KARAR etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
KARAR etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Örnek Dava Uygulamalarıyla Kooperatif Genel Kurul Kararlarında Hükümsüzlük ve Sonuçları

Av. Dr. Bülent Hayri ACAR – Av. Ender DEDEAĞAÇ

İncelemede somut davalar örnek alınmıştır [1]. Örnek davalarla ilgili dava malzemesi, özellikle öğretiye inceleme malzemesi olması amacıyla, dipnotta verilmiştir. Örnek olayla, kooperatif hukukunda genel kurul kararlarında hükümsüzlük ve sonuçları ele alınmıştır. Hükümsüzlük, hukukun genel ilkelerindendir ve hukuki işlemin hukuk düzeninde yer alıp almamasıyla ilgilidir.
Hükümsüzlükte üçlü ayırım kabul edilmiştir: yokluk, mutlak butlan (kesin hükümsüzlük), nispi butlan. Örnek olayda, olağan genel kurulda, usulüne uygun verilen önergeyle üç maddenin gündeme alınmasına ilişkin kararlar ve sonrası işlemler, yargıya taşınmıştır. Örnek olay, önceki Ticaret Kanunu döneminde geçmiştir. Bu olaydan hareketle, önceki ve yeni Ticaret kanunlarının ilgili hükümleri karşılaştırılmıştır. Okuyucuya kolaylık sağlanması için, ilgili maddeler dip notlara alınmıştır. Yazının amacı, örnek davalar uygulamasını, hukuki değerlendirmesiyle, hukuk kamuoyuna taşımaktır.



http://dergipark.gov.tr/download/article-file/398249

Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali Davası

23. Hukuk Dairesi 2014/505 E. , 2014/3649 K.

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Eskişehir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 07/02/2013
NUMARASI : 2012/362-2013/77

Taraflar arasında görülen genel kurul kararının iptali davası sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 13.09.2013 gün ve 4318 Esas, 5379 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü:


- KARAR -

Davacılar vekili, müvekkillerinin ortağı olduğu davalı kooperatifin 19.07.2011 tarihli olağan genel kuruluna çağrının usulsüz olduğunu, toplantı ve karar yeter sayılarının oluşmadığını, kanun ve anasözleşmeye aykırılık bulunduğunu ileri sürerek, anılan genel kurulda alınan kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davanın kabulü ile, genel kurul kararlarının yok hükmünde olduğunun tespitine dair verilen karar, davalı vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin 13.09.2013 tarih ve 4318 Esas, 5379 Karar sayılı ilamıyla, genel kurula çağrının usulüne uygun yapıldığı ve gündemin gereği gibi ilan edildiği, anılan genel kurulun ödeme yükümlülüğü ile ilgili 6. maddesinde ortaklardan tahsiline karar verilen ödemelerin genel gider niteliğinde olup, Kooperatifler Kanunu'nun 31 ve anasözleşmenin 60/3. maddeleri kapsamındaki ek ödeme yükümlülüğü niteliğinde olmadığından, bu kararların alınmasında nitelikli toplantı ve karar nisapları aranmadığı, toplam 131 ortaktan 19 üyenin katılımı ile yapılan genel kurul toplantısında oybirliğiyle alınan kararların, toplantı ve karar nisapları yönünden geçerli olduğu, ortak olmayan kişinin divana seçilmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı, genel kurul kararlarını yoklukla malül kılacak bir usulsüzlük bulunmadığı gibi, iptalini gerektirir bir durum da olmadığı, iptal davası açmak için bir aylık hak düşürücü sürenin de geçmiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuştur.
Bu kez, davacılar vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 45/son ve Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Örnek Anasözleşmesi'nin 60/1. maddeleri uyarınca genel kurulun sevk ve idaresi, ortaklar ve üst kuruluş temsilcileri arasında seçilen başkan ve üyeler tarafından sağlanır. Başka bir anlatımla, genel kurul divan ve üyelerinin ortaklar arasından seçilmesi gerekmektedir. Ancak, bu düzenlemeler, kamu düzenine ilişkin emredici nitelikte hükümlerden değildir. Ortak olmayan kişilerden seçilmesi, divan oluşumu kararının iptalini gerektirir. Diğer kararların salt bu nedenle yokluğu ya da iptali sonucunu doğurmaz. Diğer kararların iptali için 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 53. maddesi uyarınca Yasa'ya, anasözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırılığının ayrıca kanıtlanması gerekir.

Dairemizin anılan ilamındaki, "ortak olmayan kişinin divana seçilmesinde bir usulsüzlük bulunmayıp, bu hususun alınan kararları yoklukla malûl kılmadığı gibi iptalini de gerektirmemektedir." cümlesindeki "iptalini de gerektirmemektedir." ibaresi ile son paragrafta yer alan "iptalini gerektirir bir durum da olmadığı" ibaresi doğru olmayıp, bunun yerine "ortak olmayan kişi ya da kişilerin divana seçilmiş olmasının divan oluşumu kararının iptalini gerektireceği, diğer kararların salt bu nedenle yokluğu ya da iptali sonucunu doğurmayacağı, diğer kararların iptali nedenlerinin ayrıca kanıtlanmasının gerekli olduğu" gerekçesine yer verilmesi gerekmekte ise de, iptal davası açılması için gerekli hak düşürücü sürenin geçirilmiş olduğu gözönüne alındığında bu yanlışlığın sonuca etkisi olmamıştır. Bu açıklamalara ve Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, HUMK'un 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, 1,95 TL harç ve takdiren 226,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine'ye gelir kaydedilmesine, 12.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

KOOPERATİF GENEL KURULUNDA BİRLEŞME KARARI İÇİN 3/4 ÇOĞUNLUK HANGİ HALLERDE ARANIR

Birleşme neticesinde dağılan kooperatifin ortakları için şahsi sorumluluk veya ek ödeme yükümlülüğü doğduğu veya ağırlaştığı taktirde birleşme kararı, ancak bütün ortakların 3/4'ünün çoğunluğu ile verilebilir.  (Kooperatifler Kanunu m. 84/11).

GENEL KURUL ORTAKLIKTAN ÇIKARILMA KARARININ İPTALİ

T.C.
Yargıtay
23. Hukuk Dairesi

Esas No:2014/5116
Karar No:2014/4707
K. Tarihi:19.6.2014

MAHKEMESİ : Kula Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/04/2013
NUMARASI : 2010/223-2013/77

Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar, davalı kooperatif ve dahili davalı M.. M.. vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-K A R A R-
Davacılar vekili, müvekkillerinin davalı kooperatif üyesi olduklarını, 01.06.2010 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında alınan karar ile üyeliklerine son verildiğini, kararın verildiği tarihten itibaren 10 gün içerisinde müvekkillerine tebliğ edilmek üzere notere tevdii edilmediğinden dava açma süresinin başlamadığını, üye olmayan kişilerin, toplantıda oy kullandıklarını, ihraç kararı içeriğinin doğru olmadığını, müvekkillerinin ürettikleri sütün kalitesini arttırdıklarını, kooperatif yönetimince müvekkillerinin sütlerinin alınmadığını ve kendilerine yem satışı yapmadıklarını ileri sürerek, genel kurul kararlarının iptali ile müvekkillerinin üyeliklerinin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı kooperatif vekili, davacıların, birlikte dava açmalarının usule uygun olmadığını, davaların ayrılması gerektiğini, davacıların kooperatife muhalif olduklarını, süt dökmemeye ve yem almamaya başladıklarını, kooperatif anasözleşmesine aykırı davranmaları nedeniyle kooperatif üyeliğinden ihraç edildiklerini, davanın süresinde açılmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Dahili davalı M.. M.. vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamı ve benimsenen 04.02.2013 havale tarihli bilirkişi raporuna göre; 01.06.2010 tarihli genel kurulda alınan bütün kararların hukuka aykırı olmadığı, 10. maddede davacıların ihracına karar verildiği, bu karardan sonra yönetim kurulu tarafından istifalarla ilgili alınan kararın herhangi bir hüküm ifade etmeyeceği, 10. gündem maddesinde alınan ihraç kararının tebliğ edilmediği ve bu haliyle kararın hukuka ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 01.06.2010 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında alınan 10 numaralı gündem maddesinin iptali ile davacıların kooperatif ortaklıklarının devam ettiğinin tespitine karar verilmiştir.

Karar, davalı kooperatif vekili ve dahili davalı İl Tarım Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1- Davacılar vekilinin temyiz istemi yönünden;
Davacılar vekili Av. F.. E.., kararı süresi içerisinde temyiz etmiş ise de, Dairemizin geri çevirme kararından sonra, 30.04.2014 havale tarihli dilekçe ile temyiz isteminden feragat etmiş olup; dosyadaki vekaletnamelerinde temyiz isteminden feragate dair yetkisinin bulunduğu görüldüğünden, davacılar vekilinin temyiz isteminin feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.

2- Dairemiz geri çevirme kararı üzerine davalı kooperatif vekili tarafından 15.05.2014 tarihli dilekçe ile hükmün, sadece davacı M.. K.. yönünden temyiz edildiği açıklandığından, davalı kooperatif vekilinin davacı M.. K.. yönünden temyiz itirazlarına gelince;
Dava, genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir.
Genel kurul kararının iptali davasını 1163 sayılı Kooperatif Kanunu'nun 53. maddesi uyarınca ancak kooperatifin ortağı açabilir. Dava koşulu olan üyelik sıfatının kararın kesinleşmesine kadar devam etmesi gerekir. Aksi halde davacının dava açmakta hukuki yararı kalmayacağından davanın bu sebeple reddi gerekir.
Öte yandan, Kooperatifler Kanunu'nun 13. maddesi "Yönetim kurulu, anasözleşmeye uygun olarak yapılacak isteğe rağmen, bir ortağın kooperatiften istifasını kabulden kaçınacak olursa, ortak çıkma dileğini noter aracılığı ile kooperatife bildirir. Bildiri tarihinden itibaren çıkma gerçekleşir." hükmünü içermektedir. Ortağın istifa bildirimi yenilik doğurucu nitelikte olup, kooperatife ulaştığı anda sonuç doğurur. Yukarıda anılan 13. maddenin yazılış biçimi ortağın istifasının kooperatifçe kabulünü gerekli kıldığı izlenimi yaratmakla beraber noter aracılığı ile yapılan bildirime özel önem verilmek suretiyle, noter aracılığı ile yapılan bildirimin kabulünün gerekli bulunmadığı vurgulanmıştır. Bu durumda ortağın yenilik doğurucu nitelikteki istifa iradesini ilk olarak noter vasıtasıyla kooperatife duyurması ortaklıktan çıkmanın gerçekleşmesi için yeterlidir. 
Davacılar vekilince dava dilekçesinde, iptali istenen genel kurul toplantısının yapıldığı tarihte davacı M.. K..'un üyelikten istifa ettiği açıklanmış olup, dosya kapsamında 01.06.2010 tarihli istifa dilekçesi bulunmaktadır. Davalı kooperatifin anasözleşmesinin "ortağın çıkma isteğinin kabulü" başlıklı 18. maddesi, " ortakların çıkma isteği yönetim kuruluna yazılı olarak yapılır. Yönetim kurulu bu isteği reddedemez ve ilk toplantısında görüşür. Ortağın ortaklıktan çıkması kooperatifin varlığını tehlikeye düşürebilecek nitelik taşıması halinde yönetim kurulu belirli bir tazminatın ödenmesini isteyebilir. Genel kurulun tasfiyeye karar verdiği tarihten 6 ay öncesine kadarki zaman içerisinde çıkma isteğinde bulunan ortakların bu isteği dinlenmez" hükmünü içermektedir. Kooperatif anasözleşmesinde istifanın belirli sürelerde yapılabileceğine ilişkin kısıtlayıcı bir hüküm bulunmamakta olup, kooperatifin tasfiyeye girdiği de iddia edilmemiştir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 12. maddesindeki, ortağın, istifasının genel kurullarda alınan karara dayanarak hesap yılı sonundan belli süre önce başvuru yapılması koşulu istifanın geçerliliğine etki etmeyip, ertesi yıl yapılmış gibi sonuç doğuracağı anlamına gelmekte olup, kooperatif ile ilişkisi kesilen ortağa yapılacak ödemelerin muaccel olduğu tarihin tespiti açısından çıkma payının tahsiline ilişkin davalarda sonuca etkilidir. Yılın son ayı içerisinde ulaşan bir istifa bildirimi hüküm ve sonuçlarını, ertesi yıl doğurur. Bu itibarla, davacılar vekilinin istifanın zamanında yapılmadığı yolundaki iddiası doğru değildir.
Bu durumda mahkemece, genel kurul kararının iptali için üyelik koşulunun, HMK'nın 114/2. madde hükmü yollaması ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 53. ve anasözleşmenin 38. madde hükmünde aranan dava şartlarından olması nedeniyle HMK'nın 114/1-h ve 115/2. maddeleri uyarınca davacı M.. K.. tarafından açılan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.

3- Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, somut olayda olduğu gibi, ihtiyari dava arkadaşlığının bulunduğu hallerde, bir dava açıldıktan sonra davalı tarafı değiştirmek ya da mevcut davalı taraf yanına bir başka davalı taraf ilave etmek, ıslahla dahi mümkün değildir. Dava tarihinde ve dahili dava dahili dava dilekçe tarihinde yürürlükte olan usul yasamızda davanın nasıl açılacağı gösterilmiştir. Dava açıldıktan sonra harcı yatırılmayan dilekçe ile kişilerin dahili dava edilmesi ve haklarında hüküm tesis edilmesi olanağı bulunmamaktadır. Bu nedenle harcı yatırılmış bir dava dilekçesi bulunmadığı sürece usulüne uygun olarak açılmış bir davanın varlığından söz edilemez. YHGK'nın 31.05.2013 tarih ve 2012/23-1853 E., 2013/803 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere, davacı, dava dilekçesinde tarafların kimler olduğunu belirtir ve dava, dava dilekçesinde gösterilen taraflar arasında devam eder. Ancak davanın açılmasından sonra, dava dilekçesinde gösterilen taraflarda değişiklik yapılması ihtiyacı ortaya çıkabilir. Bu değişiklik örneğin, taraflardan birinin dava sırasında ölmesinde veya dava yürürken dava konusunun devrinde olduğu gibi zorunlu (yasal) nedenlerle olabileceği gibi, davacının iradesine bağlı (iradi) değişiklik şeklinde de olabilir (Ejder Yılmaz, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, Ankara 2012, s.812). İradi taraf değişikliği halinde ise; bu durum davayı değiştirme anlamına geldiğinden, zorunlu taraf değişikliğinden farklı bir rejime tabidir. Mülga 1086 sayılı HUMK iradi taraf değişikliği hakkında açık bir hüküm içermemekle birlikte, yerleşik Yargıtay uygulaması ile genel olarak, davada iradi taraf değişikliğine izin verilmemiştir. Bu durumun özellikle usul ekonomisi açısından eleştirilere tabi tutulmasını dikkate alan yasa koyucu, 6100 sayılı HMK’nın 124. maddesi ile belirli hallerde iradi taraf değişikliğine olanak veren bir düzenleme getirmiştir.
Anılan hükmün ikinci fıkrasında, bir davada taraf değişikliğinin ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkün olduğu öngörülmüş olup, hakimin taraf değişikliği konusunda davalı tarafa rızası bulunup bulunmadığını açıkça sorması gerekmektedir. Üçüncü fıkrasında ise, “Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir” düzenlemesi getirilmiştir.
Somut olayda, zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı ve aleyhine usulüne uygun olarak açılmış bir dava da olmadığı ve anılan 124. madde koşulları gerçekleşmediği halde, mahkemece, dahili dava edilen Manisa Tarım İl Müdürlüğü, taraf sıfatını kazanmadığından ve aleyhine de hüküm kurulmadığından, kararı temyiz hakkı bulunmamasına göre, dahili davalı vekilinin temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.

SONUÇ:

Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz isteminin feragat nedeniyle reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı M.. K.. yönünden davalı kooperatif vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı kooperatif yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, dahili davalı vekilinin temyiz isteminin reddine, davalıdan peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 19.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

KOOPERATİFİN MÜNFESİH SAYILMASI

T.C.
Yargıtay
23. Hukuk Dairesi

Esas No:2017/393
Karar No:2017/534
K. Tarihi:

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kooperatifin münfesih sayıldığının tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

- K A R A R -

Davacı vekili; kooperatifin genel kurul toplantılarını 2004 yılından bu yana yapmadığından kanuni organlarını teşekkül ettiremediğinin saptandığını, ... Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü'nün inceleme raporunda kooperatifin kurulduğu tarihten itibaren herhangi bir faaliyette bulunmadığı gibi bu tarihten sonrada herhangi bir çalışma yapamayacağının tespit edildiğini, kooperatif ortakları, kooperatiflerinin uzun zamandan beri faaliyette bulunmadığını ve bundan sonrada faaliyette bulunmayacağı inancının yaygın olduğunu beyan ettiklerini ve fesih edilmesi talebinde bulunduklarını ileri sürerek, davalı kooperatifin kendiliğinden münfesih sayıldığının tespiti ile kooperatife tasfiye heyeti atanmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı, cevapta bulunmamıştır.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davalı kooperatifin genel kurul toplantılarını 2004 tarihinden bu yana yapmadığı, kooperatifin kendiliğinden dağılma şartlarını taşıdığı gerekçesiyle, davalı S.S. ... ve ... Köyleri Tarımsal Kalkınma Kooperatifi'nin kendiliğinden münfesih sayıldığının tespiti ile kooperatife SMMM ...'nun tasfiye memuru olarak atanmasına, davacı kurum harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, masrafların davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, kooperatifin münfesih sayıldığının tespiti istemine ilişkindir.
Davalı kooperatif genel kurul toplantılarını yapmayarak davanın açılmasına neden olduğuna göre, davacı yararına vekalet ücretine ve yargılama masraflarının davalı kooperatiften tahsiline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiş ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün HUMK'nın 438/7. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın “HÜKÜM bölümünün 4. maddesinde yer alan “ masrafların davacı üzerinde bırakılması ibaresinin hüküm fıkrasından çıkarılarak, yerine “229.25 TL yargılama masrafının ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 1.500,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine ibaresinin hüküm fıkrasına yazılmasına, kararın bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Aynı Amaçlı İki Kooperatife Ortaklık Mümkün müdür?

T.C.
Yargıtay
23. Hukuk Dairesi

Esas No: 2015/4321
Karar No: 2017/2107
K. Tarihi: 12.9.2017

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)

Taraflar arasında görülen kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali davası sonucunda verilen hükmün bozma-onanmasına ilişkin Dairemizin 06.03.2015 gün ve 2014/7590 Esas, 2015/1388 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü.

- KARAR -
Davacılar vekili, müvekkillerinin davalı kooperatifin üyesi iken 2003 yılında istifa ettiklerini, istifaları kabul edilirken tekrar kooperatife üye olmak istenildiğinde 20 iş günü içinde ortak olarak alınılacağına dair kooperatifin karar aldığını, müvekkillerinin üye olmak için kooperatife başvuruda bulunup sermaye payını banka hesabına yatırdıklarını, üye olmak için tüm şartları haiz oldukları halde gerekçe gösterilmeden taleplerinin reddedildiğini, müvekkillerinin anasözleşmenin 9. maddesindeki şartlara sahip olduğunu ileri sürerek, yönetim kurulunun üye olma taleplerinin reddine dair kararın iptali ile müvekkillerinin kooperatife üyesi olduklarının tespitine karar vermesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davacıların anasözleşmedeki şartları taşımadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacıların davalı kooperatif anasözleşmesinin 9/c maddesindeki şartları taşımadığından üyeliklerinin reddine dair yönetim kurulu kararında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı vekilince temyizi üzerine, hüküm Dairemizin 23.01.2013 tarihli, 2013/154 E., 2013/323 K. sayılı ilamıyla bozulmuş, mahkemece bozma ilamı doğrultusunda araştırma yapılarak, anasözleşmede davalı kooperatifin çalışma alanının
... olduğu ancak bu fiili durumun gerçeği yansıtmadığı, her iki kooperatifin çalışma bölgesinin
... ili mülki sınırları içinde olduğu yönünde oluşan kanaate göre anasözleşmenin 9/c maddesi uyarınca alınan yönetim kurulu kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacılar vekili temyiz etmiş, mahkemece verilen karar Dairemizin 06.03.2015 günlü, 2014/7590 E., 2015/1388 K. numaralı ilamı ile davacı asil ...'ın, dosya temyiz aşamasında iken, davadan feragat etmesi nedeni ile bu davacı yönünden hükmün bozulmasına, diğer davacılar yönünden tüm temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.

Bu kez, davacılar vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur.

Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, HUMK'nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, 7,80 TL harç ve takdiren 275,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine'ye gelir kaydedilmesine, 12.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

TARIMSAL KALKINMA KOOPERATİFİ GENEL KURUL KARARLARINA İTİRAZ, KARARLARIN BOZULMASI

Aşağıda  belirtilen  kimseler;  kanuna,  anasözleşme  hükümlerine  ve  iyi niyet  esaslarına  aykırı  olduğu  iddiası  ile  genel  kurul  kararları  aleyhine,  toplantıyı  takip eden  günden  başlamak  üzere  bir  ay  içinde,  kooperatif  merkezinin  bulunduğu  yerdeki mahkemeye başvurabilirler.

  1. Toplantıda  hazır  bulunup ta kararlara katılmayarak  karşı  görüşlerini  tutanağa geçirten,  oyunu  kullanmasına  haksız  olarak  izin  verilmeyen,  toplantı  çağrısının  usulüne uygun  yapılmadığını,  gündemin  gereği  gibi  ilan  veya  tebliğ  edilmediğini,  genel  kurul toplantısına katılmaya yetkili olmayan kimselerin karara katılmış bulunduklarını iddia eden ortaklar,
  2. Yönetim kurulu,
  3. Kararların   yerine   getirilmesi   yönetim   kurulu   üyeleri   ile   denetçilerin   şahsi sorumluluklarını gerektirdiğinde bunların her biri,
Ayrıca,  bozma  davasının  açıldığı  ve  duruşmanın  yapılacağı  gün,  yönetim  kurulu tarafından usulen ilan olunur.

Genel kurulda alınan bir kararın mahkeme tarafından bozulması bütün ortaklar için hüküm ifade eder.

TARIMSAL KALKINMA KOOPERATİFİ GENEL KURULUNDA BÜTÜN ORTAKLARIN HAZIR BULUNMASI HALİNDE KARAR

Kooperatifin bütün ortakları toplantıda hazır bulunduğu sürece ve bir itiraz olmadığı takdirde genel kurul toplantılarına ait olan diğer hükümler saklı kalmak şartı ile toplantıya çağrı hakkındaki hükümlere uyulmamış olsa dahi kararlar alınabilir.

Bu gibi kararların, ortaklar veya ortakların toplantıda oy birliği ile seçecekleri temsilciler tarafından imzalanması gereklidir.

TARIMSAL KALKINMA KOOPERATİFİ GELEN KURULUNDA KARAR NİSABI

Kararlar  hazır  bulunan  ortakların  çoğunluğu  ile  alınır.  Oyların  eşitliği halinde  tekrar  oylama  yapılır.

Vekâleten oy  kullanılmaz.

Ancak  birliklere  girme  veya birlikten   ayrılma, anasözleşme   değişikliği,   dağılma,   birleşme   ve   ayrılma   hakkındaki kararlarda hazirun listesini imzalayan ortakları 2/3 nisabı aranır.

Ortakların   şahsi   sorumluklarının   ağırlaştırılması   veya   ek   ödeme   yükümlükleri hakkında alınacak kararlar için bütün ortakların 3/4’ünün rızası gereklidir.

Anasözleşmenin 27. ve 41. maddelerindeki şahsi sorumlulukların ağırlaştırılmasıyla ilgili değişiklikler için de aynı  oran  aranır.

Genel  kurulda  verilen  kararlar  hazır  bulunmayan  veya  olumlu  oy kullanmayan bütün ortaklar için de geçerlidir.

Ancak, kamu kuruluşlarından kredi alındığı takdirde kredi miktarının artırılmasından yararlanmak üzere alınacak kararlar çoğunlukla verilir.

Bir genel kurulu kararı bir sonraki genel kurul kararıyla değiştirilebilir mi?

Genel kurulca verilmiş kararların, sonradan başka bir genel kurul kararıyla değiştirilmediği ya da mahkeme tarafından iptal edilmediği sürece yürürlükte olacağı ve uygulanması gerekeceği doğaldır.

Kooperatiflerde genel kurulda ibra edilmeyen yönetim kurulu üyeleri görevine devam edebilir mi?

İbra edilmeyen yönetim kurulu üyeleri aynı genel kurulda bu göreve tekrar seçilemezler.Bu husus denetim kurulu üyeleri için de geçerlidir (Anasözleşme Md. 36).
İbra edilmeyen yönetim kurulu aleyhine tazminat davası açılabilmesi için bu konuda genel kurulca karar verilmiş olması gereklidir (Anasözleşme Md. 36).

Kooperatiflerde genel kurulda ibra edilmeyen yönetim kurulu üyeleri görevine devam edebilir mi?

İbra edilmeyen yönetim kurulu üyeleri aynı genel kurulda bu göreve tekrar seçilemezler.Bu husus denetim kurulu üyeleri için de geçerlidir (Anasözleşme Md. 36).
İbra edilmeyen yönetim kurulu aleyhine tazminat davası açılabilmesi için bu konuda genel kurulca karar verilmiş olması gereklidir (Anasözleşme Md. 36).

Kooperatifte tutulacak defterler hangileridir?

Kooperatiflerde yevmiye defteri, defter-i kebir, envanter defteri, yönetim kurulu karar defteri ve genel kurul karar defteri ile Ortaklar Defteri tutulur (TTK Md. 66, 326, Kooperatifler Kanunu Md. 16).

Bu defterler kullanılmaya başlamadan önce  açılış tasdikine, ayrıca, yevmiye defteri yeni senenin Ocak ayı, Envanter defteri ise yeni senenin Mart ayı sonuna kadar notere ibraz edilerek son kaydın altına “Görülmüştür” ibaresi yazdırılmak suretiyle kapanış tasdikine tabi tutulur (TTK Md. 70, 72).
Yönetim kurulu karar defterine her yıl birden başlamak ve yıl sonunda son bulmak üzere numara verilir.

Genel kurul karar defterine Kooperatif tarafından gerçekleştirilen olağan ve olağanüstü genel kurul toplantı tutanakları tarih sırasına göre yapıştırılır.

Ortaklar defterine ortakların adres ve kimlik bilgileri ile ortaklığa giriş/çıkış tarihleri, taahhüt ettikleri ve ödedikleri sermaye tutarı yazılır (TTK Md. 326).

Bunların haricinde Kooperatifler Bakanlığımızca hazırlanarak 28/11/1973 tarihinde yürürlüğe giren Kooperatifler Kooperatif birlikleri Kooperatif merkez birlikleri Türkiye Milli Kooperatifler Birliği Muhasebe Yönetmeliği hükümlerine göre gelen giden evrak defteri, kasa defteri, demirbaş defteri, kıymetli evrak defteri gibi diğer yardımcı defterleri tutmakla yükümlüdür.

Yönetim kurulu üyeleri defter tutma mükellefiyetinin kısmen veya tamamen usulüne uygun olarak yerine getirilmemiş olması halinde Türk Ticaret Kanunu’nun 67. maddesi hükmüne göre ağır para cezası ile cezalandırılırlar (TTK Md.67/3).

Kooperatifte tutulacak defterler hangileridir?

Kooperatiflerde yevmiye defteri, defter-i kebir, envanter defteri, yönetim kurulu karar defteri ve genel kurul karar defteri ile Ortaklar Defteri tutulur (TTK Md. 66, 326, Kooperatifler Kanunu Md. 16).

Bu defterler kullanılmaya başlamadan önce  açılış tasdikine, ayrıca, yevmiye defteri yeni senenin Ocak ayı, Envanter defteri ise yeni senenin Mart ayı sonuna kadar notere ibraz edilerek son kaydın altına “Görülmüştür” ibaresi yazdırılmak suretiyle kapanış tasdikine tabi tutulur (TTK Md. 70, 72).
Yönetim kurulu karar defterine her yıl birden başlamak ve yıl sonunda son bulmak üzere numara verilir.

Genel kurul karar defterine Kooperatif tarafından gerçekleştirilen olağan ve olağanüstü genel kurul toplantı tutanakları tarih sırasına göre yapıştırılır.

Ortaklar defterine ortakların adres ve kimlik bilgileri ile ortaklığa giriş/çıkış tarihleri, taahhüt ettikleri ve ödedikleri sermaye tutarı yazılır (TTK Md. 326).

Bunların haricinde Kooperatifler Bakanlığımızca hazırlanarak 28/11/1973 tarihinde yürürlüğe giren Kooperatifler Kooperatif birlikleri Kooperatif merkez birlikleri Türkiye Milli Kooperatifler Birliği Muhasebe Yönetmeliği hükümlerine göre gelen giden evrak defteri, kasa defteri, demirbaş defteri, kıymetli evrak defteri gibi diğer yardımcı defterleri tutmakla yükümlüdür.

Yönetim kurulu üyeleri defter tutma mükellefiyetinin kısmen veya tamamen usulüne uygun olarak yerine getirilmemiş olması halinde Türk Ticaret Kanunu’nun 67. maddesi hükmüne göre ağır para cezası ile cezalandırılırlar (TTK Md.67/3).

Kooperatiflerde ortakların genel kurul kararları aleyhine dava açma hakkı

Genel kurul kararları aleyhine dava açma hakkı kanunun 53. maddesinde düzenlenmiştir. Kanun, iptal davası açma hakkını genel kurul toplantısında hazır bulunan ortaklar ile toplantıda hazır bulunsun ya da bulunmasın tüm ortaklar olmak üzere iki farklı gruba tanımıştır. Buna göre kanuna, anasözleşme hükümlerine ve iyi niyet esaslarına aykırı olduğu iddiası ile genel kurul kararları aleyhine mahkemede iptal davası açılabilir.
Genel kurul toplantısında hazır bulunan ortaklardan; kararlara aykırı kalarak keyfiyeti tutanağa geçirten veya oyunu kullanmasına haksız olarak müsaade edilmeyen ortakların dava açma hakları bulunmaktadır. Buna göre; genel kurul toplantısında hazır bulunan bir ortağın kararın altına gerekçeli olarak muhalefetini yazdırıp imzalamak ya da gerekçeli olarak ayrı bir kağıda yazarak imzaladığı muhalefetini divana sunup gerekirse bakanlık temsilcisine de duyurarak bunun tutanağa geçmesini sağlamak suretiyle yapabilir.
Yine muhalefetinin genel kurul tutanağına yazılmadığını kanıtlayan ortağın da iptal davası açma hakkı bulunmaktadır. Benzer biçimde, genel kurul toplantısına katılmak isteyip de toplantıya alınmadığını ve dolayısıyla da oyunun kullanılmasına müsaade edilmediğini veya toplantıya katılmakla birlikte oyunu kullanmasına haksız olarak müsaade edilmediğini kanıtlayan bir ortağın da dava açma hakkı bulunmaktadır.
Genel kurul toplantısında hazır bulunsun ya da bulunmasın; toplantıya çağrının usulü dairesinde yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmediğini, genel kurul toplantısına katılmaya yetkili olmayan kimselerin karara katılmış bulunduklarını iddia eden ortakların da iptal davası açma hakları bulunmaktadır.
Genel kurul kararı aleyhine toplantıyı kovalayan günden itibaren 1 ay içinde dava açılması gerekir. Bir aylık süre; toplantının yapıldığı gün, toplantı birkaç gün devam etmişse son günü takip eden ertesi gün başlar. Buradaki 1 aylık süre, hak düşürücü süredir ve bu süre geçtikten sonra iptal davası açma hakkı olan ortakların bu hakları düşecektir. Öte yandan, bir aylık hak düşürücü sürenin sona erip ermediği mahkemece resen dikkate alınmaktadır.
Diğer taraftan, ortaklıktan ihraca ilişkin genel kurul kararlarına karşı iptal davası açma süresi 1 ay olmayıp, 3 aylık süreye tabidir. Bu halde, ihraç edilen ortak genel kurula katılmışsa da kararın onaylı bir örneğinin ortağa tebliğ edilmesi gerekir ve 3 aylık hak düşürücü süre de bu tebliğ tarihinden itibaren işlemeye başlar.
Batıl olan (ölü doğmuş) genel kurul kararları kooperatif ortakları ve üçüncü şahıslar için hiç bir hak ve borç doğurmaz bu gibi kararların iptali 1 aylık hak düşürücü süreye tabi olmayıp her zaman istenebilir. Genel kurul kararlarının mutlak butlanla sakat olduğunu iddia eden ortakların genel kurul toplantılarında hazır bulunması ve itirazını tutanağa yazdırması da şart olmayıp, genel kurul kararlarına katılmayan ortakların da böyle bir iddiayla dava açmaları mümkündür.
İptal davasının açılacağı mahkeme, kooperatif merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemedir. Buna göre, genel kurul kararları aleyhine açılması istenen iptal davası, kooperatif merkezinin bulunduğu yerdeki Ticaret Mahkemesi, bu mahkemenin bulunmadığı yerlerde ise Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmalıdır.
İptal davasının açıldığı hususu ile duruşmanın yapılacağı gün yönetim kurulu tarafından usulen ilan olunur (KK. m. 53/2).
Genel kurul kararları aleyhine birden fazla iptal davası açılması halinde, davalar birleştirilerek görülür ve bir aylık hak düşürücü süre sona ermeden duruşmaya başlanılamaz (KK. m. 53/3).
Kooperatifin karşı karşıya kalabileceği muhtemel zararlarına karşı davacıların teminat göstermesi mahkeme tarafından istenebilir. Bu durumda, teminatın ne olacağı ve miktarını belirleme yetkisi yine mahkemeye aittir (KK. m. 53/4).
Kooperatif aleyhine açılan dava sonucunda iptali istenen kararların iptali yönünde bir karar çıkması halinde, bu karar bütün ortaklar için hüküm ifade eder (KK. m. 53/5).
Bir kararın bozulması bütün ortaklar için hüküm ifade eder (KK. m. 53/5). Bu bağlamda, iptali kesinleşen genel kurul kararları artık hiçbir ortak için ileri sürülemez. 

Kooperatiflerde ortakların genel kurul kararları aleyhine dava açma hakkı

Genel kurul kararları aleyhine dava açma hakkı kanunun 53. maddesinde düzenlenmiştir. Kanun, iptal davası açma hakkını genel kurul toplantısında hazır bulunan ortaklar ile toplantıda hazır bulunsun ya da bulunmasın tüm ortaklar olmak üzere iki farklı gruba tanımıştır. Buna göre kanuna, anasözleşme hükümlerine ve iyi niyet esaslarına aykırı olduğu iddiası ile genel kurul kararları aleyhine mahkemede iptal davası açılabilir.
Genel kurul toplantısında hazır bulunan ortaklardan; kararlara aykırı kalarak keyfiyeti tutanağa geçirten veya oyunu kullanmasına haksız olarak müsaade edilmeyen ortakların dava açma hakları bulunmaktadır. Buna göre; genel kurul toplantısında hazır bulunan bir ortağın kararın altına gerekçeli olarak muhalefetini yazdırıp imzalamak ya da gerekçeli olarak ayrı bir kağıda yazarak imzaladığı muhalefetini divana sunup gerekirse bakanlık temsilcisine de duyurarak bunun tutanağa geçmesini sağlamak suretiyle yapabilir.
Yine muhalefetinin genel kurul tutanağına yazılmadığını kanıtlayan ortağın da iptal davası açma hakkı bulunmaktadır. Benzer biçimde, genel kurul toplantısına katılmak isteyip de toplantıya alınmadığını ve dolayısıyla da oyunun kullanılmasına müsaade edilmediğini veya toplantıya katılmakla birlikte oyunu kullanmasına haksız olarak müsaade edilmediğini kanıtlayan bir ortağın da dava açma hakkı bulunmaktadır.
Genel kurul toplantısında hazır bulunsun ya da bulunmasın; toplantıya çağrının usulü dairesinde yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmediğini, genel kurul toplantısına katılmaya yetkili olmayan kimselerin karara katılmış bulunduklarını iddia eden ortakların da iptal davası açma hakları bulunmaktadır.
Genel kurul kararı aleyhine toplantıyı kovalayan günden itibaren 1 ay içinde dava açılması gerekir. Bir aylık süre; toplantının yapıldığı gün, toplantı birkaç gün devam etmişse son günü takip eden ertesi gün başlar. Buradaki 1 aylık süre, hak düşürücü süredir ve bu süre geçtikten sonra iptal davası açma hakkı olan ortakların bu hakları düşecektir. Öte yandan, bir aylık hak düşürücü sürenin sona erip ermediği mahkemece resen dikkate alınmaktadır.
Diğer taraftan, ortaklıktan ihraca ilişkin genel kurul kararlarına karşı iptal davası açma süresi 1 ay olmayıp, 3 aylık süreye tabidir. Bu halde, ihraç edilen ortak genel kurula katılmışsa da kararın onaylı bir örneğinin ortağa tebliğ edilmesi gerekir ve 3 aylık hak düşürücü süre de bu tebliğ tarihinden itibaren işlemeye başlar.
Batıl olan (ölü doğmuş) genel kurul kararları kooperatif ortakları ve üçüncü şahıslar için hiç bir hak ve borç doğurmaz bu gibi kararların iptali 1 aylık hak düşürücü süreye tabi olmayıp her zaman istenebilir. Genel kurul kararlarının mutlak butlanla sakat olduğunu iddia eden ortakların genel kurul toplantılarında hazır bulunması ve itirazını tutanağa yazdırması da şart olmayıp, genel kurul kararlarına katılmayan ortakların da böyle bir iddiayla dava açmaları mümkündür.
İptal davasının açılacağı mahkeme, kooperatif merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemedir. Buna göre, genel kurul kararları aleyhine açılması istenen iptal davası, kooperatif merkezinin bulunduğu yerdeki Ticaret Mahkemesi, bu mahkemenin bulunmadığı yerlerde ise Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmalıdır.
İptal davasının açıldığı hususu ile duruşmanın yapılacağı gün yönetim kurulu tarafından usulen ilan olunur (KK. m. 53/2).
Genel kurul kararları aleyhine birden fazla iptal davası açılması halinde, davalar birleştirilerek görülür ve bir aylık hak düşürücü süre sona ermeden duruşmaya başlanılamaz (KK. m. 53/3).
Kooperatifin karşı karşıya kalabileceği muhtemel zararlarına karşı davacıların teminat göstermesi mahkeme tarafından istenebilir. Bu durumda, teminatın ne olacağı ve miktarını belirleme yetkisi yine mahkemeye aittir (KK. m. 53/4).
Kooperatif aleyhine açılan dava sonucunda iptali istenen kararların iptali yönünde bir karar çıkması halinde, bu karar bütün ortaklar için hüküm ifade eder (KK. m. 53/5).
Bir kararın bozulması bütün ortaklar için hüküm ifade eder (KK. m. 53/5). Bu bağlamda, iptali kesinleşen genel kurul kararları artık hiçbir ortak için ileri sürülemez. 

Kooperatif Ortaklığından Çıkarılma ve İtiraz

Bir ortağın ortaklıktan çıkarılmasını gerektirecek hususlar kooperatif ana sözleşmesinde açıkça belirtilmelidir. Ana sözleşmede açıkça belirtilmeyen nedenlerden dolayı kişiler ortaklıktan çıkarılamazlar.

Kooperatif türlerine göre ilgili Bakanlıkça hazırlanan örnek ana sözleşmelerde çıkarılma sebepleri açıkça gösterilmektedir. Tüm ana sözleşmelerde yer aldığı gibi çıkarılma sebeplerinin başında, ortaklığa kabul için aranan şartların kaybedilmesi gelmektedir. Yani girişte aranılan şartları sonradan kaybedenler veya girişte bu şartları taşımadıkları halde ortak olup da bu şartları taşımadıkları sonradan anlaşılanlar ortaklıktan çıkarabilmektedirler. Hemen hemen tüm ana sözleşmelerde yer alan diğer bir çıkarma nedeni de ortağın parasal yükümlülüklerini yerine getirmemesidir. Diğer çıkarma nedenleri ise, kooperatiflerin türü, amacı ve çalışma konularına göre değişmektedir.

Ortaklıktan çıkarılma teklifini yönetim kurulu genel kurula sunar ve genel kurulca ortaklıktan çıkarılmaya veya ortaklığın devamına karar verilir. Ana sözleşmede belirtilmek şartı ile ortakların çıkarılması konusunda yönetim kurulu yetkili kılınabilir.

Ortaklıktan çıkarılma kararı, ana sözleşmede yer alan çıkarılma gerekçesiyle birlikte, kararı genel kurul vermişse, genel kurul karar defterine, yönetim kurulu vermişse yönetim kurulu karar defterine yazılır. Ayrıca çıkarılma kararı ortaklar defterine de yazılır.

Ortaklıktan çıkarılmaya ilişkin yönetim kurulu kararı örneği:

Karar No : 18
Karar Tarihi : 10/11/2013

Toplantıda Hazır Bulunan Ortaklar:

Kooperatifimizin ortağı …………………..2013 yılı Mart-Ağustos aylarına ait toplam 2.400 (ikibindörtyüz) TL aidatım toplam 6 ay geciktirmesi nedeniyle kendisine Ankara 15. Noterliği aracılığıyla gönderilen ve 29/09/2013 günü tebliğ edilen 27.09.2013 tarihli ve 2548 sayılı ilk ihtarname ile on beş gün içinde borçlanın ödemesi istenmiştir.

Kendisine tanınan bu süre içerisinde borcunu ödemediğinden Ankara 15. Noterliği aracılığıyla 03.10. 2013 tarihli ve 2684 sayılı ikinci ihtarname gönderilerek bir ay içinde borçlanın ödemesi gerektiği bildirilmiştir. Ancak, 05.10.2013 günü tebliğ edilen bu ikinci ihtarname ile tanınan bir aylık süreye rağmen borçlarım ödemediğinden Kooperatifler Kanunu'nun 27. ve ana sözleşmenin.... maddesi hükümleri uyarınca ………………….ortaklıktan çıkarılmasına ve bu durumun kendisine tebliğ edilmesine oy birliği/oy çokluğu ile karar verilmiştir.




                          Başkan                            2. Başkan                              Üve
                           İmza                                    İmza                                İmza


------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Çıkarılma kararının bir örneği çıkarılmanın genel kurul veya yönetim kurulu tarafından onaylandığı tarihten itibaren on gün içinde, çıkarılan ortağa tebliğ edilmek üzere notere verilir.

Tebligat, ortağın kooperatife bildirdiği en son adrese yapılır. Kendisine tebliğ yapılacak ortak adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır. Ancak, ortak yerine kendisine tebliğ yapılacak kişinin 18 yaşını doldurmuş olmasına dikkat edilmelidir. Bilinen en son adresinde kendisine tebligat yapılacak kimse yoksa veya bunlar tebligatı almaktan kaçınırlarsa, tebligat o yerin muhtarına veya ihtiyar heyeti üyelerinden birine yapılır. Belgeyi teslim alanın adı ve adresi, ortağın tebliğ edilen adresinin kapısına yapıştırılır. Tebligatın kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.

Çıkarılma kararının ortağa tebliğine ilişkin noter yazısı örneği:

T.C. 15. Noterliği ANKARA

KEŞİDECİ : ,,,,,,,,,,,,,Kooperatifi
MUHATAP : Talatpaşa Bulvarı 108/45 Cebeci/Ankara

KONU: Kooperatifimize olan 2013 Mart-Ağustos aylarına ait toplan 2.400 (ikibindörtyüz) TL borcunuzu zamanında ödemediğin için Ankara 15. Noterliği ile 29.09. 2013 günü tebliğ edilen ilk ihtarnamemize ve yine Ankara 15. Noterliği ile 05.10. 2013 günü tebliğ edilen ikinci ihtarnamemize rağmen verilen süreler içinde söz konusu borcunuzu ödememiş bulunmaktasınız.

Bu nedenle; Kooperatifler Kanunu'nun 27. ve ana sözleşmenin de … maddesi hükümlerince yönetim kurulunun 10/11/2013 tarihli 18 sayılı kararı ile kooperatif ortaklığından çıkarılmış bulunuyorsunuz.

Bilgilerinizi rica ederiz.

Sayın Noter,

Bu ihbarnamemizin bir örneğinin ilgiliye tebliğini, bir örneğinin de tebliğ edildiğine delil olarak tarafımıza iadesini rica ederiz.


                                                        Başkan                                  2. Başkan
                                                         İmza                                          İmza


--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Ortaklıktan çıkarılan kişi, çıkarılma kararının kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren üç ay içinde Ticaret Mahkemesi bulunan yerlerde bu mahkemeye, bulunmayan yerlerde ise Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde itiraz davası açılabilir.
Çıkarılma kararı, yönetim kurulu tarafından verilmişse çıkarılan ortak itiraz davası açmadan önce genel kurula itirazda bulunabilir. Çıkarılma kararına karşı ortağın yapmış olduğu itiraz, genel kurul gündemine alınarak ayrı bir madde olarak görüşülür.
Genel kurulda ortağın söz alıp konuşma ve kendisini savunma hakkı vardır. Bu savunma hakkı engellenemez. Genel kuruldan da ortaklıktan çıkarılma kararı çıkarsa bu defa kararın iptali için itiraz davası açabilir.
Ortak, çıkarılma kararı haksız bile olsa üç aylık süre dolduktan sonra itirazda bulunamaz ve itiraz davası açamaz. Bu nedenle çıkarılan ortağın, haksız alındığını iddia ettiği çıkarılma kararına karşı 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde ya genel kurula itirazda bulunması ya da itiraz davası açması gerekir. Ortağın itiraz amacıyla ilgili Bakanlığa veya başka bir kuruma başvurması hiçbir anlam ifade etmez.

Ortaklıktan çıkarılma kararına karşı, genel kurula yapılacak itiraz dilekçesi örneği:

T.C 14. Noterliği ANKARA

İTİRAZ EDEN: Adres

S.S................ ,,,,,,,,,,,,,,,, Koop. Adres

KONU: Yönetim kurulunun ortaklıktan çıkarılma kararına karşı yapılacak itirazımın, ilk genel kuralda görüşülmesi.

Kooperatif ortaklığından çıkarıldığına ilişkin 10.11. 2013 tarih ve 18 sayılı yönetim kurulu karan 3 sayılı yazı ile 12.11. 2013 günü tarafıma tebliğ edilmiştir. Anılan kararda ortaklıktan çıkarılmama gerekçe olarak Mart- Ağustos 2013 aylarına ait 2.400 (ikibindörtyüz) TL borcun ödenmediği gösterilmektedir. Oysa borcumun 1.400 TL'lik kısım ödenmiştir.
Ortaklıktan çıkarılma kararına karşı bu itirazımın ilk genel kuralda görüşülmesi ve ortaklıktan çıkarılmam yönünde yönetim kurulunca alınan 10.11. 2013 günlü 18 sayılı kararın iptal edilmesini genel kuraldan arz ederim.

Sayın Noter,

Üç nüshadan ibaret olan bu itiraz dilekçemin bir nüshasının muhataba tebliğini, bir nüshasının dairenizde saklanmasını ve bir nüshasının da tebliğ edildiğine delil olarak tarafıma verilmesini rica ederim.

                                                                                                                              İmza
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Ortaklıktan çıkarılma kararına karşı açılacak dava dilekçesi örneği:

(TİCARET VEYA ASLİYE HUKUK) MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA
                                                                                                                                   ANKARA

İTİRAZ EDEN:
Adres
MUHATAP : S.S ,,,,,,,,,,,,,,, Koop.
Adres

DAVANIN KONUSU: Kooperatif ortaklığından çıkarılmam yönünde alınan 10.11.2013 tarihli 18 sayılı yönetim kurulu kararı.

OLAY VE DELİLLER: Kooperatif ortaklığından çıkarıldığına ilişkin 10.11.2013 tarih ve 18 sayılı yönetim kurulu kararı 3 sayılı yazı ile 12.11. 2013 günü tarafıma tebliğ edilmiştir. Anılan kararda ortaklıktan çıkarılmama gerekçe olarak Mart- Ağustos 2013 aylarına ait 2.400 (ikibindörtyüz) TL borcun ödenmediği gösterilmektedir. Oysa borcumun 1.400 TL'lik kısım ödenmiştir. Ödemeye ilişkin makbuzlar ekte sunulmuştur.

HUKUKİ DAYANAK: Kooperatifler Kanunu'nun 16. Maddesi ile kooperatif anasözleşmesinin 11. maddesi.

SONUÇ VE İSTEK: Ortaklıktan çıkarılma kararına karşı bu itirazımın görüşülmesi ve ortaklıktan çıkarılmam yönünde yönetim kurulunca alınan 10.11.2013 günlü 18 sayılı kararın iptal edilmesini arz ederim. 15/01/2015

                                                                                                                          İmza

EKLER:
1- İptal kararı
2- Ödeme Makbuzları

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Ortaklıktan çıkarılması kesinleşmeyen ortağın yerine yeni ortak alınamaz. Başka bir ifade ile davası veya itirazı sonuçlanmayan ortakların yerine yeni ortak alınması yasaklanmıştır.
Kooperatif ortaklarının kendi isteği ile ortaklıktan çıkması, ortaklıktan çıkarılması gibi nedenlerin dışında ortaklığı sona erdiren diğer bir durum ise ortaklığın kendisinden düşmesidir.



Kooperatif Ortaklığından Çıkarılma ve İtiraz

Bir ortağın ortaklıktan çıkarılmasını gerektirecek hususlar kooperatif ana sözleşmesinde açıkça belirtilmelidir. Ana sözleşmede açıkça belirtilmeyen nedenlerden dolayı kişiler ortaklıktan çıkarılamazlar.

Kooperatif türlerine göre ilgili Bakanlıkça hazırlanan örnek ana sözleşmelerde çıkarılma sebepleri açıkça gösterilmektedir. Tüm ana sözleşmelerde yer aldığı gibi çıkarılma sebeplerinin başında, ortaklığa kabul için aranan şartların kaybedilmesi gelmektedir. Yani girişte aranılan şartları sonradan kaybedenler veya girişte bu şartları taşımadıkları halde ortak olup da bu şartları taşımadıkları sonradan anlaşılanlar ortaklıktan çıkarabilmektedirler. Hemen hemen tüm ana sözleşmelerde yer alan diğer bir çıkarma nedeni de ortağın parasal yükümlülüklerini yerine getirmemesidir. Diğer çıkarma nedenleri ise, kooperatiflerin türü, amacı ve çalışma konularına göre değişmektedir.

Ortaklıktan çıkarılma teklifini yönetim kurulu genel kurula sunar ve genel kurulca ortaklıktan çıkarılmaya veya ortaklığın devamına karar verilir. Ana sözleşmede belirtilmek şartı ile ortakların çıkarılması konusunda yönetim kurulu yetkili kılınabilir.

Ortaklıktan çıkarılma kararı, ana sözleşmede yer alan çıkarılma gerekçesiyle birlikte, kararı genel kurul vermişse, genel kurul karar defterine, yönetim kurulu vermişse yönetim kurulu karar defterine yazılır. Ayrıca çıkarılma kararı ortaklar defterine de yazılır.

Ortaklıktan çıkarılmaya ilişkin yönetim kurulu kararı örneği:

Karar No : 18
Karar Tarihi : 10/11/2013

Toplantıda Hazır Bulunan Ortaklar:

Kooperatifimizin ortağı …………………..2013 yılı Mart-Ağustos aylarına ait toplam 2.400 (ikibindörtyüz) TL aidatım toplam 6 ay geciktirmesi nedeniyle kendisine Ankara 15. Noterliği aracılığıyla gönderilen ve 29/09/2013 günü tebliğ edilen 27.09.2013 tarihli ve 2548 sayılı ilk ihtarname ile on beş gün içinde borçlanın ödemesi istenmiştir.

Kendisine tanınan bu süre içerisinde borcunu ödemediğinden Ankara 15. Noterliği aracılığıyla 03.10. 2013 tarihli ve 2684 sayılı ikinci ihtarname gönderilerek bir ay içinde borçlanın ödemesi gerektiği bildirilmiştir. Ancak, 05.10.2013 günü tebliğ edilen bu ikinci ihtarname ile tanınan bir aylık süreye rağmen borçlarım ödemediğinden Kooperatifler Kanunu'nun 27. ve ana sözleşmenin.... maddesi hükümleri uyarınca ………………….ortaklıktan çıkarılmasına ve bu durumun kendisine tebliğ edilmesine oy birliği/oy çokluğu ile karar verilmiştir.




                          Başkan                            2. Başkan                              Üve
                           İmza                                    İmza                                İmza


------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Çıkarılma kararının bir örneği çıkarılmanın genel kurul veya yönetim kurulu tarafından onaylandığı tarihten itibaren on gün içinde, çıkarılan ortağa tebliğ edilmek üzere notere verilir.

Tebligat, ortağın kooperatife bildirdiği en son adrese yapılır. Kendisine tebliğ yapılacak ortak adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır. Ancak, ortak yerine kendisine tebliğ yapılacak kişinin 18 yaşını doldurmuş olmasına dikkat edilmelidir. Bilinen en son adresinde kendisine tebligat yapılacak kimse yoksa veya bunlar tebligatı almaktan kaçınırlarsa, tebligat o yerin muhtarına veya ihtiyar heyeti üyelerinden birine yapılır. Belgeyi teslim alanın adı ve adresi, ortağın tebliğ edilen adresinin kapısına yapıştırılır. Tebligatın kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.

Çıkarılma kararının ortağa tebliğine ilişkin noter yazısı örneği:

T.C. 15. Noterliği ANKARA

KEŞİDECİ : ,,,,,,,,,,,,,Kooperatifi
MUHATAP : Talatpaşa Bulvarı 108/45 Cebeci/Ankara

KONU: Kooperatifimize olan 2013 Mart-Ağustos aylarına ait toplan 2.400 (ikibindörtyüz) TL borcunuzu zamanında ödemediğin için Ankara 15. Noterliği ile 29.09. 2013 günü tebliğ edilen ilk ihtarnamemize ve yine Ankara 15. Noterliği ile 05.10. 2013 günü tebliğ edilen ikinci ihtarnamemize rağmen verilen süreler içinde söz konusu borcunuzu ödememiş bulunmaktasınız.

Bu nedenle; Kooperatifler Kanunu'nun 27. ve ana sözleşmenin de … maddesi hükümlerince yönetim kurulunun 10/11/2013 tarihli 18 sayılı kararı ile kooperatif ortaklığından çıkarılmış bulunuyorsunuz.

Bilgilerinizi rica ederiz.

Sayın Noter,

Bu ihbarnamemizin bir örneğinin ilgiliye tebliğini, bir örneğinin de tebliğ edildiğine delil olarak tarafımıza iadesini rica ederiz.


                                                        Başkan                                  2. Başkan
                                                         İmza                                          İmza


--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Ortaklıktan çıkarılan kişi, çıkarılma kararının kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren üç ay içinde Ticaret Mahkemesi bulunan yerlerde bu mahkemeye, bulunmayan yerlerde ise Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde itiraz davası açılabilir.
Çıkarılma kararı, yönetim kurulu tarafından verilmişse çıkarılan ortak itiraz davası açmadan önce genel kurula itirazda bulunabilir. Çıkarılma kararına karşı ortağın yapmış olduğu itiraz, genel kurul gündemine alınarak ayrı bir madde olarak görüşülür.
Genel kurulda ortağın söz alıp konuşma ve kendisini savunma hakkı vardır. Bu savunma hakkı engellenemez. Genel kuruldan da ortaklıktan çıkarılma kararı çıkarsa bu defa kararın iptali için itiraz davası açabilir.
Ortak, çıkarılma kararı haksız bile olsa üç aylık süre dolduktan sonra itirazda bulunamaz ve itiraz davası açamaz. Bu nedenle çıkarılan ortağın, haksız alındığını iddia ettiği çıkarılma kararına karşı 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde ya genel kurula itirazda bulunması ya da itiraz davası açması gerekir. Ortağın itiraz amacıyla ilgili Bakanlığa veya başka bir kuruma başvurması hiçbir anlam ifade etmez.

Ortaklıktan çıkarılma kararına karşı, genel kurula yapılacak itiraz dilekçesi örneği:

T.C 14. Noterliği ANKARA

İTİRAZ EDEN: Adres

S.S................ ,,,,,,,,,,,,,,,, Koop. Adres

KONU: Yönetim kurulunun ortaklıktan çıkarılma kararına karşı yapılacak itirazımın, ilk genel kuralda görüşülmesi.

Kooperatif ortaklığından çıkarıldığına ilişkin 10.11. 2013 tarih ve 18 sayılı yönetim kurulu karan 3 sayılı yazı ile 12.11. 2013 günü tarafıma tebliğ edilmiştir. Anılan kararda ortaklıktan çıkarılmama gerekçe olarak Mart- Ağustos 2013 aylarına ait 2.400 (ikibindörtyüz) TL borcun ödenmediği gösterilmektedir. Oysa borcumun 1.400 TL'lik kısım ödenmiştir.
Ortaklıktan çıkarılma kararına karşı bu itirazımın ilk genel kuralda görüşülmesi ve ortaklıktan çıkarılmam yönünde yönetim kurulunca alınan 10.11. 2013 günlü 18 sayılı kararın iptal edilmesini genel kuraldan arz ederim.

Sayın Noter,

Üç nüshadan ibaret olan bu itiraz dilekçemin bir nüshasının muhataba tebliğini, bir nüshasının dairenizde saklanmasını ve bir nüshasının da tebliğ edildiğine delil olarak tarafıma verilmesini rica ederim.

                                                                                                                              İmza
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Ortaklıktan çıkarılma kararına karşı açılacak dava dilekçesi örneği:

(TİCARET VEYA ASLİYE HUKUK) MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA
                                                                                                                                   ANKARA

İTİRAZ EDEN:
Adres
MUHATAP : S.S ,,,,,,,,,,,,,,, Koop.
Adres

DAVANIN KONUSU: Kooperatif ortaklığından çıkarılmam yönünde alınan 10.11.2013 tarihli 18 sayılı yönetim kurulu kararı.

OLAY VE DELİLLER: Kooperatif ortaklığından çıkarıldığına ilişkin 10.11.2013 tarih ve 18 sayılı yönetim kurulu kararı 3 sayılı yazı ile 12.11. 2013 günü tarafıma tebliğ edilmiştir. Anılan kararda ortaklıktan çıkarılmama gerekçe olarak Mart- Ağustos 2013 aylarına ait 2.400 (ikibindörtyüz) TL borcun ödenmediği gösterilmektedir. Oysa borcumun 1.400 TL'lik kısım ödenmiştir. Ödemeye ilişkin makbuzlar ekte sunulmuştur.

HUKUKİ DAYANAK: Kooperatifler Kanunu'nun 16. Maddesi ile kooperatif anasözleşmesinin 11. maddesi.

SONUÇ VE İSTEK: Ortaklıktan çıkarılma kararına karşı bu itirazımın görüşülmesi ve ortaklıktan çıkarılmam yönünde yönetim kurulunca alınan 10.11.2013 günlü 18 sayılı kararın iptal edilmesini arz ederim. 15/01/2015

                                                                                                                          İmza

EKLER:
1- İptal kararı
2- Ödeme Makbuzları

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Ortaklıktan çıkarılması kesinleşmeyen ortağın yerine yeni ortak alınamaz. Başka bir ifade ile davası veya itirazı sonuçlanmayan ortakların yerine yeni ortak alınması yasaklanmıştır.
Kooperatif ortaklarının kendi isteği ile ortaklıktan çıkması, ortaklıktan çıkarılması gibi nedenlerin dışında ortaklığı sona erdiren diğer bir durum ise ortaklığın kendisinden düşmesidir.