1163 sayılı Kanunun, 7033 sayılı Kanunun 9'uncu maddesiyle değiştirilmeden önceki 45 inci maddesinde aynen;
"Genel kurul olağan ve gerektiğinde olağanüstü olarak toplanır. Olağan toplantının her hesap devresi sonundan itibaren 6 ay içinde ve en az yılda bir defa yapılması zorunludur."
denilmektedir.
Buna göre hesap devresi takvim yılı olan bir kooperatif, takip eden yılın Haziran ayının sonuna kadar olağan genel kurul toplantısını yapmak zorundadır.
Bu zorunluluğa uyulmaması halinde ise 1163 sayılı Kanunun Ek 2'nci maddesinde düzenlenen cezaya muhatap kalınacaktır.
Kanunun "Cezai Sorumluluk" başlıklı anılan maddesi aynen;
"(...)
2. Genel kurulu olağan toplantıya çağırmayan yönetim kurulu üyeleri ile 2'nci maddenin dördüncü fıkrasına, 8'inci maddenin ikinci fıkrasına, 16'ncı maddenin birinci fıkrasına, 66'ncı maddenin ikinci fıkrasına ve 90'ıncı maddenin üçüncü fıkrasına aykırı hareket eden kooperatif ve üst kuruluşlarının yönetim kurulu üyeleri altı aya kadar hapis ve otuz günden üçyüz güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılırlar.
(...)"
şeklindedir.
Ayrıca aynı maddeye göre, ilgili bakanlık, kooperatifler ve üst kuruluşlarının yönetim ve denetim kurulu üyeleri ile memurları hakkında görevlerine ilişkin olarak işledikleri suçlardan dolayı açılan kamu davalarına katılma talebinde bulunabilecektir.
01.07.2017 tarihli ve 30111 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 7033 sayılı "Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 9'uncu maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 45'inci maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile değişiklik yapılmıştır.
Anılan madde aynen;
"Genel kurul olağan ve gerektiğinde olağanüstü olarak toplanır. Olağan toplantının her hesap devresi sonundan itibaren 6 ay içinde ve en az yılda bir defa yapılması zorunludur. (Ek cümle:18/6/2017-7033/9 md.)
Ancak, usul ve esasları ilgili Bakanlıkça yapılacak düzenlemede gösterilmek üzere; kooperatif üst kuruluşuna ortak olunması ve genel kurul toplantısının gündemine konuyla ilgili madde konulması şartıyla, olağan genel kurul toplantıları en fazla üç hesap dönemini kapsayacak şekilde ve birleştirilerek yapılabilir."
şeklindedir.
1163 sayılı Kanunun 45'inci maddesinin 1'inci fıkrasına eklenen cümle ile olağan genel kurul toplantılarının her yıl yapılma zorunluluğu kaldırıldığından hesap dönemi takvim yılı olan bir kooperatifin, takip eden yılın Haziran ayının son gününe kadar olağan genel kurul toplantısı yapmaması halinde doğrudan bir ceza yaptırımı söz konusu olmayacaktır.
Ancak cezai sorumluluğun ortadan kalkabilmesi için 1163 sayılı Kanunun değişik 45'inci maddesine göre usul ve esasları ilgili Bakanlıkça yapılacak düzenlemede gösterilmek üzere;
- Kooperatif üst kuruluşuna ortak olunması ve
- Genel kurul toplantısının gündemine konuyla ilgili madde konulması,
şartlarının birlikte yerine getirilmesi gerekecektir.
Bu şartlar yerine getirilmek kaydıyla, olağan genel kurul toplantıları en fazla üç hesap dönemini kapsayacak şekilde ve birleştirilerek yapılabilecektir. Bu yöndeki usul ve esaslar Bakanlıkça yapılacak düzenlemede gösterilecek olmakla birlikte, kanaatimizce, bu yönde gündeme konulacak madde gelecek yıllara ait genel kurul toplantılarına ilişkin olmalıdır.
Bu cümleden olmak üzere 3 yıl olağan genel kurul toplantısı yapılmayarak üçüncü yıl sonunda bu yönde karar alınması cezai sorumluluğu kaldırmayacaktır. Öte yandan genel kurul toplantısının gündemine konuyla ilgili madde konulması, şartın yerine getirildiği anlamına gelmeyecektir. Bu gündem maddesinin Kanunda belirtilen karar alma nisapları ile kabul edilmesi gerekecektir. Genel kurulun bu yöndeki gündem maddesini kabul etmemesi halinde mevcut uygulamaya devam edilecektir.
Yeni düzenlemeye göre yukarıda yer verilen şartların yerine getirilmesi halinde her yıl olağan genel kurul toplantısı yapılması zorunluluğu ortadan kalkmakta ve buna bağlı olarak örneğin hesap dönemi takvim yılı olan kooperatiflerin 01 Ocak-30 haziran döneminde olağan genel kurul toplantısını yapmaması halinde herhangi bir cezai yaptırım söz konusu olmayacaktır.
Ancak 3'üncü yılın sonundan itibaren haziran ayı sonuna kadar olağan genel kurulunun yapılmamış olması halinde 01 Temmuz itibariyle suç oluşmuş olacak ve 1163 sayılı Kanunun 2'nci Ek Maddesinin 2'nci fıkrası uyarınca cezai sorumluluk hali ortaya çıkacaktır.
Öte yandan 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun, 23.1.2008 günlü, 5728 sayılı Kanunun 340 ıncı maddesiyle değiştirilen ek 2. maddesinin (2) numaralı fıkrasının Anayasa'nın 2, 10, 13 ve 48 inci maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptaline karar verilmesi istemli açılan E.2013/128 sayılı davada, Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu K.2014/66 sayılı ve 27.03.2014 tarihli kararda, "Genel kurulu olağan toplantıya çağırmayan yönetim kurulu üyeleri ile." ibaresinin Anayasa'ya aykırı olmadığına ve itirazın reddine karar verildiğini belirtmekte fayda görülmüştür.
Yönetim kurulu üyelerinin, olağan genel kurulu zamanında toplantıya çağırmaması nedeniyle 1163 sayılı Kanunun Ek 2 nci maddesi uyarınca ceza almaları durumunda, herhangi bir kooperatifte yönetim kurulu üyeliği de yapılamayacaktır.
Zira anılan Kanunun "Üyelik şartları ve ücret" başlıklı 56'ncı maddesinin 1'inci fıkrasının 3 nolu bendinde aynen;
"(Değişik: 23/1/2008-5728/338 md.) Devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, (') zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından ya da bu Kanun hükümlerine göre mahkum olmamak"
şartı bulunmaktadır.
Dolayısıyla 1163 sayılı Kanun hükümlerine göre mahkum olan bir kişi, kooperatif yönetim kurulu üyesi olma şartlarından birisini kaybetmiş olacağından yönetim kurulu üyesi olması veya üyeliğe devam etmesi mümkün olmayacaktır.
3. Sonuç
1163 sayılı Kooperatifler Kanununa göre faaliyet gösteren kooperatiflerin en yetkili organı, kooperatife ilişkin önemli kararların alındığı ve yönetim kurulunun denetimin yapılmasının sağlandığı genel kurul olup Kooperatif ortaklarının katılımıyla oluşmaktadır.
1163 sayılı Kanuna göre genel kurullar her yıl olağan ve gerektiğinde olağanüstü olarak toplanmaktadır. Olağan genel kurulun toplanması adına gerekli usulü işlemlerin yapılması yönetim kurulunun görevleri arasındadır.
01.07.2017 tarihli ve 30111 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 7033 sayılı "Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 9'uncu maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 45'inci maddesinde yapılan değişikliğe kadar hesap dönemi takvim yılı olan kooperatiflerin, olağan genel kurul toplantılarını her yıl Haziran aynının sonuna kadar yapmaları zorunlu iken yapılan değişiklikle üç yıla ait olağan genel kurul toplantısının birleştirilerek yapılma imkânı getirilmiştir.
Bu değişikliğe bağlı olarak gerekli şartları sağlayan kooperatiflerin olağan genel kurul toplantılarını her yıl yapma zorunluluğu kalkmıştır. Olağan genel kurul toplantısının Haziran ayının sonuna kadar yapılmamasına bağlanan cezai sorumluk da 1163 sayılı Kanunun değişik 45'inci maddesinde belirtilen koşulları sağlayan kooperatiflerin yönetim kurulu açısından 3'üncü yıl sonundan itibaren ortaya çıkacaktır.
Bu hale göre, kooperatif üst kuruluşuna ortak olunması ve genel kurul toplantısının gündemine konuyla ilgili madde konularak bu gündem maddesinin kabul edilmesi şartlarının birlikte gerçekleşmesi halinde olağan genel kurul toplantıları en fazla üç hesap dönemini kapsayacak şekilde ve birleştirilerek yapılabilecektir.
Şartları yerine getiren kooperatiflerin 3 üncü yılın Haziran ayının sonuna kadar olağan genel kurul toplantısını yapmaması ise cezai sorumluğu gerektirecektir.
Kaynakça
-1163 sayılı "Kooperatifler Kanunu"
-7033 sayılı "Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"
-Anayasa Mahkemesinin E.2013/128, K.2014/66 sayılı ve 27.03.2014 tarihli kararı
https://www.kutso.org.tr/wp-content/uploads/2018/03/HUKUK-M%C3%9C%C5%9EAV%C4%B0RL%C4%B0%C4%9E%C4%B0-B%C4%B0LG%C4%B0LEND%C4%B0RME-NOTLARI-2018-OCAK-.doc
Örnek Dava Uygulamalarıyla Kooperatif Genel Kurul Kararlarında Hükümsüzlük ve Sonuçları
Av. Dr. Bülent Hayri ACAR – Av. Ender DEDEAĞAÇ
İncelemede somut davalar örnek alınmıştır [1]. Örnek davalarla ilgili dava malzemesi, özellikle öğretiye inceleme malzemesi olması amacıyla, dipnotta verilmiştir. Örnek olayla, kooperatif hukukunda genel kurul kararlarında hükümsüzlük ve sonuçları ele alınmıştır. Hükümsüzlük, hukukun genel ilkelerindendir ve hukuki işlemin hukuk düzeninde yer alıp almamasıyla ilgilidir.
Hükümsüzlükte üçlü ayırım kabul edilmiştir: yokluk, mutlak butlan (kesin hükümsüzlük), nispi butlan. Örnek olayda, olağan genel kurulda, usulüne uygun verilen önergeyle üç maddenin gündeme alınmasına ilişkin kararlar ve sonrası işlemler, yargıya taşınmıştır. Örnek olay, önceki Ticaret Kanunu döneminde geçmiştir. Bu olaydan hareketle, önceki ve yeni Ticaret kanunlarının ilgili hükümleri karşılaştırılmıştır. Okuyucuya kolaylık sağlanması için, ilgili maddeler dip notlara alınmıştır. Yazının amacı, örnek davalar uygulamasını, hukuki değerlendirmesiyle, hukuk kamuoyuna taşımaktır.
http://dergipark.gov.tr/download/article-file/398249
İncelemede somut davalar örnek alınmıştır [1]. Örnek davalarla ilgili dava malzemesi, özellikle öğretiye inceleme malzemesi olması amacıyla, dipnotta verilmiştir. Örnek olayla, kooperatif hukukunda genel kurul kararlarında hükümsüzlük ve sonuçları ele alınmıştır. Hükümsüzlük, hukukun genel ilkelerindendir ve hukuki işlemin hukuk düzeninde yer alıp almamasıyla ilgilidir.
Hükümsüzlükte üçlü ayırım kabul edilmiştir: yokluk, mutlak butlan (kesin hükümsüzlük), nispi butlan. Örnek olayda, olağan genel kurulda, usulüne uygun verilen önergeyle üç maddenin gündeme alınmasına ilişkin kararlar ve sonrası işlemler, yargıya taşınmıştır. Örnek olay, önceki Ticaret Kanunu döneminde geçmiştir. Bu olaydan hareketle, önceki ve yeni Ticaret kanunlarının ilgili hükümleri karşılaştırılmıştır. Okuyucuya kolaylık sağlanması için, ilgili maddeler dip notlara alınmıştır. Yazının amacı, örnek davalar uygulamasını, hukuki değerlendirmesiyle, hukuk kamuoyuna taşımaktır.
http://dergipark.gov.tr/download/article-file/398249
KOOPERATİFLERDE MUHASEBE VE FİNANSAL TABLOLAR-GELİR TABLOSU
Gelir tablosu yıllık faaliyet sonuçlarının, gelir ve giderlerin, kâr ve zarar ile yasal yükümlülüklerin özet olarak sunulduğu tablodur.
Gelir ve giderler, etkin kararlar almak için gerekli bilgileri içerecek şekilde farklı olarak hazırlanabilir. Örneğin çok amaçlı bir kooperatifte, yapılan faaliyetlerin her birinden ortakların tamamı değil de bir bölümü yararlanıyorsa, bu durumda her bir faaliyetin gelir ve giderlerinin ayrı tutulmasında büyük fayda vardır.
Konuyu biraz daha açmak için 100 ortaklı bir kooperatifi örnek olarak alalım. Bu kooperatif, süt ve yem satışı ve ormancılık faaliyetleri yapıyor olsun. Ortaklardan 60’ının süt, 80’inin ise ormancılık faaliyeti nedeniyle kooperatifle iş yaptığını varsayalım. Süt sığırı yetiştiren ortaklar kooperatife süt satmakta ve kooperatiften süt yemi satın
almaktadır. Bu durumda, bu kooperatifte yapılan süt, yem ve ormancılık faaliyetlerinin gelir ve giderlerinin ayrı ayrı tutulması gerekmektedir. Bunun temel olarak iki
nedeni bulunmaktadır:
Ortak dışı işlemlerin de ayrı kaydedilmesi ve buradan elde edilen gelir ve giderlerin farklı değerlendirilmesi gerektiğini tekrar hatırlatmakta fayda vardır. Bunun
için muhasebecinizle birlikte çalışmanız ve bu tür taleplerinizi iletmeniz gerekir.
Burada konuyu daha ayrıntılı ele almadan önce, gelir ve gider kavramlarının üzerinde biraz daha durmakta fayda vardır. Şu soruyu sorarak başlamak belki daha
yararlı olabilir:
Kooperatife giren her para gelir midir?
Bu soruya elbette hayır cevabı verilmelidir. Örneğin mevcut bir taşıtın satışından elde edilen para gelir değildir. Elde edilen bir paranın gelir olarak kabul edilebilmesi için üretim veya hizmet faaliyetleri sonucu yaratılmış olması gerekir.
Yapılan her harcama masraf mıdır?
Gider veya masraf üretimi veya hizmeti gerçekleştirmek için katlanılan zahmetlerin tümü olarak tanımlanabilir. Gider ile harcama sıkça karıştırılmaktadır. Her
harcama masraf anlamını taşımaz. Örneğin, çiftliğimize nakit olarak yem aldığımızı ve depomuza koyduğumuzu varsayalım. Bu durumda, harcama yapılmış ancak bu
harcama gider haline dönüşmemiştir. Ne zaman bu yemler, hayvanlara verilip tüketilirse, o zaman gider oluşmuş demektir.
Aşağıda gelir tablosunun şeklini göstermek için bir örnek verilmiştir. Burada ifade edilenleri, kooperatifin yönetim kararlarında kullanabilmek için, bunların ne anlam taşıdıklarını bilmemiz gerekmektedir. Bu nedenle, bunlar üzerinde sırasıyla durulmuştur.
…. Yılı Gelir Tablosu
Unsurlar Tutar
A. Brüt satışlar …..
B. Satış indirimleri (-) …..
C. Net satışlar …..
D. Satışların maliyeti (-) …..
Brüt satış kârı veya zararı …..
E. Faaliyet giderleri …..
Faaliyet kârı veya zararı …..
F. Diğer faaliyetlerden olağan gelir ve kârlar …..
G. Diğer faaliyetlerden olağan gider ve zararlar (-) …..
H. Finansman giderleri (-) …..
Olağan kâr ve zarar …..
F. Olağan dışı gelir ve kârlar …..
G. Olağan dışı gider ve zararlar (-) …..
Dönem kârı veya zararı …..
K. Vergi ve diğer yasal yükümlülükler karşılığı (-) …..
Dönem kârı veya zararı …..
Brüt satışlar (gelirler) satılan mal veya hizmete ve satışın yurt içi veya yurt dışı olmasına bağlı olarak gruplandırılmalı ve kayıt edilmelidir. Örneğin süt, yem, makine satan bir kooperatif için satış çizelgesi şu şekilde hazırlanmalıdır.
A. Brüt Satışlar Süt Yem Makine Diğer Toplam
Yurtiçi …….. …….. …….. …….. ……..
Yurtdışı …….. …….. …….. …….. ……..
Satış indirimleri üç unsurdan oluşur: satış iadeleri, satış iskontoları ve diğer indirimler.
Kooperatifin faaliyetleri sonucu elde edilen toplam satış hâsılatından iadeler ve çeşitli indirimler söz konusu olabilir. Bu tür indirimler bu grup altında gösterilip
net satış hasılatının hesaplanmasında kullanılır. Bu tür indirimler yok ise doğal olarak brüt satış hasılatı net satış hasılatına eşit olacaktır. Satışla ilgili satış belgesinin
düzenlenip satışın gerçekleşmesinden sonraki her türlü indirim bu hesabın konusudur.
Net satışlar brüt satışlar ve satış indirimleri arasındaki farktır.
Üzerinde önemle durulması gereken kalemlerden bir tanesi de satışların maliyeti (giderler) kalemidir. Bu hesap grubu kooperatifte gerçekleştirilen faaliyet ve
hizmetlerden kaynaklanan giderlerin kayıt altına alındığı kalemdir. Daha önce de belirtilen kooperatiflerde kârlılığı artırmanın dört yolundan birisi olan giderlerin
(masrafların) kontrolü, bu hesabın ayrıntılı ve dikkatli bir şekilde incelenmesini gerektirir.
Bu nedenle, bu hesabın içinde nelerin yer aldığının bilinmesi başarı için şarttır.
Satışların maliyeti satılan mala doğrudan yüklenebilen giderlerin toplamını gösterir.
Bu hesap genel olarak;
(1) Satılan mamullerin maliyeti,
(2) Satılan ticari malların maliyeti,
(3) Satılan hizmetlerin maliyeti ve
(4) Diğer satışların maliyetinden oluşur.
Sadece süt toplayıp satan bir kooperatifte yeni bir ürünün üretimi söz konusu olmadığı için sadece satılan ticari malların maliyeti kapsamında tek bir kalemde
kayıt yapılır. Eğer ilave olarak kooperatif kendisi yem üretimi yapıyorsa, yem ile ilgili giderler satılan mamuller kalemine yazılır. Eğer kooperatifte örneğin süt sığırcılığı
veya veterinerlik konularında danışmanlık hizmeti veriliyorsa bu hizmetlerin giderleri satılan hizmetlerin maliyeti kalemine yazılır.
Brüt satış kârı veya zararı net satışlardan satılan malın maliyeti düşülerek bulunur. Bu, brüt kâr olarak da adlandırılabilir.
Faaliyet giderleri 3 başlık altında incelenir:
(1) Araştırma geliştirme giderleri
(2) Pazarlama, satış ve dağıtım giderleri
(3) Genel yönetim giderleri
Araştırma geliştirme (AR-GE) giderleri eğer ürünün veya hizmetin kalitesinin iyileştirilmesi için araştırma geliştirme faaliyetleri söz konusu ise bu faaliyetler için yapılan giderleri kapsamaktadır. Kooperatifler büyüdükçe bu tür faaliyetler ve giderlerle karşılaşılabilir.
Pazarlama, satış ve dağıtım giderleri adından da kolaylıkla anlaşılabileceği gibi pazara taşıma, komisyon vb. masraflar pazarlama, satış ve dağıtım giderleri içerisinde yer alır.
Genel yönetim giderleri malın veya hizmetin üretimine doğrudan yüklenemeyen yönetimle ilgili genel masraflardır. Örneğin kooperatifin yönetimi ile ilgili ısıtma,
işçilik, enerji, haberleşme, kırtasiye, huzur hakları, danışmanlık, büro hizmetleri, çay, şeker vb. masrafları içerir.
Finansman giderleri başlığı altında, yabancı finansman araçları kullanılmış ise bu finansmanlar için yapılan faiz dahil olmak üzere tüm masraflar kayıt edilir.
Gelir tablosunda ayrı ayrı gösterilen satışların maliyeti, faaliyet giderleri ve finansman giderlerinin toplamı yıllık işletme giderlerini gösterir. Yıllık işletme giderleri
sıkça kullanılan bir kavramdır.
Gelir tablosunda bulunan “Diğer faaliyetlerden olağan gelir ve kârlar”, “Diğer faaliyetlerden olağan gider ve zararlar”, “Olağandışı gelir ve kârlar” ile “Olağandışı
gider ve zararlar” kooperatiflerde pek karşılaşılmayan kalemlerdir.
Dönem net kârı veya zararı tüm masraflar çıktıktan sonra kooperatifin bir yıllık süre içerisindeki kârını veya zararını gösterir.
Bu konuları bu şekilde açıkladıktan sonra son bir not düşmekte fayda görülmektedir.
Özellikle kooperatif yöneticilerinin kendilerini bu konularda geliştirmeleri ve muhasebecileriyle daha fazla teşrik-i mesaide bulunmaları başarı için zorunludur.
Kooperatifin belirli bir büyüklüğe ulaşıncaya kadar bu tür hizmetler konusunda üst birliklerin kooperatifleri desteklemesi akılcı bir yoldur. Ancak belirli bir büyüklüğe
ulaştıktan sonra kooperatiflerin kendi bünyelerinde bu konuları düzenlemeleri çok yararlı olacaktır.
KAYNAK: Kooperatiflerde Finansal Yönetim, Prof. Dr. İbrahim YILMAZ, Ankara, 2014
Gelir ve giderler, etkin kararlar almak için gerekli bilgileri içerecek şekilde farklı olarak hazırlanabilir. Örneğin çok amaçlı bir kooperatifte, yapılan faaliyetlerin her birinden ortakların tamamı değil de bir bölümü yararlanıyorsa, bu durumda her bir faaliyetin gelir ve giderlerinin ayrı tutulmasında büyük fayda vardır.
Konuyu biraz daha açmak için 100 ortaklı bir kooperatifi örnek olarak alalım. Bu kooperatif, süt ve yem satışı ve ormancılık faaliyetleri yapıyor olsun. Ortaklardan 60’ının süt, 80’inin ise ormancılık faaliyeti nedeniyle kooperatifle iş yaptığını varsayalım. Süt sığırı yetiştiren ortaklar kooperatife süt satmakta ve kooperatiften süt yemi satın
almaktadır. Bu durumda, bu kooperatifte yapılan süt, yem ve ormancılık faaliyetlerinin gelir ve giderlerinin ayrı ayrı tutulması gerekmektedir. Bunun temel olarak iki
nedeni bulunmaktadır:
- Faaliyetlerdeki başarıyı doğru ölçüp değerlendirmek ve doğru kararlar alabilmek
- Ortakların haklarını korumak ve adil olabilmek
Bu, özellikle risturn dağıtımı için gereklidir. Yani sütten elde edilen kârdan, süt sığırcılığı yapan ortaklar risturn alırken, diğerleri buradan risturn almamalıdır. Diğer
faaliyetler için de bu geçerlidir.
faaliyetler için de bu geçerlidir.
Ortak dışı işlemlerin de ayrı kaydedilmesi ve buradan elde edilen gelir ve giderlerin farklı değerlendirilmesi gerektiğini tekrar hatırlatmakta fayda vardır. Bunun
için muhasebecinizle birlikte çalışmanız ve bu tür taleplerinizi iletmeniz gerekir.
Burada konuyu daha ayrıntılı ele almadan önce, gelir ve gider kavramlarının üzerinde biraz daha durmakta fayda vardır. Şu soruyu sorarak başlamak belki daha
yararlı olabilir:
Kooperatife giren her para gelir midir?
Bu soruya elbette hayır cevabı verilmelidir. Örneğin mevcut bir taşıtın satışından elde edilen para gelir değildir. Elde edilen bir paranın gelir olarak kabul edilebilmesi için üretim veya hizmet faaliyetleri sonucu yaratılmış olması gerekir.
Yapılan her harcama masraf mıdır?
Gider veya masraf üretimi veya hizmeti gerçekleştirmek için katlanılan zahmetlerin tümü olarak tanımlanabilir. Gider ile harcama sıkça karıştırılmaktadır. Her
harcama masraf anlamını taşımaz. Örneğin, çiftliğimize nakit olarak yem aldığımızı ve depomuza koyduğumuzu varsayalım. Bu durumda, harcama yapılmış ancak bu
harcama gider haline dönüşmemiştir. Ne zaman bu yemler, hayvanlara verilip tüketilirse, o zaman gider oluşmuş demektir.
Aşağıda gelir tablosunun şeklini göstermek için bir örnek verilmiştir. Burada ifade edilenleri, kooperatifin yönetim kararlarında kullanabilmek için, bunların ne anlam taşıdıklarını bilmemiz gerekmektedir. Bu nedenle, bunlar üzerinde sırasıyla durulmuştur.
…. Yılı Gelir Tablosu
Unsurlar Tutar
A. Brüt satışlar …..
B. Satış indirimleri (-) …..
C. Net satışlar …..
D. Satışların maliyeti (-) …..
Brüt satış kârı veya zararı …..
E. Faaliyet giderleri …..
Faaliyet kârı veya zararı …..
F. Diğer faaliyetlerden olağan gelir ve kârlar …..
G. Diğer faaliyetlerden olağan gider ve zararlar (-) …..
H. Finansman giderleri (-) …..
Olağan kâr ve zarar …..
F. Olağan dışı gelir ve kârlar …..
G. Olağan dışı gider ve zararlar (-) …..
Dönem kârı veya zararı …..
K. Vergi ve diğer yasal yükümlülükler karşılığı (-) …..
Dönem kârı veya zararı …..
Brüt satışlar (gelirler) satılan mal veya hizmete ve satışın yurt içi veya yurt dışı olmasına bağlı olarak gruplandırılmalı ve kayıt edilmelidir. Örneğin süt, yem, makine satan bir kooperatif için satış çizelgesi şu şekilde hazırlanmalıdır.
A. Brüt Satışlar Süt Yem Makine Diğer Toplam
Yurtiçi …….. …….. …….. …….. ……..
Yurtdışı …….. …….. …….. …….. ……..
Satış indirimleri üç unsurdan oluşur: satış iadeleri, satış iskontoları ve diğer indirimler.
Kooperatifin faaliyetleri sonucu elde edilen toplam satış hâsılatından iadeler ve çeşitli indirimler söz konusu olabilir. Bu tür indirimler bu grup altında gösterilip
net satış hasılatının hesaplanmasında kullanılır. Bu tür indirimler yok ise doğal olarak brüt satış hasılatı net satış hasılatına eşit olacaktır. Satışla ilgili satış belgesinin
düzenlenip satışın gerçekleşmesinden sonraki her türlü indirim bu hesabın konusudur.
Net satışlar brüt satışlar ve satış indirimleri arasındaki farktır.
Üzerinde önemle durulması gereken kalemlerden bir tanesi de satışların maliyeti (giderler) kalemidir. Bu hesap grubu kooperatifte gerçekleştirilen faaliyet ve
hizmetlerden kaynaklanan giderlerin kayıt altına alındığı kalemdir. Daha önce de belirtilen kooperatiflerde kârlılığı artırmanın dört yolundan birisi olan giderlerin
(masrafların) kontrolü, bu hesabın ayrıntılı ve dikkatli bir şekilde incelenmesini gerektirir.
Bu nedenle, bu hesabın içinde nelerin yer aldığının bilinmesi başarı için şarttır.
Satışların maliyeti satılan mala doğrudan yüklenebilen giderlerin toplamını gösterir.
Bu hesap genel olarak;
(1) Satılan mamullerin maliyeti,
(2) Satılan ticari malların maliyeti,
(3) Satılan hizmetlerin maliyeti ve
(4) Diğer satışların maliyetinden oluşur.
Sadece süt toplayıp satan bir kooperatifte yeni bir ürünün üretimi söz konusu olmadığı için sadece satılan ticari malların maliyeti kapsamında tek bir kalemde
kayıt yapılır. Eğer ilave olarak kooperatif kendisi yem üretimi yapıyorsa, yem ile ilgili giderler satılan mamuller kalemine yazılır. Eğer kooperatifte örneğin süt sığırcılığı
veya veterinerlik konularında danışmanlık hizmeti veriliyorsa bu hizmetlerin giderleri satılan hizmetlerin maliyeti kalemine yazılır.
Brüt satış kârı veya zararı net satışlardan satılan malın maliyeti düşülerek bulunur. Bu, brüt kâr olarak da adlandırılabilir.
Faaliyet giderleri 3 başlık altında incelenir:
(1) Araştırma geliştirme giderleri
(2) Pazarlama, satış ve dağıtım giderleri
(3) Genel yönetim giderleri
Araştırma geliştirme (AR-GE) giderleri eğer ürünün veya hizmetin kalitesinin iyileştirilmesi için araştırma geliştirme faaliyetleri söz konusu ise bu faaliyetler için yapılan giderleri kapsamaktadır. Kooperatifler büyüdükçe bu tür faaliyetler ve giderlerle karşılaşılabilir.
Pazarlama, satış ve dağıtım giderleri adından da kolaylıkla anlaşılabileceği gibi pazara taşıma, komisyon vb. masraflar pazarlama, satış ve dağıtım giderleri içerisinde yer alır.
Genel yönetim giderleri malın veya hizmetin üretimine doğrudan yüklenemeyen yönetimle ilgili genel masraflardır. Örneğin kooperatifin yönetimi ile ilgili ısıtma,
işçilik, enerji, haberleşme, kırtasiye, huzur hakları, danışmanlık, büro hizmetleri, çay, şeker vb. masrafları içerir.
Finansman giderleri başlığı altında, yabancı finansman araçları kullanılmış ise bu finansmanlar için yapılan faiz dahil olmak üzere tüm masraflar kayıt edilir.
Gelir tablosunda ayrı ayrı gösterilen satışların maliyeti, faaliyet giderleri ve finansman giderlerinin toplamı yıllık işletme giderlerini gösterir. Yıllık işletme giderleri
sıkça kullanılan bir kavramdır.
Gelir tablosunda bulunan “Diğer faaliyetlerden olağan gelir ve kârlar”, “Diğer faaliyetlerden olağan gider ve zararlar”, “Olağandışı gelir ve kârlar” ile “Olağandışı
gider ve zararlar” kooperatiflerde pek karşılaşılmayan kalemlerdir.
Dönem net kârı veya zararı tüm masraflar çıktıktan sonra kooperatifin bir yıllık süre içerisindeki kârını veya zararını gösterir.
Bu konuları bu şekilde açıkladıktan sonra son bir not düşmekte fayda görülmektedir.
Özellikle kooperatif yöneticilerinin kendilerini bu konularda geliştirmeleri ve muhasebecileriyle daha fazla teşrik-i mesaide bulunmaları başarı için zorunludur.
Kooperatifin belirli bir büyüklüğe ulaşıncaya kadar bu tür hizmetler konusunda üst birliklerin kooperatifleri desteklemesi akılcı bir yoldur. Ancak belirli bir büyüklüğe
ulaştıktan sonra kooperatiflerin kendi bünyelerinde bu konuları düzenlemeleri çok yararlı olacaktır.
KAYNAK: Kooperatiflerde Finansal Yönetim, Prof. Dr. İbrahim YILMAZ, Ankara, 2014
KOOPERATİFLERDE MUHASEBE VE FİNANSAL TABLOLAR-BİLANÇO TABLOSU
Kooperatifçe tutulan defterlerde veya bilgisayarlarda yıl boyunca kayıt edilen bilgiler yıl sonunda veya istendiği herhangi bir zamanda, özet bilgiler sunulacak
şekilde tablolaştırılır. Kooperatifin finansal durumunu ortaya koyan bu tablolara finansal tablolar denir.
Üç ana finansal tablo vardır:
• Bilanço tablosu
• Gelir tablosu
• Nakit akım tablosu
Bilanço ve bilançonun oluşturulması
Bir kooperatifin veya faaliyet dalının başarısının ölçülebilmesi için, öncelikle kooperatifin sahip olduğu varlıklarının dökümünün yapılması gerekir. Başka bir ifade ile envanter çıkarmak gerekir. Bir kooperatifte envanterin çıkarılması varlıkların, borçların, alacakların listelenmesi ve değerlerinin belirlenmesi (değerleme) demektir.
Bu işlemler envanter kayıtları şeklinde kooperatiflerde kayıt altına alınmaktadır.
Envanter ne zaman çıkarılmalıdır?
Genel olarak yılbaşı ve yıl sonu olmak üzere iki dönemde envanter çıkarılır. Ancak bunda, kesinlik bulunmamaktadır. İstenilen herhangi bir zamanda da envanter çıkarılabilir.
Envanter çıkarma sonucunda, bilançoya ulaşılır. Bilanço, envanter tarihi itibariyle kooperatifin ekonomik yapısını ortaya koyan temel çizelgedir. Bilanço kooperatifin
zenginliğini ve bu zenginliğin nerelerden kaynaklandığını gösterir. Bir bilanço, basit olarak, bilanço eşitliği olarak da ifade edilen bir eşitlikle, aşağıdaki şekilde ifade edilir.
Alacaklar +Varlıklar (Mevcutlar)=Borçlar (yabancı kaynaklar) +Öz Sermaye (Öz kaynaklar)
(Aktif) = (Pasif)
Bu eşitliğin sol tarafı, yani varlıklar ve alacaklar toplamı, aktifi, sağ tarafı yani öz sermaye ve borçlar toplamı, pasifi (kaynakları) oluşturur. Aktif kısaca varlıklar olarak da isimlendirilebilir. Aktif ve pasif toplamları birbirine eşittir. Aktif veya pasif toplamı, kooperatif için çok önemli olan bir göstergeyi, kooperatife yatırılan toplam para tutarını, sermaye miktarını ifade etmektedir. Başka bir ifade ile kooperatifin kaç paralık olduğunu, yani değerini ifade eder. Bunu görmek için kredi verenler bilançoyu isterler ve kooperatifin ekonomik gücüne göre borç para verirler. Bilançoda, yukarıda belirtilen kalemlerin, bilanço tarihi itibariyle değerleri, parasal tutarları yazacaktır. Bu nedenle bilançoların güncel olması, mevcut durumu göstermesi gerekir. Diğer bir ifade ile eskiden inşa edilen bir binanın, eski değeri değil de, günümüzdeki (bilançonun çıkarıldığı tarihteki) değerinin bilançoya yazılması çok önemlidir. Ancak böylece bilanço kullanılabilir, güncel olacaktır.
Bilançonun aktif kısmında kooperatifin alacak ve varlıkları nitelikleri ve kullanılma sürelerine göre gruplara ayrılır. Bilançonun pasif kısmı, varlıkların hangi kaynaktan
temin edildiğini, yani kaynakları gösterir.
Genel muhasebe kuralları (tek düzen muhasebesi) çerçevesinde ana kalemleri itibariyle bir bilanço örneğini aşağıdaki tabloda görmek mümkündür.
…… Tarihli Bilanço
A. AKTİF Tutar
I. Dönen Varlıklar ……
1. Hazır Değerler (kasa, çek, banka vb) ……
2. Menkul Değerler (tahvil, bono vb) ……
3. Kısa Vadeli Ticari Alacaklar (alacak senetleri vb) ……
4. Stoklar (hammaddeler, yarı mamuller, mamuller vb) ……
5. Gelecek Aylara Ait Giderler ve Gelir Hesapları ……
6. Diğer Dönen Varlıklar (KDV, Peşin vergiler vb) ……
II. Duran Varlıklar ……
1. Ticari Alacaklar ……
2. Diğer Alacaklar ……
3. Mali Duran Varlıklar ……
4. Maddi Duran Varlıklar ……
Aktif Toplamı ……
B. PASİF ……
I. Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar ……
1. Mali Borçlar ……
2. Ticari Borçlar ……
3. Diğer Borçlar ……
4. Alınan Avanslar ……
5. Ödenecek Vergi ve Diğer Yükümlülükler ……
6. Diğer Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar ……
II. Uzun Vadeli Yabancı Kaynaklar ……
III. Özkaynaklar ……
1. Ödenmiş Sermaye ……
2. Sermaye Yedekleri ……
3. Kar Yedekleri ……
4. Geçmiş Yıl Karları ……
5. Geçmiş Yıl Zararları ……
6. Dönem Net Karı ……
Pasif Toplamı ……
Aktif, dönen varlıklar ve duran varlıklar olarak isimlendirilen iki ana gruba ayrılmaktadır.
Dönen varlıklar, vadesi bir yıla kadar olan para ve kıymetli evrakları alacak ve stokları içermektedir. Duran varlıklar ise vadesi veya ömrü bir yılın üzerinde olan
varlıklardan oluşmaktadır. Bunların en çok karşılaşılanları, uzun vadeli alacaklar ile maddi duran varlıklardır. Maddi duran varlıklar, kooperatiflerde genellikle en fazla
yekûnu oluşturan kısımdır. Bu grupta arazi ve arsalar, yeraltı ve yerüstü düzenleri (kuyu, kanal vb. meyvelikler), binalar, tesis, makine ve cihazlar, taşıtlar ile demirbaşlar
gibi varlıklarının değeri bulunmaktadır.
Daha önce belirtildiği gibi, bilançonun pasif kısmında yer alan unsurlar, varlıkların nereden temin edildiğine yani kaynaklarına bağlı olarak sınıflandırılmaktadır.
Söz konusu kaynaklar genellikle 3 başlık altında toplanır:
I. Kısa vadeli yabancı kaynaklar
II. Uzun vadeli yabancı kaynaklar
III. Özkaynaklar
Kısa vadeli yabancı kaynaklar vadesi bir yılın altında olan borçlardır. Bunlar çeşitli nitelikteki borçlar, alınan avanslar, ödenecek vergiler gibi farklı unsurlardan
meydana gelir.
Uzun vadeli yabancı kaynaklar vadesi bir yılın üzerinde olan borçlardan oluşur.
Özkaynaklar, öz sermaye olarak da isimlendirilir. Özkaynaklar kooperatif ortaklarının kooperatif varlıkları üzerindeki haklarını gösterir. Özkaynaklar, ortaklar
tarafından kooperatife verilmiş ortaklık payları ile faaliyet sonucu elde edilen ve dağıtılmayıp çeşitli adlarla kooperatifte bırakılan kârlardan ve değer artışlarından
meydana gelir. Başka bir anlatım ile özkaynaklar mülkiyeti kooperatife ait olan sermayeyi, yatırım tutarını gösterir. Bu miktar ortaklardan kooperatife aktarılmış olabileceği gibi, kooperatifin faaliyetleri sonucunda biriktirilmiş de olabilir.
Özkaynaklar, yukarıdaki bilançodan da görülebileceği gibi ödenmiş sermaye, sermaye yedekleri, kâr yedekleri, geçmiş yıl kârları, geçmiş yıl zararları ve dönem net kârı kalemlerinden oluşur.
Kooperatif ortaklarının kooperatife tahsis ettikleri varlıkların değeri sermaye olarak adlandırılır. Ortaklar tarafından taahhüt edilmiş ortaklık payı ile ödenmemiş ortaklık payları arasındaki fark ödenmiş sermayedir. Başka bir ifade ile ödenmiş sermaye tutarı, ortakların geçmişten bugüne ödedikleri ortaklık paylarının toplamını
gösterir. Ortaklar defterinde her bir ortak için ayrı ayrı gösterilen ödenmiş ortaklık payları toplandığında, ödenmiş sermayeye ulaşılır. Özellikle kooperatiflerde
bu uyuma dikkat edilmelidir.
Kooperatiflerde sermaye yedekleri iptal edilen ve kooperatifte kalan ortaklık payları ile kooperatifin varlıklarında yeniden değerleme nedeniyle ortaya çıkan değer artışlarından meydana gelir.
Varlıkların değer artışlarının hesaplanması için varlık değerleme yöntemlerini bilmekte fayda bulunmaktadır. Burada tespit edilen değer artışının, nasıl muhasebeleştirileceği, yani sermaye yedeklerine
nasıl kayıt edileceği üzerinde durulacaktır.
Örneğin; kooperatif binasının aktifteki kayıtlı değerinin 10.000 TL olduğunu ve kooperatif binasının değerleme sonunda gerçek değerinin 100.000 TL olarak hesaplandığını varsayalım. Bu durumda;
• Aktifte ilgili varlığın değeri fark kadar artırılır. Bunun için maddi duran varlıklardan binalar hesabında 90.000 TL artış yapılır.
• Aynı zamanda pasifte ise sermaye yedekleri hesabında diğer sermaye yedekleri kaleminde de aynı miktarda (90.000 TL) artış yapılır.
Kâr yedekleri gelir-gider farkının (kârın) ortaklara risturn olarak dağıtılmayan kısmıdır. Bunlar arasında yedek akçeler ve fonlar ile sermayeye aktarılmasına karar
verilen kısım yer alır. Sermayeye aktarmak demek, ortakların paylarına aktarmak demektir. Dolayısıyla böyle bir karar alındığında, söz konusu paranın ortaklık paylarına yansıtılması gerekir. Risturn dağıtılmadan bu şekilde bir uygulamanın yapılmasının da kooperatifle işbirliği içinde çalışan ortak ile çalışmayan ortak arasında, faal ortak aleyhine eşitsizliğe neden olacağını da bilmek gerekir. Esas olarak bu konular ana sözleşmelerde açık olarak düzenlemesi gereken konulardır. Ana sözleşmede
hüküm bulunmasına rağmen, genel kurullarda bu hükümlere aykırı kararlar almak ve uygulamak doğru değildir. Ana sözleşmelerde aksine hüküm bulunmaması durumunda gelir gider farkı kooperatifin yedek akçelerine eklenir.
Normal olarak kooperatiflerde gelir-gider farkından yedek akçe ayrılıp, risturn dağıtıldıktan sonra, ortakların sermaye paylarına genel kurul kararı ile faiz ödenebileceği ana sözleşme ile hükme bağlanabilmektedir.
Geçmiş yıl kârları geçmiş dönemlerde ortaya çıkan ve ortaklara dağıtılmamış kârların risturn olarak dağıtılıncaya veya sermayeye ekleninceye kadar tutulduğu
hesaptır.
Geçmiş yıl zararları geçmiş dönemlerde ortaya çıkan zararların, yedeklere, kârlara ya da sermayeye mahsup edilinceye kadar izlendiği hesaptır.
Dönem net kârı adı gereği bilançonun ait olduğu yıldaki net kârı göstermektedir.
KAYNAK: Kooperatiflerde Finansal Yönetim, Prof. Dr. İbrahim YILMAZ, Ankara, 2014
şekilde tablolaştırılır. Kooperatifin finansal durumunu ortaya koyan bu tablolara finansal tablolar denir.
Üç ana finansal tablo vardır:
• Bilanço tablosu
• Gelir tablosu
• Nakit akım tablosu
Bilanço ve bilançonun oluşturulması
Bir kooperatifin veya faaliyet dalının başarısının ölçülebilmesi için, öncelikle kooperatifin sahip olduğu varlıklarının dökümünün yapılması gerekir. Başka bir ifade ile envanter çıkarmak gerekir. Bir kooperatifte envanterin çıkarılması varlıkların, borçların, alacakların listelenmesi ve değerlerinin belirlenmesi (değerleme) demektir.
Bu işlemler envanter kayıtları şeklinde kooperatiflerde kayıt altına alınmaktadır.
Envanter ne zaman çıkarılmalıdır?
Genel olarak yılbaşı ve yıl sonu olmak üzere iki dönemde envanter çıkarılır. Ancak bunda, kesinlik bulunmamaktadır. İstenilen herhangi bir zamanda da envanter çıkarılabilir.
Envanter çıkarma sonucunda, bilançoya ulaşılır. Bilanço, envanter tarihi itibariyle kooperatifin ekonomik yapısını ortaya koyan temel çizelgedir. Bilanço kooperatifin
zenginliğini ve bu zenginliğin nerelerden kaynaklandığını gösterir. Bir bilanço, basit olarak, bilanço eşitliği olarak da ifade edilen bir eşitlikle, aşağıdaki şekilde ifade edilir.
Alacaklar +Varlıklar (Mevcutlar)=Borçlar (yabancı kaynaklar) +Öz Sermaye (Öz kaynaklar)
(Aktif) = (Pasif)
Bu eşitliğin sol tarafı, yani varlıklar ve alacaklar toplamı, aktifi, sağ tarafı yani öz sermaye ve borçlar toplamı, pasifi (kaynakları) oluşturur. Aktif kısaca varlıklar olarak da isimlendirilebilir. Aktif ve pasif toplamları birbirine eşittir. Aktif veya pasif toplamı, kooperatif için çok önemli olan bir göstergeyi, kooperatife yatırılan toplam para tutarını, sermaye miktarını ifade etmektedir. Başka bir ifade ile kooperatifin kaç paralık olduğunu, yani değerini ifade eder. Bunu görmek için kredi verenler bilançoyu isterler ve kooperatifin ekonomik gücüne göre borç para verirler. Bilançoda, yukarıda belirtilen kalemlerin, bilanço tarihi itibariyle değerleri, parasal tutarları yazacaktır. Bu nedenle bilançoların güncel olması, mevcut durumu göstermesi gerekir. Diğer bir ifade ile eskiden inşa edilen bir binanın, eski değeri değil de, günümüzdeki (bilançonun çıkarıldığı tarihteki) değerinin bilançoya yazılması çok önemlidir. Ancak böylece bilanço kullanılabilir, güncel olacaktır.
Bilançonun aktif kısmında kooperatifin alacak ve varlıkları nitelikleri ve kullanılma sürelerine göre gruplara ayrılır. Bilançonun pasif kısmı, varlıkların hangi kaynaktan
temin edildiğini, yani kaynakları gösterir.
Genel muhasebe kuralları (tek düzen muhasebesi) çerçevesinde ana kalemleri itibariyle bir bilanço örneğini aşağıdaki tabloda görmek mümkündür.
…… Tarihli Bilanço
A. AKTİF Tutar
I. Dönen Varlıklar ……
1. Hazır Değerler (kasa, çek, banka vb) ……
2. Menkul Değerler (tahvil, bono vb) ……
3. Kısa Vadeli Ticari Alacaklar (alacak senetleri vb) ……
4. Stoklar (hammaddeler, yarı mamuller, mamuller vb) ……
5. Gelecek Aylara Ait Giderler ve Gelir Hesapları ……
6. Diğer Dönen Varlıklar (KDV, Peşin vergiler vb) ……
II. Duran Varlıklar ……
1. Ticari Alacaklar ……
2. Diğer Alacaklar ……
3. Mali Duran Varlıklar ……
4. Maddi Duran Varlıklar ……
Aktif Toplamı ……
B. PASİF ……
I. Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar ……
1. Mali Borçlar ……
2. Ticari Borçlar ……
3. Diğer Borçlar ……
4. Alınan Avanslar ……
5. Ödenecek Vergi ve Diğer Yükümlülükler ……
6. Diğer Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar ……
II. Uzun Vadeli Yabancı Kaynaklar ……
III. Özkaynaklar ……
1. Ödenmiş Sermaye ……
2. Sermaye Yedekleri ……
3. Kar Yedekleri ……
4. Geçmiş Yıl Karları ……
5. Geçmiş Yıl Zararları ……
6. Dönem Net Karı ……
Pasif Toplamı ……
Aktif, dönen varlıklar ve duran varlıklar olarak isimlendirilen iki ana gruba ayrılmaktadır.
Dönen varlıklar, vadesi bir yıla kadar olan para ve kıymetli evrakları alacak ve stokları içermektedir. Duran varlıklar ise vadesi veya ömrü bir yılın üzerinde olan
varlıklardan oluşmaktadır. Bunların en çok karşılaşılanları, uzun vadeli alacaklar ile maddi duran varlıklardır. Maddi duran varlıklar, kooperatiflerde genellikle en fazla
yekûnu oluşturan kısımdır. Bu grupta arazi ve arsalar, yeraltı ve yerüstü düzenleri (kuyu, kanal vb. meyvelikler), binalar, tesis, makine ve cihazlar, taşıtlar ile demirbaşlar
gibi varlıklarının değeri bulunmaktadır.
Daha önce belirtildiği gibi, bilançonun pasif kısmında yer alan unsurlar, varlıkların nereden temin edildiğine yani kaynaklarına bağlı olarak sınıflandırılmaktadır.
Söz konusu kaynaklar genellikle 3 başlık altında toplanır:
I. Kısa vadeli yabancı kaynaklar
II. Uzun vadeli yabancı kaynaklar
III. Özkaynaklar
Kısa vadeli yabancı kaynaklar vadesi bir yılın altında olan borçlardır. Bunlar çeşitli nitelikteki borçlar, alınan avanslar, ödenecek vergiler gibi farklı unsurlardan
meydana gelir.
Uzun vadeli yabancı kaynaklar vadesi bir yılın üzerinde olan borçlardan oluşur.
Özkaynaklar, öz sermaye olarak da isimlendirilir. Özkaynaklar kooperatif ortaklarının kooperatif varlıkları üzerindeki haklarını gösterir. Özkaynaklar, ortaklar
tarafından kooperatife verilmiş ortaklık payları ile faaliyet sonucu elde edilen ve dağıtılmayıp çeşitli adlarla kooperatifte bırakılan kârlardan ve değer artışlarından
meydana gelir. Başka bir anlatım ile özkaynaklar mülkiyeti kooperatife ait olan sermayeyi, yatırım tutarını gösterir. Bu miktar ortaklardan kooperatife aktarılmış olabileceği gibi, kooperatifin faaliyetleri sonucunda biriktirilmiş de olabilir.
Özkaynaklar, yukarıdaki bilançodan da görülebileceği gibi ödenmiş sermaye, sermaye yedekleri, kâr yedekleri, geçmiş yıl kârları, geçmiş yıl zararları ve dönem net kârı kalemlerinden oluşur.
Kooperatif ortaklarının kooperatife tahsis ettikleri varlıkların değeri sermaye olarak adlandırılır. Ortaklar tarafından taahhüt edilmiş ortaklık payı ile ödenmemiş ortaklık payları arasındaki fark ödenmiş sermayedir. Başka bir ifade ile ödenmiş sermaye tutarı, ortakların geçmişten bugüne ödedikleri ortaklık paylarının toplamını
gösterir. Ortaklar defterinde her bir ortak için ayrı ayrı gösterilen ödenmiş ortaklık payları toplandığında, ödenmiş sermayeye ulaşılır. Özellikle kooperatiflerde
bu uyuma dikkat edilmelidir.
Kooperatiflerde sermaye yedekleri iptal edilen ve kooperatifte kalan ortaklık payları ile kooperatifin varlıklarında yeniden değerleme nedeniyle ortaya çıkan değer artışlarından meydana gelir.
Varlıkların değer artışlarının hesaplanması için varlık değerleme yöntemlerini bilmekte fayda bulunmaktadır. Burada tespit edilen değer artışının, nasıl muhasebeleştirileceği, yani sermaye yedeklerine
nasıl kayıt edileceği üzerinde durulacaktır.
Örneğin; kooperatif binasının aktifteki kayıtlı değerinin 10.000 TL olduğunu ve kooperatif binasının değerleme sonunda gerçek değerinin 100.000 TL olarak hesaplandığını varsayalım. Bu durumda;
• Aktifte ilgili varlığın değeri fark kadar artırılır. Bunun için maddi duran varlıklardan binalar hesabında 90.000 TL artış yapılır.
• Aynı zamanda pasifte ise sermaye yedekleri hesabında diğer sermaye yedekleri kaleminde de aynı miktarda (90.000 TL) artış yapılır.
Kâr yedekleri gelir-gider farkının (kârın) ortaklara risturn olarak dağıtılmayan kısmıdır. Bunlar arasında yedek akçeler ve fonlar ile sermayeye aktarılmasına karar
verilen kısım yer alır. Sermayeye aktarmak demek, ortakların paylarına aktarmak demektir. Dolayısıyla böyle bir karar alındığında, söz konusu paranın ortaklık paylarına yansıtılması gerekir. Risturn dağıtılmadan bu şekilde bir uygulamanın yapılmasının da kooperatifle işbirliği içinde çalışan ortak ile çalışmayan ortak arasında, faal ortak aleyhine eşitsizliğe neden olacağını da bilmek gerekir. Esas olarak bu konular ana sözleşmelerde açık olarak düzenlemesi gereken konulardır. Ana sözleşmede
hüküm bulunmasına rağmen, genel kurullarda bu hükümlere aykırı kararlar almak ve uygulamak doğru değildir. Ana sözleşmelerde aksine hüküm bulunmaması durumunda gelir gider farkı kooperatifin yedek akçelerine eklenir.
Normal olarak kooperatiflerde gelir-gider farkından yedek akçe ayrılıp, risturn dağıtıldıktan sonra, ortakların sermaye paylarına genel kurul kararı ile faiz ödenebileceği ana sözleşme ile hükme bağlanabilmektedir.
Geçmiş yıl kârları geçmiş dönemlerde ortaya çıkan ve ortaklara dağıtılmamış kârların risturn olarak dağıtılıncaya veya sermayeye ekleninceye kadar tutulduğu
hesaptır.
Geçmiş yıl zararları geçmiş dönemlerde ortaya çıkan zararların, yedeklere, kârlara ya da sermayeye mahsup edilinceye kadar izlendiği hesaptır.
Dönem net kârı adı gereği bilançonun ait olduğu yıldaki net kârı göstermektedir.
KAYNAK: Kooperatiflerde Finansal Yönetim, Prof. Dr. İbrahim YILMAZ, Ankara, 2014
Kooperatifte Önceki Yöneticilerin Sorumluluğuna Dayalı Tazminatın Tahsili
23. Hukuk Dairesi 2014/10407 E. , 2015/7020 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Bahçe Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 08/05/2014
NUMARASI : 2011/187-2014/93
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalıların 25.05.2007 - 26.06.2009 tarihleri arasında müvekkil kooperatifte yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptıklarını, davalıların görev yaptıkları bu dönem içerisinde kooperatif işlemlerinde usulsüz faturalar keserek yapay gelir gider farkı ve açığı yaratarak ve diğer üyeler yerine sahte imza atarak görevlerini ihmal ettiklerini, yapılan şikayetler üzerine Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı Teşkilatlanma ve Destekleme Genel Müdürlüğü'nün tarafından 05.04.2010 tarihli raporu ile yapılan idari inceleme ve 02.09.2010 tarihli 2010/323 savcılık soruşturması sonucunda, davalılar hakkında görevi kötüye kullanmak ve evrakta sahtecilik suçlarından kamu davası açıldığını, Bahçe Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2010/139 E., 2011/93 K. sayılı kararı ile bu suçlardan mahkumiyet kararı verildiğini, ceza dosyasında aldırılan bilirkişi raporunda davalıların müvekkili kooperatifi 19.260,62 TL zarara uğrattıklarının tespit edildiğini ileri sürerek, 19.260,62 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı H.. K.. dışındaki davalılar vekili, açılan davada müvekkilleri hakkında Bahçe Asliye Ceza Mahkemesi'nin 210/139 Esas, 2011/93 Karar sayılı ilamı ve içeriğinin esaslı delil olarak ibraz edildiğini, ceza davasının hukuk davası için bağlayıcı olmadığını, müvekkillerinin davalı kooperatiften herhangi bir menfaat sağlamadığını, davacı kooperatifin açmış bulunduğu bu davanın rücuen tazminat davası olması nedeniyle öncelikle kendisinin bu zarar ziyanı ilgili mercilere ödemesi ve ödediğine dair belgeleri ibraz etmeleri gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı H.. K.., SGK'ya 1.850,00 TL ödediğini, ayrıca kooperatifin haczinden dolayı İş Bankası'na 2.400,00 TL ödediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalıların, davacı S.S. Bekdemir Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi'nin yönetim kurulu üyeleri oldukları, muhasebe kayıtlarının tutulmasında ihmal ve özensizlik gösterdiklerinden bahisle Bahçe Asliye Ceza Mahkemesi'nin 08.06.2011 tarih ve 2010/139 Esas, 2011/93 Karar sayılı kararı ile görevi kötüye kullanmak suçundan ayrı ayrı hapis cezalarına mahkum edildikleri, cezalarının TCK'nın 51. maddesi uyarınca ertelenmesine karar verildiği, mahkeme ilamının 09.09.2011 tarihinde kesinleştiği, davalıların davacı kooperatifi 19.260,62 TL zarara uğrattığı, davalılardan H.. K..'ın kooperatifin zararından 1.850,00 TL'sini ödediğine dair belge sunduğu, bakiye zararın 17.410,62 TL olduğu, 6102 sayılı TTK'nın 553. maddesindeki yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurlarının, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlâl ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumlu olacaklarına dair amir hükmünün dikkate alındığı, yönetim kurulu üyesi olan davalıların görevde ihmal ve özensizlik göstermeleri sonucu davacı kooperatifin zarara uğratıldığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, 17.410,62 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalılar temyiz etmiştir.
1-Dava, kooperatifin önceki yöneticilerin sorumluluğuna dayalı tazminatın tahsili istemine ilişkindir.
6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/3. maddesinin yürürlükte bulunduğu dönemde Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Ticaret Mahkemeleri arasında iş bölümü ilişkisi mevcut iken, 6335 sayılı Kanun'un 2. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanun’un 5. maddesinin 3 ve 4. fıkra hükümlerinde yapılan değişiklikle Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olarak değiştirilmiş ve bu durumda göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Ancak, 6335 sayılı Yasa’nın 38. maddesi uyarınca 6102 sayılı TTK’nın eklenen geçici 9. madde ile bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin, bu kanunun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce açılan davalarda uygulanmayacağı, bu davaların açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümlerine tabi olduğu belirtilmiştir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 99/1. maddesinde, aynı yasada düzenlenen hususlardan doğan hukuk davalarının, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari dava sayılacağı belirtilmiştir. 6102 sayılı TTK'nın 5/1. maddesi uyarınca aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalara bakmakla görevlidir. Somut olayda, davanın açıldığı 16.12.2011 tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK'nın 5/3. maddesi hükümlerinin uygulanması gerektiği, buna göre Asliye Hukuk Mahkemesi ile Asliye Ticaret Mahkemesi arasındaki ilişkinin iş bölümü ilişkisi olduğu, davalılar tarafından süresi içerisinde iş bölümü itirazında bulunulmadığı gözetilerek, davaya Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla bakılması doğru olmuştur.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 62. madde hükmü ve 98. madde yollaması ile dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nın 336/5. madde hükmü uyarınca, yönetim kurulu üyeleri yasa ve anasözleşmenin kendilerine yüklediği görevleri kasten veya ihmal ile yerine getirmedikleri takdirde oluşacak zararlardan kooperatife karşı da sorumludurlar. Kooperatifin eski yönetim kurulu üyeleri hakkında açılan bir sorumluluk davasının görülebilmesi için 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 98. maddesi yollaması ile dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK'nın 341. maddesi hükmüne göre, genel kurulca sorumluluk kararı alınması ve davanın denetçilerin tümü tarafından ya bizzat ya da vekalet vererek avukat aracılığı ile açılıp, takip edilmesi gerekmektedir. Ancak bu hususlarda eksiklik bulunması halinde, bunlar dava şartı olmayıp sonradan tamamlanabilen usuli eksiklik niteliğinde olduğundan, dava hemen reddedilmemelidir. Esasen bu hususlar üzerinde mahkemece re'sen durulması zorunludur.
Somut olayda, davalılar aleyhine sorumluluk davası açılması yönünde genel kurulca alınmış bir karar bulunmadığı gibi dava, denetçiler ya da vekili tarafından da açılmamıştır. Bu durumda, mahkemece, ilgili Ticaret Sicil Memurluğu'ndan davanın gelindiği aşamada görevde olan tüm denetçiler belirlenerek, bizzat davayı takip etmelerine veya davayı açan ve takip eden vekile denetçi sıfatıyla vekaletname vermelerine ya da vekaletname verecekleri başka bir vekil aracılığıyla davayı takip etmelerine ve davalılar hakkında eylemin kişi, konu ve kapsamını somutlaştıran bir sorumluluk davası açılmasına ya da işbu davaya muvafakat verilmesine ilişkin genel kurul kararının ibrazına olanak tanınması için HMK'nın 52, 53, 54 ve 77/1. madde hükümleri uyarınca uygun bir kesin süre verilmesi, noksan olan bu usuli işlemler yerine getirildikten sonra esasa girilip, taraf delilleri toplanıp değerlendirilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi, verilen süre içinde vekaletname vermezler ya da asıl olarak davayı takip edeceklerini bildirmezler, asıl olarak davayı takip etmezler ve sorumluluk davası açılmasına ya da davaya icazet verilmesine ilişkin genel kurul kararı sunulmaz ise davanın HMK'nın 54/son ve 77/1. madde hükmü uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, anılan eksiklik giderilmeden, yargılamaya devamla davanın esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2- Bozma nedenine göre, davalıların temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün, BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalıların temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Bahçe Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 08/05/2014
NUMARASI : 2011/187-2014/93
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalıların 25.05.2007 - 26.06.2009 tarihleri arasında müvekkil kooperatifte yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptıklarını, davalıların görev yaptıkları bu dönem içerisinde kooperatif işlemlerinde usulsüz faturalar keserek yapay gelir gider farkı ve açığı yaratarak ve diğer üyeler yerine sahte imza atarak görevlerini ihmal ettiklerini, yapılan şikayetler üzerine Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı Teşkilatlanma ve Destekleme Genel Müdürlüğü'nün tarafından 05.04.2010 tarihli raporu ile yapılan idari inceleme ve 02.09.2010 tarihli 2010/323 savcılık soruşturması sonucunda, davalılar hakkında görevi kötüye kullanmak ve evrakta sahtecilik suçlarından kamu davası açıldığını, Bahçe Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2010/139 E., 2011/93 K. sayılı kararı ile bu suçlardan mahkumiyet kararı verildiğini, ceza dosyasında aldırılan bilirkişi raporunda davalıların müvekkili kooperatifi 19.260,62 TL zarara uğrattıklarının tespit edildiğini ileri sürerek, 19.260,62 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı H.. K.. dışındaki davalılar vekili, açılan davada müvekkilleri hakkında Bahçe Asliye Ceza Mahkemesi'nin 210/139 Esas, 2011/93 Karar sayılı ilamı ve içeriğinin esaslı delil olarak ibraz edildiğini, ceza davasının hukuk davası için bağlayıcı olmadığını, müvekkillerinin davalı kooperatiften herhangi bir menfaat sağlamadığını, davacı kooperatifin açmış bulunduğu bu davanın rücuen tazminat davası olması nedeniyle öncelikle kendisinin bu zarar ziyanı ilgili mercilere ödemesi ve ödediğine dair belgeleri ibraz etmeleri gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı H.. K.., SGK'ya 1.850,00 TL ödediğini, ayrıca kooperatifin haczinden dolayı İş Bankası'na 2.400,00 TL ödediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalıların, davacı S.S. Bekdemir Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi'nin yönetim kurulu üyeleri oldukları, muhasebe kayıtlarının tutulmasında ihmal ve özensizlik gösterdiklerinden bahisle Bahçe Asliye Ceza Mahkemesi'nin 08.06.2011 tarih ve 2010/139 Esas, 2011/93 Karar sayılı kararı ile görevi kötüye kullanmak suçundan ayrı ayrı hapis cezalarına mahkum edildikleri, cezalarının TCK'nın 51. maddesi uyarınca ertelenmesine karar verildiği, mahkeme ilamının 09.09.2011 tarihinde kesinleştiği, davalıların davacı kooperatifi 19.260,62 TL zarara uğrattığı, davalılardan H.. K..'ın kooperatifin zararından 1.850,00 TL'sini ödediğine dair belge sunduğu, bakiye zararın 17.410,62 TL olduğu, 6102 sayılı TTK'nın 553. maddesindeki yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurlarının, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlâl ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumlu olacaklarına dair amir hükmünün dikkate alındığı, yönetim kurulu üyesi olan davalıların görevde ihmal ve özensizlik göstermeleri sonucu davacı kooperatifin zarara uğratıldığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, 17.410,62 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalılar temyiz etmiştir.
1-Dava, kooperatifin önceki yöneticilerin sorumluluğuna dayalı tazminatın tahsili istemine ilişkindir.
6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/3. maddesinin yürürlükte bulunduğu dönemde Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Ticaret Mahkemeleri arasında iş bölümü ilişkisi mevcut iken, 6335 sayılı Kanun'un 2. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanun’un 5. maddesinin 3 ve 4. fıkra hükümlerinde yapılan değişiklikle Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olarak değiştirilmiş ve bu durumda göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Ancak, 6335 sayılı Yasa’nın 38. maddesi uyarınca 6102 sayılı TTK’nın eklenen geçici 9. madde ile bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin, bu kanunun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce açılan davalarda uygulanmayacağı, bu davaların açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümlerine tabi olduğu belirtilmiştir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 99/1. maddesinde, aynı yasada düzenlenen hususlardan doğan hukuk davalarının, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari dava sayılacağı belirtilmiştir. 6102 sayılı TTK'nın 5/1. maddesi uyarınca aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalara bakmakla görevlidir. Somut olayda, davanın açıldığı 16.12.2011 tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK'nın 5/3. maddesi hükümlerinin uygulanması gerektiği, buna göre Asliye Hukuk Mahkemesi ile Asliye Ticaret Mahkemesi arasındaki ilişkinin iş bölümü ilişkisi olduğu, davalılar tarafından süresi içerisinde iş bölümü itirazında bulunulmadığı gözetilerek, davaya Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla bakılması doğru olmuştur.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 62. madde hükmü ve 98. madde yollaması ile dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nın 336/5. madde hükmü uyarınca, yönetim kurulu üyeleri yasa ve anasözleşmenin kendilerine yüklediği görevleri kasten veya ihmal ile yerine getirmedikleri takdirde oluşacak zararlardan kooperatife karşı da sorumludurlar. Kooperatifin eski yönetim kurulu üyeleri hakkında açılan bir sorumluluk davasının görülebilmesi için 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 98. maddesi yollaması ile dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK'nın 341. maddesi hükmüne göre, genel kurulca sorumluluk kararı alınması ve davanın denetçilerin tümü tarafından ya bizzat ya da vekalet vererek avukat aracılığı ile açılıp, takip edilmesi gerekmektedir. Ancak bu hususlarda eksiklik bulunması halinde, bunlar dava şartı olmayıp sonradan tamamlanabilen usuli eksiklik niteliğinde olduğundan, dava hemen reddedilmemelidir. Esasen bu hususlar üzerinde mahkemece re'sen durulması zorunludur.
Somut olayda, davalılar aleyhine sorumluluk davası açılması yönünde genel kurulca alınmış bir karar bulunmadığı gibi dava, denetçiler ya da vekili tarafından da açılmamıştır. Bu durumda, mahkemece, ilgili Ticaret Sicil Memurluğu'ndan davanın gelindiği aşamada görevde olan tüm denetçiler belirlenerek, bizzat davayı takip etmelerine veya davayı açan ve takip eden vekile denetçi sıfatıyla vekaletname vermelerine ya da vekaletname verecekleri başka bir vekil aracılığıyla davayı takip etmelerine ve davalılar hakkında eylemin kişi, konu ve kapsamını somutlaştıran bir sorumluluk davası açılmasına ya da işbu davaya muvafakat verilmesine ilişkin genel kurul kararının ibrazına olanak tanınması için HMK'nın 52, 53, 54 ve 77/1. madde hükümleri uyarınca uygun bir kesin süre verilmesi, noksan olan bu usuli işlemler yerine getirildikten sonra esasa girilip, taraf delilleri toplanıp değerlendirilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi, verilen süre içinde vekaletname vermezler ya da asıl olarak davayı takip edeceklerini bildirmezler, asıl olarak davayı takip etmezler ve sorumluluk davası açılmasına ya da davaya icazet verilmesine ilişkin genel kurul kararı sunulmaz ise davanın HMK'nın 54/son ve 77/1. madde hükmü uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, anılan eksiklik giderilmeden, yargılamaya devamla davanın esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2- Bozma nedenine göre, davalıların temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün, BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalıların temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali Davası
23. Hukuk Dairesi 2014/505 E. , 2014/3649 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Eskişehir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 07/02/2013
NUMARASI : 2012/362-2013/77
Taraflar arasında görülen genel kurul kararının iptali davası sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 13.09.2013 gün ve 4318 Esas, 5379 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
- KARAR -
Davacılar vekili, müvekkillerinin ortağı olduğu davalı kooperatifin 19.07.2011 tarihli olağan genel kuruluna çağrının usulsüz olduğunu, toplantı ve karar yeter sayılarının oluşmadığını, kanun ve anasözleşmeye aykırılık bulunduğunu ileri sürerek, anılan genel kurulda alınan kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile, genel kurul kararlarının yok hükmünde olduğunun tespitine dair verilen karar, davalı vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin 13.09.2013 tarih ve 4318 Esas, 5379 Karar sayılı ilamıyla, genel kurula çağrının usulüne uygun yapıldığı ve gündemin gereği gibi ilan edildiği, anılan genel kurulun ödeme yükümlülüğü ile ilgili 6. maddesinde ortaklardan tahsiline karar verilen ödemelerin genel gider niteliğinde olup, Kooperatifler Kanunu'nun 31 ve anasözleşmenin 60/3. maddeleri kapsamındaki ek ödeme yükümlülüğü niteliğinde olmadığından, bu kararların alınmasında nitelikli toplantı ve karar nisapları aranmadığı, toplam 131 ortaktan 19 üyenin katılımı ile yapılan genel kurul toplantısında oybirliğiyle alınan kararların, toplantı ve karar nisapları yönünden geçerli olduğu, ortak olmayan kişinin divana seçilmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı, genel kurul kararlarını yoklukla malül kılacak bir usulsüzlük bulunmadığı gibi, iptalini gerektirir bir durum da olmadığı, iptal davası açmak için bir aylık hak düşürücü sürenin de geçmiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuştur.
Bu kez, davacılar vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 45/son ve Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Örnek Anasözleşmesi'nin 60/1. maddeleri uyarınca genel kurulun sevk ve idaresi, ortaklar ve üst kuruluş temsilcileri arasında seçilen başkan ve üyeler tarafından sağlanır. Başka bir anlatımla, genel kurul divan ve üyelerinin ortaklar arasından seçilmesi gerekmektedir. Ancak, bu düzenlemeler, kamu düzenine ilişkin emredici nitelikte hükümlerden değildir. Ortak olmayan kişilerden seçilmesi, divan oluşumu kararının iptalini gerektirir. Diğer kararların salt bu nedenle yokluğu ya da iptali sonucunu doğurmaz. Diğer kararların iptali için 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 53. maddesi uyarınca Yasa'ya, anasözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırılığının ayrıca kanıtlanması gerekir.
Dairemizin anılan ilamındaki, "ortak olmayan kişinin divana seçilmesinde bir usulsüzlük bulunmayıp, bu hususun alınan kararları yoklukla malûl kılmadığı gibi iptalini de gerektirmemektedir." cümlesindeki "iptalini de gerektirmemektedir." ibaresi ile son paragrafta yer alan "iptalini gerektirir bir durum da olmadığı" ibaresi doğru olmayıp, bunun yerine "ortak olmayan kişi ya da kişilerin divana seçilmiş olmasının divan oluşumu kararının iptalini gerektireceği, diğer kararların salt bu nedenle yokluğu ya da iptali sonucunu doğurmayacağı, diğer kararların iptali nedenlerinin ayrıca kanıtlanmasının gerekli olduğu" gerekçesine yer verilmesi gerekmekte ise de, iptal davası açılması için gerekli hak düşürücü sürenin geçirilmiş olduğu gözönüne alındığında bu yanlışlığın sonuca etkisi olmamıştır. Bu açıklamalara ve Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, HUMK'un 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, 1,95 TL harç ve takdiren 226,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine'ye gelir kaydedilmesine, 12.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Eskişehir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 07/02/2013
NUMARASI : 2012/362-2013/77
Taraflar arasında görülen genel kurul kararının iptali davası sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 13.09.2013 gün ve 4318 Esas, 5379 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
- KARAR -
Davacılar vekili, müvekkillerinin ortağı olduğu davalı kooperatifin 19.07.2011 tarihli olağan genel kuruluna çağrının usulsüz olduğunu, toplantı ve karar yeter sayılarının oluşmadığını, kanun ve anasözleşmeye aykırılık bulunduğunu ileri sürerek, anılan genel kurulda alınan kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile, genel kurul kararlarının yok hükmünde olduğunun tespitine dair verilen karar, davalı vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin 13.09.2013 tarih ve 4318 Esas, 5379 Karar sayılı ilamıyla, genel kurula çağrının usulüne uygun yapıldığı ve gündemin gereği gibi ilan edildiği, anılan genel kurulun ödeme yükümlülüğü ile ilgili 6. maddesinde ortaklardan tahsiline karar verilen ödemelerin genel gider niteliğinde olup, Kooperatifler Kanunu'nun 31 ve anasözleşmenin 60/3. maddeleri kapsamındaki ek ödeme yükümlülüğü niteliğinde olmadığından, bu kararların alınmasında nitelikli toplantı ve karar nisapları aranmadığı, toplam 131 ortaktan 19 üyenin katılımı ile yapılan genel kurul toplantısında oybirliğiyle alınan kararların, toplantı ve karar nisapları yönünden geçerli olduğu, ortak olmayan kişinin divana seçilmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı, genel kurul kararlarını yoklukla malül kılacak bir usulsüzlük bulunmadığı gibi, iptalini gerektirir bir durum da olmadığı, iptal davası açmak için bir aylık hak düşürücü sürenin de geçmiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuştur.
Bu kez, davacılar vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 45/son ve Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Örnek Anasözleşmesi'nin 60/1. maddeleri uyarınca genel kurulun sevk ve idaresi, ortaklar ve üst kuruluş temsilcileri arasında seçilen başkan ve üyeler tarafından sağlanır. Başka bir anlatımla, genel kurul divan ve üyelerinin ortaklar arasından seçilmesi gerekmektedir. Ancak, bu düzenlemeler, kamu düzenine ilişkin emredici nitelikte hükümlerden değildir. Ortak olmayan kişilerden seçilmesi, divan oluşumu kararının iptalini gerektirir. Diğer kararların salt bu nedenle yokluğu ya da iptali sonucunu doğurmaz. Diğer kararların iptali için 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 53. maddesi uyarınca Yasa'ya, anasözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırılığının ayrıca kanıtlanması gerekir.
Dairemizin anılan ilamındaki, "ortak olmayan kişinin divana seçilmesinde bir usulsüzlük bulunmayıp, bu hususun alınan kararları yoklukla malûl kılmadığı gibi iptalini de gerektirmemektedir." cümlesindeki "iptalini de gerektirmemektedir." ibaresi ile son paragrafta yer alan "iptalini gerektirir bir durum da olmadığı" ibaresi doğru olmayıp, bunun yerine "ortak olmayan kişi ya da kişilerin divana seçilmiş olmasının divan oluşumu kararının iptalini gerektireceği, diğer kararların salt bu nedenle yokluğu ya da iptali sonucunu doğurmayacağı, diğer kararların iptali nedenlerinin ayrıca kanıtlanmasının gerekli olduğu" gerekçesine yer verilmesi gerekmekte ise de, iptal davası açılması için gerekli hak düşürücü sürenin geçirilmiş olduğu gözönüne alındığında bu yanlışlığın sonuca etkisi olmamıştır. Bu açıklamalara ve Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, HUMK'un 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, 1,95 TL harç ve takdiren 226,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine'ye gelir kaydedilmesine, 12.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Kooperatifin kendiliğinden dağıldığının tespiti
23. Hukuk Dairesi 2014/4665 E. , 2014/4690 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Yüksekova Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 05/09/2012
NUMARASI : 2012/129-2012/300
Taraflar arasındaki kooperatifin kendiliğinden dağıldığının tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile davalı S.S. Beşatli Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi temsilcisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili,Yüksekova ilçesinde faaliyetlerini sürdüren tarımsal amaçlı davalı kooperatiflerin üç yıl üst üste olağan genel kurul toplantılarını yapmadıklarından 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 81. maddesi gereğince kendiliğinden sona erdiğini ileri sürerek, kooperatiflerin kendiliğinden sona erdiğinin tespiti ile tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, iddia, savunma, dosya kapsamına göre; davalı kooperatiflerin üç yıl üst üste genel kurul toplantılarını yapmadığı gerekçesiyle, 1163 Sayılı Yasanın 81. maddesi gereği kendiliğinden sona erdiklerinin tespiti ile tasfiyelerine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ve davalı S.S. Beşatli Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi temsilcisi temyiz etmiştir.
Dava, kooperatifin kendiliğinden dağıldığının tespiti istemine ilişkindir.
1-1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 81. maddesinde kooperatiflerin dağılma sebepleri düzenlenmiş olup, anılan maddeye 3476 sayılı Kanun ile eklenen 6. ve anasözleşmenin 111/f bendi uyarınca kooperatifin üç yıl üst üste olağan genel kurulunu yapamaması halinde kooperatife genel kurul yapılabilmesi için uygun bir süre verilmesine gerek olmaksızın kooperatif kendiliğinden dağılmış sayılacaktır. Anılan maddenin düzenleniş şekline göre de bu davanın ilgili Bakanlık tarafından açılması gerekmemektedir. Davacı taraf, kendisine dava hakkı veren aynı Kanun'un 81/7 ve anasözleşmenin 112/9 bendindeki kooperatifin amacına ulaşma imkânının bulunmadığı iddiasına da dayanmamaktadır.
Bu durumda, mahkemece, davacının aktif taraf sıfatı bulunmadığı gerekçesiyle .....i Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esası incelenip yazılı şekilde hüküm kurması doğru olmamıştır.
Öte yandan,10.04.2012 olan dava tarihinin gerekçeli karar başlığında 16.04.2012 olarak yazılmış olması da hatalı olmuştur.
2-Bozma nedenine göre, davacı vekili ile davalı .... Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi temsilcisinin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün, BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekili ile davalı.... Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi temsilcisinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Yüksekova Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 05/09/2012
NUMARASI : 2012/129-2012/300
Taraflar arasındaki kooperatifin kendiliğinden dağıldığının tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile davalı S.S. Beşatli Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi temsilcisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili,Yüksekova ilçesinde faaliyetlerini sürdüren tarımsal amaçlı davalı kooperatiflerin üç yıl üst üste olağan genel kurul toplantılarını yapmadıklarından 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 81. maddesi gereğince kendiliğinden sona erdiğini ileri sürerek, kooperatiflerin kendiliğinden sona erdiğinin tespiti ile tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, iddia, savunma, dosya kapsamına göre; davalı kooperatiflerin üç yıl üst üste genel kurul toplantılarını yapmadığı gerekçesiyle, 1163 Sayılı Yasanın 81. maddesi gereği kendiliğinden sona erdiklerinin tespiti ile tasfiyelerine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ve davalı S.S. Beşatli Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi temsilcisi temyiz etmiştir.
Dava, kooperatifin kendiliğinden dağıldığının tespiti istemine ilişkindir.
1-1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 81. maddesinde kooperatiflerin dağılma sebepleri düzenlenmiş olup, anılan maddeye 3476 sayılı Kanun ile eklenen 6. ve anasözleşmenin 111/f bendi uyarınca kooperatifin üç yıl üst üste olağan genel kurulunu yapamaması halinde kooperatife genel kurul yapılabilmesi için uygun bir süre verilmesine gerek olmaksızın kooperatif kendiliğinden dağılmış sayılacaktır. Anılan maddenin düzenleniş şekline göre de bu davanın ilgili Bakanlık tarafından açılması gerekmemektedir. Davacı taraf, kendisine dava hakkı veren aynı Kanun'un 81/7 ve anasözleşmenin 112/9 bendindeki kooperatifin amacına ulaşma imkânının bulunmadığı iddiasına da dayanmamaktadır.
Bu durumda, mahkemece, davacının aktif taraf sıfatı bulunmadığı gerekçesiyle .....i Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esası incelenip yazılı şekilde hüküm kurması doğru olmamıştır.
Öte yandan,10.04.2012 olan dava tarihinin gerekçeli karar başlığında 16.04.2012 olarak yazılmış olması da hatalı olmuştur.
2-Bozma nedenine göre, davacı vekili ile davalı .... Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi temsilcisinin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün, BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekili ile davalı.... Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi temsilcisinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞININ KOOPERATİFLERLE İLGİLİ ŞİKAYETLERİ DEĞERLENDİRMESİ
KAYNAK: http://koop.gtb.gov.tr/bilgi-bankasi/sikca-sorulan-sorular/denetim/sikayetleri-degerlendirme
1) SS ……….. Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi ortağıyım. Kooperatif yönetim kurulu üyelerinin Kanun ve anasözleşmeye aykırı faaliyetleri bulunmakta, kooperatifin hesaplarının denetlenmesini nereden ve nasıl isteyebilirim?
Her kooperatif ortağı kooperatiflerinin tüm faaliyetlerinin ve hesaplarının incelenmesini;
- İlgili kooperatifin Denetim Kurulu Üyelerinden Kooperatifler Kanununun 66 ve 67nci maddelerine istinaden denetlenmesini,
- Veya aynı Kanunun 90ıncı maddesi çerçevesinde müfettişlerce denetlenmesini Bakanlığımızdan talep edebilirler.
- Yine ortaklar kooperatiflerinin Ticaret İl Müdürlüğünce görevlendirilecek personelce denetlenmesini isteyebilirler.
2) ……İlçesinde esnafım, Burada faaliyet gösteren SS Esnaf Sanatkar Kredi ve Kefalet Kooperatifi yöneticileri kooperatiften kredi kullandırmada ayrımcılık yapıyor, kredi için gerekli şartları taşıdığım ve borcum da olmadığı halde bana kredi kullandırmamaktadır. Borcunu aksatan bazı esnafa yeniden kredi vermekte, kooperatifin ve yöneticilerinin işlemleri nasıl denetlenebilir?
Esnaf sanatkar kredi ve kefalet kooperatiflerinin faaliyetleri de; Kanununun 66 ve 67 nci maddelerine istinaden İlgili kooperatifin Denetim Kurulu Üyelerine, veya aynı Kanunun 90 ıncı ve 91inci maddeleri çerçevesinde Bakanlığımız müfettişlerine, Bakanlıkça (Kooperatifçilik Genel Müdürlüğü veya Ticaret İl Müdürlüğünce görevlendirilecek personele ya da ilgili üst kuruluşlarına denetletebilir.
3) Bakanlığınızdan hangi tür kooperatiflerin denetlenmesi, haklarında bilgi ve görüş istenmektedir.?
Bakanlığımızdan, yapı kooperatifleri ile tarımsal amaçlı, tarım kredi kalkınma kooperatifleri hariç sorumlu ve yetkili olduğumuz 30'un üzerinde diğer kooperatifler hakkında bilgi, görüş ve denetlenmesi talep edilebilir.
Bu kooperatif türleri şunlardır.
Esnaf sanatkar kredi kefalet kooperatifi ve üst birlikleri,
Motorlu taşıyıcılar kooperatifleri,
İşletme - üretim pazarlama - tüketim - temin ve tevzi - turizm geliştirme - eğitim kooperatifleri ,
Gayrimenkul girişimciliği
Karşılıklı sigorta kooperatifleri,
Kadın Girişimi üretim ve işletme kooperatifleri vb.dir.
4) Bakanlığınızın sorumlu olduğu kooperatifler hakkında inceleme ve denetim başvurularını nasıl yapabilirim?
İnceleme ve denetim talepleri, 3071 sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun hükümleri çerçevesinde; Posta yoluyla yazılı başvuru ile, doğrudan Bakanlığa dilekçe ile, Başbakanlık BİMER (ALO 150) başvuru kanalıyla e-mail olarak veya Bakanlığımız Bilgi Edinme ve İletişim merkezi aracılığıyla başvuru yapılabilir.
5) Kooperatif inceleme ve denetim başvuru sahiplerine nasıl bilgi verilmektedir?
Başvuru sahiplerine 4982 sayılı Bilgi Edinme Kanunu ve diğer mevzuat çerçevesinde incelemenin hangi birim vasıtasıyla ve yapılacağı ve sonucundan nasıl bilgi verileceği hususunda başlangıçta bilgi verilmektedir.
KOOPERATİF DENETİM KURULU RAPORU ÖRNEĞİ
KAYNAK: http://koop.gtb.gov.tr/data/51f7a9d5487c8e14b4454637/Denetim%20Kurulu%20Faaliyet%20Raporu%20Formu.doc
I- KURULUŞ İŞLEMLERİ
II. YÖNETİM KURULU VE PERSONEL İŞLEMLERİ
III- ORTAKLIK İŞLEMLERİ BÖLÜMÜ
7. Yönetim kurulu, ortaklar arasındaki eşitlik ilkesine uygun davranmıştır/davranmamıştır
IV- TÜRK TİCARET KANUNU GEREĞİ TUTULMASI ZORUNLU OLAN
DEFTER VE BELGELER
V- BİLANÇO, GELİR GİDER FARKI HESABI VE MALİ DURUM
..........................................................................................KOOPERATİFİ
......................YILI GENEL KURULU’NA İLİŞKİN
DENETLEME KURULU RAPORU
(TASLAK)
Genel Kurul Toplantı Tarihi :...........................................................................................
İncelemenin ait olduğu Dönem : ..........................................................................................
Rapor Düzenleme Tarihi : .......................................................................................... Raporun Yönetim Kuruluna teslim tarihi: ...........................................................
I- KURULUŞ İŞLEMLERİ
(Bu bölüm 1. Genel Kurul için doldurulacaktır.)
1) Kuruluş işlem ve harcamalarından usulsüzlük.................................: (Varsa açıkla) ..................................................................................................................
2) Kooperatif unvanında kamu kurum ve kuruluşunun ismine yer verilip verilmediği …………………………( varsa açıkla)
II. YÖNETİM KURULU VE PERSONEL İŞLEMLERİ
1.Yönetim Kurulu üyeleri üyelik şartlarını ...........................(değilse açıkla).............................
.......................................................................................................................................................
2. İnceleme dönemimiz içerisinde Yönetim Kurulu toplantı çoğunluğunu .................................
(kaybetmiş ise açıkla)....................................................................................................................
.......................................................................................................................................................
3. Yönetim Kurulu Üyeleri hakkında dava açılmışsa son durumu açıkla:
Davacı Dava Konusu Mahkemesi Dosya No
.............. ............................ ........................... ......................................... 4. Yönetim Kurulu üyelerine genel kurulca tespit edilen ödemelerin dışında veya belirlenen tutarların üzerinde bir ödeme.......................................
5. Gayrimenkul alım ve satımında yapılan imalat ve inşaat işlerinde Genel Kurul kararlarına ..
.............................(uyulmamış ise açıkla) ....................................................................................
.......................................................................................................................................................
6. Yönetim Kurulu üyeleri ile kooperatif çalışanlarının kooperatifle, yaptığı işin konusuna giren bir ticari muamele ........................................(yapmış ise açıkla) .......................................
.......................................................................................................................................................
7. Yapı kooperatiflerinde, genel kurulca alınması kararlaştırılan gayrimenkullerin alımının, kat karşılığı arsa devralınmasının, yönetim kurulunca tapu devri veya tapuya şerh verdirilecek bir satış vaadi sözleşmesi ile yapılıp yapılmadığına yer verilir.
8. Defter ve belgelerin incelenmesinde ve tesliminde bir zorluk .................................................
(zorluk yaşanmışsa açıkla)............................................................................................................
.......................................................................................................................................................
9. Yönetim Kurulu Çalışma Raporu gerçek durumu eksiksiz ve hatasız olarak yansıtmaktadır. (değilse açıkla) .............................................................................................................................
.......................................................................................................................................................
10. Müdür ve Kooperatif çalışanlarına ödenen ücretlere dair SSK primleri tam ve zamanında yatırılmaktadır. (değilse açıkla) ...................................................................................................
III- ORTAKLIK İŞLEMLERİ BÖLÜMÜ
1. Ortaklar listesi Anasözleşmeye uygun ...................................(düzenlenmemiş ise açıkla)...
......................................................................................................................................................
2. Ortaklıktan ayrılanlar ile yeni ortakların Yönetim Kurulu kararları .....................................
(alınmamış ise açıkla) .................................................................................................................
3. a) Genel Kurul Ortaklar Listesi Ortaklar Defteri kayıtlarınauygundur/uygun değildir.
b) Oy kullanma hakkı olmayan ortaklar listelerinde yeralmıştır/yeralmamıştır.
c) Çıkarma kararı kesinleşmeyen ortaklar listelerde yeralmıştır/yeralmamıştır.
d) Üç ay öncesinden ortak olmayanlar ortaklar listesinde yer almıştır/almamıştır.
4. Genel Kurulca kararlaştırılan ortak sayısının üzerinde ortak kaydedilmiştir/kaydedilme-miştir.
5. a) Usule aykırı ortak ihraç edilmiştir/edilmemiştir
b) Çıkarma kararı kesinleşmeyen ortakların yerine yeni ortak alınmıştır/alınmamıştır.
6. Kooperatif ortakları tarafından denetim kuruluna Kooperatif Yönetim Kurulu üyeleri ve çalışanları hakkında intikal ettirilen şikayetler vardır/yoktur. (varsa yapılan incelemeyi açıkla) ....................................................................................................................................
7. Yönetim kurulu, ortaklar arasındaki eşitlik ilkesine uygun davranmıştır/davranmamıştır
IV- TÜRK TİCARET KANUNU GEREĞİ TUTULMASI ZORUNLU OLAN
DEFTER VE BELGELER
1. Defter Adı: Noter Tasdiki
(Açılış) (Kapanış) Noter Kayıtlara
Var/Yok Tarih No Tarih No Adı Uygundur
1. Yev. Def, ..... ....... .................... ................................. .................
2. Def. Kebir, ..... ....... .................... ................................. .................
3. En. ve Bilanço Def. ..... ....... .................... ................................. ...........
4. Yön. Krl Karar Def. ..... ....... .................... ................................. ..............
5. Gen.Krl. Karar Def. ..... ....... .................... ................................. ................
Envanter defterine bilançolar işlenmiştir/işlenmemiştir.
2. Defter ve belgeler 10 yıl süreyle
Saklanmaktadır/Saklanmamaktadır.
3. Tahsilat ve ödemelerin tümü kanunen geçerli belgelere dayanmamaktadır/ dayanmaktadır.
V- BİLANÇO, GELİR GİDER FARKI HESABI VE MALİ DURUM
1. Bilanço ve Gelir/Gider Tablosu, kayıtlara ve muhasebe standartları ve ilkelerine
uygundur/uygun değildir. (uygun değilse açıkla: ..................................................................
.................................................................................................................................................
2. Bir önceki yıla ait Tahmini Bütçe ile gerçekleşen bilanço uyumludur/uyumlu değildir. (uyumlu değilse açıkla: ...........................................................
.................................................................................................................................................
3.Hazır Değerler Tutar
1. ......................................................................... ........................................................
2. ......................................................................... ........................................................
3. ......................................................................... ........................................................
4.Menkul Kıymetler Tutar
1. ......................................................................... ........................................................
2. ......................................................................... ........................................................
3. ......................................................................... ........................................................
Bu hesaplardaki tutarların sayımı yapılmış olup fiilen bulunduğu/bulunmadığı tespit edilmiştir.
5. Kooperatif Alacakları
Alacağın Türü Borçlu Adı Tutarı Nedeni Tahsil Tarihi
1. .................................. ............................... ........................ ........................
2. .................................. ............................... ........................ ........................
3. .................................. ............................... ........................ ........................
6. Avanslar Verildiği
Avans Verilen Kişi Konusu Tarih Tutar Kap. Tarihi ....................................... .................. ................... ..................... ....................
....................................... .................. ................... ..................... ....................
....................................... .................. ................... ..................... ....................
....................................... .................. ................... ..................... ....................
7. Kooperatif Borçlarının Dökümü
Borcun Konusu Alacaklısı Tutar Ödenen Bakiye.............................. ........................... ................... .................. ............... .............................. ........................... ................... .................. ............... .............................. ........................... ................... .................. ...............
8. Ortaklardan
Toplam Alacak Miktarı Tahsil Edilen Bakiye ................................................................... ........................................ .....................
................................................................... ........................................ .....................
................................................................... ........................................ .....................
Tahakkuk Eden Gecikme Faizi Tahsil Edilen Bakiye ................................................................... ........................................ .....................
................................................................... ........................................ .....................
................................................................... ........................................ .....................
9. 1. Kooperatifin Ödediği Faiz
Kurum Tutarı Ödenen Bakiye
.............................. ........................... ........................ .....................
2. Kooperatifin Ödediği Gecikme Cezası
Kurum Tutarı Ödenen Bakiye
.............................. ........................... ........................ .....................
10. Genel Yönetim Giderlerinin usulüne uygun, Kooperatifin iş hacmiyle uyumlu olup olmadığı:
.....................................................................................................................................
11. İlgili faaliyet döneminde gerçekleşen farkın: Müsbet Menfi
1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu ve Anasözleşmesine uygun olarak işlemlerinin yapılıp/yapılmadığı .....................................................................................................................................................................................................................................................................................
......................................................................................................................................................................................................................................................................................
12. Mali duruma ilişkin genel değerlendirme:
VI- ARSA ALIMI VE İNŞAAT ÇALIŞMALARI
1. a) Alınan arsanın Genel Kurul kararlarına ve kooperatif amaçlarına uygun olup olmadığı : ........................................
................................................................................................................................................
b) Arsanın Alım Bedeli Yapılan Ödeme Tutarı Bakiye Borç
............................................. ..................................................... .................................
............................................. ..................................................... .................................
2. a) Projelerin ilgili Belediyece onay tarihi:
b) Yapı Ruhsatının Tarih ve Numarası:
3. (Teknik) Yapılan sözleşmeler kooperatif menfaatlerine, ihale sonucuna veya piyasa koşullarına uygundur/ uygun değildir.
4. Yükleniciye yapılan Ödemeler :
Ödeme Tarihi Tutarı Avans/Hakediş
.............................................. .................................... ............................................
.............................................. .................................... ............................................
.............................................. .................................... ............................................
Yükleniciye yapılan ödemeler sözleşmeye uygundur/ uygun değildir.
5. (Teknik) hak ediş raporları uygundur/ uygun değildir
6. (Teknik) İnşaat, projeye ve ruhsata uygundur / uygun değildir
7. İmalatın iş planlarına uygun olup olmadığı uygun değilse aksaklığın nedenleri : ................................................................................................................................................
................................................................................................................................................
8. a) Yapılan Müşterek Altyapının
Cinsi Miktarı Tutarı
.............................................. .................................... ............................................
.............................................. .................................... ............................................
.............................................. .................................... ............................................
.............................................. .................................... ............................................
b) Yapılan Arsa Tahsisi :
Tahsis Yapılan Birlik Tahsisin
veya Koop. Mik.(m2) Tutarı Tahsil Edilen Bakiye
.............................................. .................. ................... ....................... .................
VII- AÇIKLAMALAR :
1. Kur’a Çalışması : .....................................................................................................
2. Tapu işlemleri : .....................................................................................................
3. Tasfiye Çalışması : .....................................................................................................
4. Gerekli Görülen Diğer Hususlar : .....................................................................................................
5. İncelemeler sırasında eksiklik ve kanuna aykırılık tespit edilmiş ise yapılacak işlem:
SONUÇ :
Kooperatifin işlem ve hesaplarının incelenmesi sonucunda, ibra ile ilgili olarak varılan kanaat olumlu/olumsuz ............................................................................................................................
RAPORU HAZIRLAYAN DENETİM KURULU
Kaydol:
Yorumlar (Atom)