Kooperatif Ortaklığının Sona Ermesiyle Hesap Kesme

Kooperatifler Kanunu'nun 17’nci maddesi ortaklıktan çıkan veya çıkarılan ortakların, kooperatiften iadesini isteyebilecekleri hakları belirtmiştir. İlgili maddeye göre; kooperatiften çıkan veya çıkarılan ortakların kendilerinin yahut mirasçılarının kooperatif varlığı üzerinde haklarının olup olmadığı ve bu hakların nelerden ibaret bulunduğu ana sözleşmede gösterilir.

İadesi talep edilecek hakların başında sermaye payları ile kooperatifin amacının gerçekleştirilebilmesi için ödenen paralar gelmektedir. Örneğin bir yapı kooperatifinde, konut ya da iş yerlerinin inşası için genel kurulca belirlenen ve ödenen aylık taksit ve ara ödemeler gibi.

Kooperatifler Kanununa göre yedek akçeler üzerinde çıkan ya da çıkarılan ortakların hak talep etmeleri mümkün değildir. Yedek akçelerin ortaklara dağıtılacağına dair bir hüküm ana sözleşmeye konulmuş olsa dahi geçersizdir.

Çıkan veya çıkarılan ortakların talep ettikleri haklar, ortağın ayrıldığı yıl bilançosuna göre, diğer bir ifade ile çıkmanın kesinleştiği yıl bilançosuna göre hesaplanır. Bunun için ayrıca bir bilanço düzenlemeye gerek yoktur.

Bilançoda geçmiş yılda ve cari yılda zarar (olumsuz gelir gider farkı) görülüyorsa bu zararlardan ortağa düşen pay hesap edilerek, kendisine yapılacak iadeden mahsup edilir. Burada bilanço tarihinden kasıt, bilançonun düzenlendiği gün yani 31 Aralık değil, bilançonun genel kurulca kabul edildiği tarihtir. Çünkü bilanço genel kurulca kabul edilmekle kesinlik kazanmış olur ve bir hukuki belge niteliği kazanır. Örneğin; ortağın ortaklıktan çıkması 15/09/2011 günü kesinleşmiş, ana sözleşmeye göre de, ortağın sermaye ve diğer alacaklarının o yılın bilançosuna göre hesaplanarak, bilanço tarihinden itibaren bir ay içerisinde verilmesi gerekiyor ise, 31/12/2011 tarihi itibariyle düzenlenen bilanço 1/4/2011 günü yapılan genel kurulca kesinleşmişse, ortağın hak ve alacaklarının 1/5/2011 tarihine kadar ödenmesi gereklidir.

İlgili Bakanlıklarca hazırlanan örnek ana sözleşmelere göre, çıkan ve çıkarılan ortakların sermaye ve diğer alacaklarının, bilanço tarihinden itibaren bir ay içinde geri ödenmesi gerekir. Ancak, ortaklığı sona erenlerin yerine yeni ortak alınması halinde, eski ortağın kooperatif amaçlarının gerçekleştirilmesini sağlamak üzere yaptığı ödemelerin derhal geri verilmesi zorunlu bulunmaktadır.
Her ne kadar örnek ana sözleşmelerde alacakların iadesi için bilanço tarihinden itibaren bir ay süre tanınmış olsa da bu hükme uymayarak ortaklıktan ayrılanların alacaklarının iadesinin uzatıldığı görülmektedir. Bu durumda ortaklık ilişkisi kesilenlerin alacaklarına yönelik temerrüd faizi isteme hakları bulunmaktadır.

Kooperatifler Kanunu'nun 10’uncu maddesine göre ana sözleşmesinde hüküm bulunmak kaydıyla ayrılmak isteyen ortaktan tazminat istenebilir. Ancak tazminat istenebilmesi için ortağın ortaklıktan çıkışının kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürmesi gerekir. Aksi durumda tazminat istenemez.
Kooperatiften çıkan ortaktan tazminat istenmesi veya ortağın ihraç edilmesi, ortağın kooperatif varlığı üzerinde hak talep etmesine engel değildir. Böyle durumlarda istenen haktan tazminat düşülür ve kalan tutar hak sahibine ödenir.

Kooperatifler Kanunu'nun 17’nci maddesinin 2’nci fıkrasına göre; kooperatif mevcudiyetini tehlikeye düşürecek nitelikteki iade ve ödemeler, ana sözleşmede daha kısa bir süre (ki örnek ana sözleşmelerde bu süre bir aydır) tespit edilmiş olsa bile, genel kurul kararı ile üç yılı aşmamak üzere ertelenebilir. Bu halde ortak, üç yıl geçmeden alacaklarının iadesi için dava bile açamaz.

Ancak, kooperatiften çıkan ortağın, alacaklarının iadesinin kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürüp düşürmediğinin tespitine dair ticaret mahkemesine dava açma hakkı bulunmaktadır. Dava sonucu ortaklık ilişkisi kesilenlere yapılacak iadelerin kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürmediği yönünde karar verilirse ortaklıktan ayrılanın yasal faiz isteme hakkı bulunmaktadır.
Erteleme kararının genel kurulca verilmiş olması gerekir. Yönetim kurulunca böyle bir kararın alınması veya genel kurulun bu kararı alma yetkisini yönetim kuruluna devretmesi mümkün değildir. Çıkan veya çıkarılan ortaklarla mirasçılarının alacak ve hakları, bunları isteyebilecekleri günden başlayarak beş yılı geçmekle zaman aşımına uğrar.